2021'in ardından (Üçüncü bölüm)

-
Aa
+
a
a
a

İnsanlar tarafından üç kelimeyle, "yorucu", "yitik", "kaotik" olarak tarif edilen 2021 yılının sonunda, Türkiye ve dünya gündeminden siyasi, ekonomik, iklim-çevre ve COVID-19'a dair haberleri derlediğimiz programın üçüncü ve son bölümü. 

Pandora Papers illüstrasyon

Ekim

Ayın sözü:

Bu düşüncelerle yağmurun sesini dinleyeceğim ve hayatın nasıl bir mucize olduğunu bize işaret eden gökkuşağını görmeyi bekleyeceğim.

1434 gündür tutuklu olan Osman Kavala’nın Karar gazetesi yazarı Mehmet Ocaktan'a gönderdiği mektuptan. (Karar)

Dünya:

- Fransa'nın eski cumhurbaşkanlarından Nicolas Sarkozy, 2012 seçim kampanyasını yasa dışı yollardan finanse etmekle yargılandığı davada suçlu bulunacaktı. Sarkozy'ye 1 yıl hapis cezası verilecekti. Sarkozy, böylece Fransa tarihinde hapis cezası alan ilk ve tek cumhurbaşkanı olarak tarihe geçecekti. 

- İtalya'nın göçmen entegrasyonu açısından örnek gösterilen Riace kasabasının eski belediye başkanı Domenico Lucano, yasadışı göçe yataklık etmekten suçlu bulunarak 13 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırılacaktı. Savcılığın 7 yıl 11 ay hapis talep etmesine rağmen mahkemenin bunun neredeyse iki katı bir ceza kararı alması ülkede şaşkınlık yaratacaktı. 2018'de Macerata kentinde ateş açarak 6 Afrikalıyı yaralayan bir ırkçı 12 yıl hapse mahkûm edilmişti. Mülteci dostu başkana ise bu katliamı gerçekleştirenden daha fazla ceza verilmesi tepkilere yol açacaktı.

- Katolik dünyasının ruhanî lideri Papa Françesko yaptığı bir açıklamada sömürgeciliği kastederek Meksika'da kilisenin yaptıklarını “insana ıstırap veren bir hata” olarak kabul edecekti. Fakat bu açıklamaya tepkiler de gecikmedi. Madrid Özerk Bölgesi’nin sağcı Başkanı İsabel Ayuso, Papa’yı eleştirerek İspanya'nın Amerika kıtasına “özgürlük” ve “medeniyet” götürdüğünü savunacaktı.     

- Kiliselerde Cinsel İstismar Bağımsız Komisyonu (CIASE) Başkanı Jean-Marc Sauvé, 2,5 yıllık araştırma sonucu Fransa'daki kiliselerde 1950'den bu yana 216 bin çocuğun cinsel istismara maruz kaldığını açıklayacaktı. Senede 3 bini aşkın sayıda çocuk istismar edilmişti. Günde 8’den fazla çocuk. 70 sene boyunca her gün 8 çocuk! Suçlanan rahiplerin ve diğer din adamlarının sayısı da 115 bin gibi muazzam bir sayıya ulaşıyordu.

"Pandora Belgeleri" olarak adlandırılan veri sızıntısında 330 mevcut ve eski politikacının gizli hesapları olduğu açığa çıktı.

("Pandora Belgeleri" olarak adlandırılan veri sızıntısında 330 mevcut ve eski politikacının gizli hesapları olduğu açığa çıktı./ Kaynak: The Guardian)

- Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu (ICIJ) 117 ülkeden 600'den fazla gazetecinin incelediği yaklaşık 12 milyon belgeyi Pandora Belgeleri adıyla dünyaya duyuracaktı. Belgeler zenginlerin vergiden kaçınmak için servetlerini nasıl “vergi cenneti” adalara ve ülkelere kaçırdıklarını gözler önüne seriyordu. 

  • The Washington Post, Süddeutsche Zeitung, BBC, Istories, El Pais, Le Monde, The Guardian ve Türkiye’den DW Türkçe’nin dahil olduğu 150 medya organının ortak çalışması dünyada şimdiye kadar yapılmış en büyük ortak çalışmaya dayalı gazetecilik örneği olacaktı.
  • Belgelerde kimler yoktu ki; üst düzey siyasetçiler, diplomatlar, bürokratlar, şirket yöneticileri, ünlüler, krallar, prensler... Belgelerde Türkiye’den de çok sayıda kişi ve şirket sahibinin ismi geçiyordu.
  • Belgelerde Türkiye'den 220'den fazla isim yer alıyordu. DW Türkçe’den Pelin Ünker ve Serdar Vardar, Pandora Belgeleri’nde offshore (vergi cenneti) hesaplarda para ve menkulleri bulunan Rönesans, Çalık, Cengiz, Demirören Holding, Doğan ve Ciner Medya Grupları gibi şirketlerin üst düzey yöneticilerinin transfer ve satın alma işlemlerini ayrıntılı olarak yayımlayacaktı. Şirketlerin ve adı geçen kişilerin hemen hepsi, işlemleri doğrulayacak ama “yasa dışı bir işlem yapmadıklarını” açıklayacaklardı.
  • Pandora Belgeleri ile ortaya saçılan vergi kaçırma olayları üzerine yardım kuruluşu Oxfam "Eksik hastaneler burada. İhtiyacımız olan bütün ek öğretmen, itfaiyeci, kamu görevlisi için gereken ek para burada" ifadelerini kullanacaktı. Çok sayıda STK ise paravan şirketlerin yasaklanmasını ve küresel vergi uygulaması talep etti.
  • Pandora Belgeleri ile küresel zenginlerin kaçırdığı vergiler bir kez daha gündem olurken Türkiye'nin de aralarında olduğu 136 ülke, uluslararası şirketlerden yüzde 15 kurumlar vergisi alınmasında anlaşacaktı.

- Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi'nin raporunda, Libya'daki iç savaşta Suriyeli çocuk savaşçıların da kullanıldığına ve Türkiye'nin bu "çocuk savaşçıların Libya'ya götürülüp savaştırılmasında" rol oynadığına dair ifadeler yer alacaktı.

Roma'da binlerce kişi zorunlu COVID sertifikasına karşı yürüyüş yaptı.(Roma'da binlerce kişi zorunlu COVID sertifikasına karşı yürüyüş yaptı. / Kaynak: Cecillia Fabiano / AP)

- İtalya'nın başkenti Roma'da 10 bin kişinin katıldığı aşı ve Covid sertifikası karşıtlarının gösterisinde neofaşist gruplar ülkenin en büyük işçi sendikası Cgil'in-çicielle merkez binasına ve polis araçlarına saldıracaktı. Saldırının ardından faşizm karşıtları da şiddet eylemlerini tetiklediği öne sürülen neofaşist Forza Nuova partisinin kapatılması için kampanya yapmaya başlayacaktı. 

  • 16 Ekim’de faşizme karşı 200 bin kişinin katıldığı büyük bir gösteri düzenleyen anti-faşist harekete destek veren sol partiler mecliste Forza Nuova’nın kapatılması için önerge vereceklerdi.

- Kuzey Kıbrıs Başbakanı Ersan Saner, hükümetin istifa ettiğini bir TV canlı yayını esnasında duyurarak en erken zamanda seçimlere gidilmesini isteyecekti. Ulusal Birlik Partisi Başkanlığı’na ve Başbakanlığa Türkiye’nin aktif desteği ile gelen Saner’in “müstehcen” bir video kaydının da sosyal medyaya sızdırılması üzerine Saner partisinden istifa ettiğini ve siyaseti bıraktığını açıklayacaktı.

- Sudan'da demokratik geçiş sürecine karşı çıkan binlerce kişi başkent Hartum'da sokaklara çıkıp orduya ülke yönetimini ele geçirmeleri çağrısı yapacaktı. Sudan hükümeti Eylül ayında eski diktatör El Beşir'in destekçilerinin 'askeri darbe girişimini önlediklerini' söylemişti. Ancak darbe yanlısı eylemlerin ardından ordu gerçekten yönetime el koyacak ve Başbakanı ev hapsine alacaktı. Darbeye karşı sokağa çıkan onbinlere ateş açılması sonucu onlarca darbe karşıtı hayatını kaybedecekti. 

- Belarus-Polonya sınırında bu sırada bir mülteci krizi patlak verecekti. AB ülkeleri tarafından tanınmayan Belarus yönetimi uçaklarla Türkiye’den getirildiği söylenen çoğunluğu Iraklı yüzlerce mültecinin Polonya’ya geçişine izin verecekti. Polonya ise sınıra binlerce asker yığarak buna yanıt verecekti. Haftalarca eksi derecede soğukta sınırı geçmeyi umut eden mültecilerden ölenler olacaktı. Bir kez daha sınırın güvenliği yaşam güvenliğinin yerini alacaktı.

Belarus-Polonya sınırındaki Bruzgi-Kuznica sınır kapısı yakınlarındaki Polonya kampına geçmeyi hedefleyen göçmenler. (AFP)(Belarus-Polonya sınırındaki Bruzgi-Kuznica sınır kapısı yakınlarındaki Polonya kampına geçmeyi hedefleyen göçmenler. / Kaynak: AFP)

- “Facebook Belgeleri” diye adlandırılacak binlerce sayfalık şirket belgeleri, şirketin uygulamalarına daha fazla sessiz kalmak isteyen bir çalışanı tarafından sızdırılacak ve şirketin büyüme amacını diğer her şeyin önüne koyduğu ortaya çıkacaktı.

Türkiye:

- Ekim ayında Türkiye’de yaşananlara baktığımızda Anayasa Mahkemesi (AYM) ilk kez bir kadın cinayetinde devleti suçlu bulacaktı. AYM eski eşi tarafından öldürülen akademisyen Serpil Erfındık'a yönelik yeterli önleyici ve koruyucu tedbirler alınmadığı gerekçesiyle ihmali olan kamu görevlilerinin yargılanmasına karar verecekti.

- Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve tabip odaları; “Karanlığa Karşı; Önlüğümüzün Beyazına, Özlük Haklarımıza, Halkın Sağlık Hakkına Sahip Çıkıyoruz – Emek Bizim Söz Bizim” başlığıyla bir mücadele süreci başlatacaktı. 

- Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul salonunda, vekiller arasındaki gerilimi ve stresi önlemek amacıyla zemine anti-statik halılar döşenecekti. Elektronik sistemlerden kaynaklanan vücuttaki yoğun elektriği önlemek için de zemine bakır tel topraklama yöntemi uygulandığı açıklanacaktı. Ancak pek fayda etmemiş olacak ki mecliste yumruklu tartışmalara devam edilecekti.

- Danıştay, Hrant Dink'in öldürülmesinde İçişleri Bakanlığı'nın hizmet kusuru olduğu gerekçesiyle mahkemenin 1 milyon 66 bin liralık tazminat kararını onayacak, İçişleri Bakanlığı'nın kararın düzeltilmesi istemini ise reddedecekti.

- Osman Kavala davası hakkında ülke –ve belki de dünya– tarihine “Büyükelçiler Krizi” olarak geçecek gelişmeler yaşanacaktı. ABD'nin Türkiye Büyükelçiliği; Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda büyükelçiliklerini de etiketleyerek 4 yıldır tutuklu yargılanan Osman Kavala'nın derhal bırakılması gerektiğini belirten bir tweet atacaktı. Türkiye ise büyükelçileri Dışişleri Bakanlığı'na çağıracak ve ardından bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından bu büyükelçilerin “personae non gratae” yani istenmeyen kişiler olarak ilan edilmeleri talep edilecekti. Bu kriz, büyükelçilerin Viyana Sözleşmesi’nin 41. Maddesine atıf yapan, yani içişlerine müdahil olmadıkları anlamına gelen yeni bir mesaj yayınlamaları ile daha fazla büyümeden dindirilecekti.

Osman Kavala(Büyükelçilerin ortak açıklaması sonucu Osman Kavala davası Türkiye ve açıklamayı yapan ülkeler arasında diplomatik bir krize neden oldu. / Kaynak: Kerem Uzel / Narphotos)
  • Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Büyükelçilerin açıklamasına tepki gösterirken Kavala için “Soros artığı” diyecek, bunun üzerine Kavala da cezaevinden yaptığı açıklamada "Bu şartlar altında adil bir yargılama yapılmasına imkân kalmadığından, bundan sonra duruşmalara katılmamın anlamsız olacağına inanıyorum" ifadesini kullanacak ve bir daha duruşmalara katılmayacaktı.

- The World Justice Project (Dünya Adalet Projesi) adlı kuruluşun her yıl hazırladığı Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde bu yıl 139 ülke arasında 117’inci sırada yer alan Türkiye’de haftalardır babasını arayan bir kadının “Dün akşam babamın cezaevinde olduğuna dair telefon aldım. Netleşmesi için bekledim biraz, artık duyurabilirim. Babam yaşıyor. :)” diye sevinçle twit atması, tarihi bir anlam kaymasını barındırması açısından da tarihe düşülen bir not olacaktı. Türkiye artık kaybolan insanların öldürülmeyip de hapiste bulunmasına sevinilen bir ülkeydi.

- Uluslararası Mali Eylem Görev Gücü, Türkiye'yi “kara para aklama” ve “terörizmin finansmanı” ile mücadele konusunda “yeterince çaba göstermeyen” ülkelerin bulunduğu “gri liste”ye aldıklarını duyuracaktı. Her zaman olduğu gibi bu kararın bir yaptırımı olmadığı söylense de IMF’nin mayıs ayında yayınladığı bir rapora göre Mali Eylem Görev Gücü tarafından gri listeye alınan ülkelere sıcak para girişinde milli gelirin yaklaşık yüzde 3'üne denk gelen miktarda azalma meydana gelebildiği biliniyordu.

- Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin kayyum-rektör dediği Naci İnci protestosu nedeniyle bir kez daha çok sayıda öğrenci gözaltına alınacaktı. Naci İnci, protestolarla ilgili olarak, "Makam arabasının üzerinde tepinmek insani değil. Bunlar bir projenin parçası. Buranın 30 yıllık hocası olarak üniversitemi belirli bir zümrenin dayatmasına teslim etmeyeceğim" diyecek ve aslında kadınları erkek şiddetinden korumak amacıyla çıkarılan 6284 sayılı kanunu kullanarak 14 öğrenci hakkında tedbir kararı aldıracaktı. 4 Ekim eylemlerinde gözaltına alınan iki öğrenci tutuklanarak yeni yıla cezaevinde girerken, 18 öğrenci hakkında da okuldan uzaklaştırma kararı verilecekti.

Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan kayyum Rektör Naci İnci’yi protesto etmek isteyen öğrenciler, polis tarafından engellendi. / Kaynak: Ibrahim Mase)

(Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan kayyum Rektör Naci İnci’yi protesto etmek isteyen öğrenciler, polis tarafından engellendi. / Kaynak: Ibrahim Mase)

- Yazar ve gazeteci Ahmet Altan, 4,5 yıl süren hapishane döneminde yazdığı kitaplardan biri olan Hayat Hanım romanıyla edebiyat dünyasının en önemli ödüllerinden biri olan Femina’yı kazanacaktı. Tamamı kadınlardan oluşan bir jüri tarafından verilen Femina ödülünü alan ilk Türkiyeli edebiyatçı olan Altan, “ödülü Hayat Hanım’ın yıllarını geçirdiği hapishanelere siyasi nedenlerle haksızca kapatılan Türk ve Kürt kadınlara armağan etmek istiyorum" diyecekti.

- Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Irak ve Suriye’ye sınır ötesi operasyon yetkisini iki yıl daha uzatan tezkereye CHP beklenmedik şekilde “hayır” oyu verecekti. Ancak Millet İttifakı’ndaki ortağı İyi Parti “evet” oyu kullanacaktı. Böylece tezkere AKP, MHP ve İyi Parti’nin oyları ile kabul edilecekti. 

İklim-Çevre:

- Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından yapılan analize göre, fosil yakıt endüstrisinin her 1 dakikada 11 milyon dolarlık desteklerden yararlandığı ortaya çıkacaktı. IMF sadece 2020 yılında fosil yakıt şirketlerine 5,9 trilyon dolar değerinde destek verildiğini açıklayacaktı.

- İklimle ilgili dünya genelinde 2012 ile 2020 yılları arasında yayımlanan 90 bin makaleyi araştıran bilim insanları, bu meta analiz sonucu bilim dünyasının %99,9’unun iklim değişikliğini bir gerçeklik olarak kabul ettiğini ortaya koyacaktı. 

- BM iklim raporunun hazırlanması sürecine dair BBC tarafından sızdırılan belgeler, ülkelerin iklim değişikliğiyle nasıl mücadele edileceğine dair raporu değiştirmeye çalıştığını ortaya koyacaktı. Belgeler Suudi Arabistan, Japonya ve Avustralya'nın da aralarında bulunduğu ülkelerin, Birleşmiş Milletler’den fosil yakıt kullanımından hızla uzaklaşmayı içeren vurguları önemsizleştirmesini istediklerini gösteriyordu. Belgeler ayrıca, bazı zengin ülkelerin yeşil teknolojilere geçmeleri için yoksul ülkelere daha fazla fon ayırmakta isteksiz olduklarını da gösterecekti.

- Türkiye 6 yıl gecikmeden sonra sonunda Paris İklim Anlaşması’nı TBMM’de onaylayacaktı. Ancak aynı günlerde çelişkili bir şekilde Yavuz sondaj gemisini, petrol ve gaz arama çalışmalarına katılmak üzere Karadeniz'e yollayarak fosil yakıtları terk etmeyeceğinin sinyalini de vermiş oluyordu.

  • Türkiye’nin bunca yıldan sonra Paris Anlaşması’nı imzalamasının arkasında kendisine maddi destek sözü verilmesinin olduğu ortaya çıkacaktı. Plana göre desteğin 2 milyar Euro’luk kısmı Dünya Bankası, yaklaşık 1 milyar Euro’luk kısmı Fransa ve 200 milyon Euro’dan fazlalık kısmı da Almanya tarafından karşılanacaktı.

Protestocular, Beyaz Saray'ın dışındaki bir mitingde Biden yönetimini iklim değişikliğiyle mücadele etmek ve fosil yakıtları yasaklamak için daha fazlasını yapmaya çağırıyor. (AP fotoğrafı)

(Protestocular, Beyaz Saray'ın dışındaki bir mitingde Biden yönetimini iklim değişikliğiyle mücadele etmek ve fosil yakıtları yasaklamak için daha fazlasını yapmaya çağırıyor. / Kaynak: AP)

- BM iklim zirvesi COP26’ya haftalar kala dünyanın dört bir yanında devletlere baskı yapabilmek için aktivistler sokaklara inecekti:

  • Amerikalı iklim aktivistleri Biden yönetimine “iklim acil durumu ilan edin, tüm yeni fosil yakıt projelerini durdurun, iklim adaleti için savaşın ve adil ve yenilenebilir enerji devrimini başlatın." demek için beş gün süren eylemler düzenleyecekti. ‘Halka karşı Fosil yakıtlar’ adı verilen eylemlerde aralarında çok sayıda yerlinin de bulunduğu toplam 655 aktivist gözaltına alınacaktı.
  • Belçika’da İklim Koalisyonu 70 bin kişinin katıldığı dev bir gösteri düzenleyerek Yeni Yeşil Anlaşma talep edecekti.
  • 22 Ekim’de Fridays for Future’ın çağrısıyla bir kez daha dünyada iklim grevleri ve eylemleri gerçekleşecekti. Yine “sistemi kökünden değiştir” sloganıyla onbinlerce aktivist sokaklardaydı

- İklim aktivistleri sokaklardayken devletler de boş durmayacaktı! Elektrik üretimlerinde nükleer santrallerin önemli yer tuttuğu 10 Avrupa Birliği (AB) üyesi ülke, karbonsuz enerji üretimi için nükleer enerjinin ‘yeşil yatırım’ olarak sınıflandırılmasını talep edecekti. 

- COP26 zirvesine günler kala bazı devletler yenilenmiş ‘net sıfır’ hedeflerini ilan edeceklerdi. IPCC raporuna göre dünyanın 2050 yılına kadar ‘net sıfır’ hedefine ulaşması gerekirken Suudi Arabistan 2060, Türkiye 2053, Çin 2060, Hindistan 2070 yılında ‘net sıfır’a ulaşacağını açıklayacaktı.

- COP26 zirvesi hakkında olumsuz haberler gelmeye ve aktivistler uyarı yapmaya devam ederken bir uyarı da Frankie isimli dinozordan gelecekti. Birleşmiş Milletler Kalkınma Ajansı tarafından hazırlanan animasyonda, yok olan dinozorların temsilcisi Frankie, iklim zirvesi sırasında kürsüye çıkıyor, 65 milyon yıl önce yok olmuş bir türün temsilcisi olarak dünyayı uyarıyor, fosil yakıtlardan uzak durulması ve “yok oluşun seçilmemesi” çağrısı yapıyordu. 

Bir UNDP kısa filminde, dinozor Frankie dünya liderlerini yok etmemeye çağırıyor.(UNDP'nin kısa filminde, dinozor Frankie dünya liderlerini dünyayı yok etmemeye çağırıyor. / Kaynak: UNDP)

Covid-19:

- Aşı karşıtlarının sıkça öne çıkardığı ve Covid-19 aşıları sonrasında kalp kası iltihabı diye de bilinen miyokardit’in görülme riskini analiz eden makale, hesaplama hatası nedeniyle yazarları tarafından geri çekilecekti. Böylece komplo teorilerinin bir dayanağı daha ortadan kalkmış olacaktı.

- Dünya Sağlık Örgütü, yoksul ülkelere aşı sağlama programı olan COVAX’ın işlemediğini çünkü zengin ülkelerin ikili anlaşmalarla aşı şirketlerinden COVAX’tan daha pahalıya aşı alarak stok yaptıklarını açıklayacaktı. 

- Delta varyantının bir alt türünün yayıldığı Rusya salgının yeni merkezlerinden biri olacaktı. Günlük ölüm sayısı bini aşarken vaka sayısı da 33 bini aşacaktı. Başkent Moskova’da koronanın yayılmasını önlemek amacıyla 10 günlük ücretsiz izin kararı alınacaktı.

- Vaka sayıları Almanya’da 20 bini bulacak ve hatırlatma dozu denilen üçüncü doz aşıların uygulanması kararı alınarak yakın zamanda kısıtlamalar yeniden uygulanmaya konacaktı.

Kasım

Ayın sözü:

İhanet.

Dünyadan dört genç iklim aktivisti, Greta Thunberg, Vanessa Nakate, Dominika Lasota ve Mitzi Tan'ın, COP26 için dünya liderlerine seslenen imza kampanyası metni, karbon emisyonlarını düşürmekte başarısız olan siyasetçileri “ihanet”le suçluyor ama gerekli cesareti gösterip eyleme geçerlerse milyarları arkalarına alacaklarını belirtiyor. 

Dünya:

- Kasım ayına Glasgow’da düzenlenen BM iklim zirvesi COP26 damgasını vuracaktı. Zirve daha sürerken aralarında Kıbrıs, Yunanistan, ABD ve Fransa'nın da bulunduğu sekiz ülke Doğu Akdeniz'de enerji güvenliğini sağlama senaryolarının tatbik edildiği bir askerî tatbikat düzenleyecekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise doğalgaz arama çalışmalarını sürdüreceklerini söyleyecekti.

Genç iklim aktivistleri, COP26'da dünya liderlerinin 'iklim acil durumuyla yüzleşmesini' talep etti(Genç iklim aktivistleri, COP26'da dünya liderlerinin 'iklim acil durumuyla yüzleşmesini' talep etti.)

- BM iklim zirvesi COP26 başlar başlamaz dört genç iklim aktivisti, Greta Thunberg, Vanessa Nakate, Dominika Lasota ve Mitzi Tan bir imza kampanyası başlatacak ve daha 24 saat içinde 1 milyon imzayı bulacak metin karbon emisyonlarını düşürmekte başarısız olan siyasetçiler için “ihanet” diyerek başlayacaktı. İhanet sözcüğü zirve sonunda da aktivistler tarafından tekrarlanacaktı.

  • COP26 zirvesi Çin Başkanı Şi Cinping, Rusya başkanı Putin, Brezilya Başkanı Bolsonaro ve Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi isimlerin zirveye katılmama kararlarıyla başlayacaktı. Öte yandan zirveye katılan gruplar arasında en kalabalık temsilci grubunun 503 temsilci ile fosil yakıt şirketleri olduğu ortaya çıkacaktı.
  • Zirve boyunca her gün toplantı salonları içerisinde ve dışarıda şehrin farklı noktalarında sürekli olarak protesto eylemleri gerçekleşecekti.
  • Greta Thunberg, COP26 protestosunda küfür ettiği için eleştirileri üzerinde toplayacaktı. Protesto sırasında zirveye katılan ‘liderlerle’ alay eden bir şarkı söylerken kötü söz kullandığı için gelen eleştirilerin ardından Greta ‘net sıfır küfür’ hedefini şu sözlerle açıklayacaktı: “Küfür ve kötü dil konusunda net sıfır uygulamaya karar verdiğimi duyurmaktan memnuniyet duyuyorum. Kötü bir şey söylemem gerektiğinde, bunu güzel bir şey söyleyerek telafi edeceğime söz veriyorum.”
  • Greta; beyaz, kuzeyli ve zenginlerin buluşması denen COP26 hakkında da “COP26 şimdiye kadarki en dışlayıcı COP olarak adlandırıldı. Bu artık bir iklim konferansı değil. Bu bir Küresel Kuzey yeşil badana festivalidir. İşlerin her zamanki gibi sürdüğü iki haftalık bir bla bla bla.” Diyecekti.

Genç bir protestocu, Glasgow'daki BM İklim Değişikliği Konferansı (COP26) dışında 5 Kasım'da gençlerin önderlik ettiği Fridays for Future yürüyüşünde kalabalığa sesleniyor. / Kaynak: Reuters)

(Genç bir protestocu, Glasgow'daki BM İklim Değişikliği Konferansı (COP26) dışında 5 Kasım'da gençlerin önderlik ettiği Fridays for Future yürüyüşünde kalabalığa sesleniyor. / Kaynak: Reuters)
  • 5 Kasım’da Fridays for Future (Gelecek İçin Cumalar) hareketinin çağrısıyla Glasgow’da iklim grevi ve yürüyüşü gerçekleştirilecekti. Bir süredir Glasgow şehrinde grev yapmakta olan temizlik işçileriyle de birleşen aktivistler 30 bin kişilik büyük bir eylem gerçekleştirerek zirve delegasyonlarına baskı yapacaklardı.
  • 6 Kasım’da COP26 Koalisyonu’nun çağrısıyla dünyanın dört bir yanında 300’den fazla şehirde bir kez daha milyonlar sokaklara inecekti. Glasgow’da ise aşırı yağmur ve soğuğa rağmen 100 bin kişilik dev bir eylem gerçekleşecekti.
  • Aralarında Sezen Aksu, Sertap Erener, Feryal Öney, Ömer Madra, Yetvart Danzikyan gibi isimlerin de olduğu 120’den fazla aktivist COP26 zirvesinde biraraya gelen devletlere seslenen bir imza metni yayınlayarak 6 Kasım küresel eylem gününde herkesi Kadıköy’de aktivistlere katılmaya çağıracaktı. Kadıköy’de biraraya gelen yüzlerce aktivist de “iklimi değil sistemi değiştir” diyerek basın açıklaması gerçekleştirecek ve konserlerle birlikte konuşmaların da yapıldığı bir etkinlik düzenleyecekti. 
  • COP26 zirvesinde konuşan, Pasifik ada ülkelerinden Palau'nun lideri Surangel Whipps Jr. "Yavaş ve acı verici bir ölümün onurlu bir tarafı yoktur. Sadece yavaş ve acı verici çöküşümüze tanıklık etmemiz için bizi süründürmek yerine, adalarımızı bombalasanız yeridir" diyerek çarpıcı bir konuşma yapacaktı.
  • COP26’nın ikinci haftasında zirve ve eylemler için Glasgow’a gelen aktivistlerin alternatif zirvesi olan İklim Adaleti için Halkların Zirvesi de başlayacaktı. Aktivistlerin yanı sıra yerli halkların ve işçi temsilcilerinin de katıldığı alternatif zirvede çok sayıda toplantı ve etkinlik gerçekleştirilecekti. 
  • Zirvenin son gününde, zirvenin çöktüğünü söyleyen aktivistler Glasgow’da gösteri düzenleyeceklerdi. Zirve toplantılarına katılabilen STK temsilcileri de zirveyi terk ederek dışarıya çıkacak ve eylemlere destek verecekti. 
  • Zirvenin son gününde devletlerin karar metninde uzlaşamaması nedeniyle zirve bir gün daha uzayacaktı. En son üzerinde uzlaşılan Glasgow Paktı, açıklanan ilk taslağın daha da sulandırılmış bir versiyonu olacaktı. Buna göre, kömürden tamamen çıkılması yerine aşamalı olarak azaltılması taahhüdü verilecek, emisyon azaltma planlarının beş yılda bir yerine yıllık olarak gözden geçirilmesi ve gelişmekte olan ülkelere daha fazla finansal destek verilmesi kararlaştırılacaktı. Bu anlaşma ile ilk kez kömür azaltımı taahhüdü uluslararası bir anlaşmada yer bulmuş olacaktı.
  • COP26 zirvesinde küresel çapta sokak eylemlerini örgütleyen COP26 Koalisyonu sözcüsü Asad Rehman, Glasgow Paktı hakkında “Bu anlaşma, halka açık bir ihanettir. Bilimi ve adaleti hiçe sayan zengin ülkelerin iklim acil durumu hakkındaki içi boş sözlerinden ibaret.” diyecekti.
  • Guardian yazarı George Monbiot da COP26 karar metni hakkında “Glasgow İklim Paktı, tüm ölçülü ve diplomatik diline rağmen bir intihar paktı gibi görünüyor” diye yazacaktı.
  • İklim aktivisti Greta Thunberg de sosyal medya hesabından yaptığımı yorumda “COP26 sona erdi. Özeti ise şu: bla bla bla. Ama asıl iş bu salonların dışında devam ediyor. Ve asla vazgeçmeyeceğiz – asla” diyecekti. 
Greta Thunberg iklim konferansının sonunda COP26'nın başarısız olduğunu açıklayıp aktivistlerin asla vazgeçmeyeceklerini dile getirdi. / Kaynak: Getty(Greta Thunberg iklim konferansının sonunda COP26'nın başarısız olduğunu açıklayıp aktivistlerin asla vazgeçmeyeceklerini dile getirdi. / Kaynak: Getty)

- Karbon emisyonlarını azaltma konusunda somut bir maddenin yer almadığı Glasgow Paktı’nda bir yıl sonraki COP27 zirvesine devletlerin daha iddialı 2030 hedefleri ile gelmesi istenirken zirveden daha birkaç gün sonra ABD, AB ve Avustralya yeni bir hedef belirlemeyeceklerini duyuracaktı. Türkiye de yeni fosil arayışlarını sürdüreceğini duyurmaktaydı.

- İklim zirvesi sonuçlarında olduğu gibi savaşların önlenmesi konusunda da pek bir yol kat edilemeyecekti. Dağlık Karabağ savaşının üzerinden sadece bir yıl geçmişken bölgede yeniden çatışmalar başlayacaktı. Ermenistan, çatışmalarda 15 Ermenistan askerinin öldüğünü açıklarken Azerbaycan da 7 askerinin öldüğünü duyuracaktı. Çatışmalara Rusya’nın araya girmesiyle son verilecekti.

- Almanya'da yapılanan bir araştırma Soğuk Savaş boyunca, yani 1992 yılına kadar, Nazilerin ülkenin üst düzey yargı makamlarında mevcudiyetlerini sürdürdüğünü ortaya koyacaktı. Raporda "Nazi geçmişiyle bırakın bilinçli bir kopuşu, hiçbir kopuş olmadı" denecekti.

Türkiye:

- Türkiye’de sürekli gündeme gelen ve AKP’li yöneticilerin "Yok" dediği cezaevlerindeki çıplak arama uygulaması Cumhurbaşkanı imzasıyla Resmi Gazete'de yayınlanan yönetmelik değişikliği ile yürürlükten kaldırılacak, yerine “detaylı arama” diye bilinmeyen yeni bir kavram getirilecekti.

- CHPli Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, göçmenlere yönelik ayrımcı uygulamalarına bir yenisini daha ekleyecekti. Özcan, Bolu’da evlenecek taraflardan “birisinin veya ikisinin de yabancı uyruklu olması halinde nikâh ücretinin 100 bin lira olacağını” söyleyecekti. Özcan daha önce de yabancılar için su faturalarını 10 katına çıkarmıştı.

- Boğaziçi Üniversitesi’nde direnişin 300. Günü kapsamında Güney Kampüs’te bir festival gerçekleştirilecekti. Boğaziçi mücadelesi devam ederken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “provokatör” dediği Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Emeritus Prof. Dr. Ayşe Buğra ise dünyanın en etkili bilim insanları listesine girecekti.

TL'nin değer kaybetmesi fiyatların artışına yol açtı

(TL'nin değer kaybetmesi fiyatlara yansıyarak arz yetmezliği nedeniyle şeker ve yağ satışlarında sınırlamaya gidilmesine yol açtı. / Kaynak: Emrah Gürel / AP)

- Yaz aylarından beri TL değer kaybetmeye devam ederken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faizi savunanlarla beraber olamayacağını söyleyerek Merkez Bankası’na mesaj göndermesi üzerine TL hızla değer kaybedecekti. Aynı günlerde marketlerde arz yetmezliğinden dolayı şeker ve yağ satışlarında sınırlamaya gidilecekti.

  • Ekonomide en kötüsü henüz yaşanmamıştı. Kasım ayı sonlarında doğru Merkez Bankası’nın faiz oranlarını 100 puan düşürmesi üzerine bir de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın düşük faizi savunarak “ekonomik kurtuluş savaşından zaferle çıkacağız” demesi tarihe “Kara Salı” diye geçen TL’deki değer kaybına neden olacaktı. Cuma günkü MB kararı öncesi 11 TL civarında olan dolar sadece Erdoğan’ın açıklama yaptığı Salı günü 14 TL’ye kadar yükselecekti.
  • Kara Salı sebebiyle piyasadaki birçok ürünün satışı durdurulacaktı. Sokaklara “geçinemiyoruz” diyerek inen gruplara polis müdahale edecek, sosyal medyada “hükümet istifa” etiketi uzun süre en fazla paylaşılan etiket olacaktı.

- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, beklenmeyen bir çıkışla CHP’nin önceki dönemlerde yaptığı hataları kabul ederek tüm toplumsal kesimlerle helalleşeceklerini söyleyecekti. Helalleşmenin somut olarak nasıl olacağı açıklanmasa da bu çıkışa farklı toplumsal kesimlerden destek gelecekti.

- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü’nde ülkenin birçok ilinde kadınlar sokaklara inecekti. En büyük eylem ise Taksim Tünel Meydanı’nda olacak, yürümek isteyen kadınlar polis barikatları nedeniyle sınırlı bir yürüyüş yapabilmiş olsa da binlerce kişinin katıldığı eylemle “susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” diyeceklerdi.

Kadınlar birlikte güçlü pankartı

(25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü’nde Taksim Tünel Meydanı’nda toplanan kadınlar polis engeliyle karşılaştı. / Kaynak: Twitter)

- Gezi Davası ile birleştirilerek torba davaya çevrilen Osman Kavala davasının duruşmasından bir kez daha Kavala’nın tahliye talebine red kararı çıkacaktı. Kavala’nın protesto ederek katılmadığı duruşmada AYM ve AİHM kararlına ve Avrupa Konseyi’nin yaptırım uyarılarına rağmen mahkeme heyeti oy çokluğu ile tutukluğun devamına karar verecekti.

İklim-Çevre:

- Solunum problemleri yaşayan bir Kanadalıya, muhtemelen dünyada ilk kez "iklim değişikliğinden mustarip hasta” tanısı konacaktı. Doktorlar hastanın sıkıntılarının sıcak hava dalgalarından ve düşük hava kalitesinden kaynaklandığını söyleyecekti.

- İngiltere-Hollanda ortaklığındaki fosil yakıt şirketi Royal Dutch Shell, isim değişikliğine giderek, tamamen İngiliz şirketi olacağını açıklayacaktı. Şirket bu kararı satın almalar konusunda daha hızlı adım atabilmek ve daha esnek çalışma koşulları uygulayabilmek için aldığını açıklasa da şirketin Hollanda’yı terk etme kararını, Hollanda Lahey Mahkemesi’nin Shell’in emisyonlarını Paris İklim Anlaşması uyarınca 2030’a kadar %45 oranında azaltması gerektiği yönündeki kararından birkaç ay sonra alması tesadüf olarak görülmeyecekti.

Covid-19:

- Pandemiyle mücadele sürerken tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de aşılama hızı radikal şekilde azalacaktı. Aşılamalar Ağustos ayına göre neredeyse beşte bir seviyesine düşecek Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yaklaşık 3 milyon kişinin, zamanı gelen üçüncü doz aşısını henüz yaptırmadığını açıklayacaktı.

  • Türk Toraks Derneği tarafından desteklenen ve 18 farklı ilden 25 hastanede yatan 1.401 Covid-19 hastasının verilerine dayanarak gerçekleştirilen bir çalışmada ise hastaların yüzde 93’ünün aşısız veya eksik aşılı olduğunu ortaya konacaktı.
Eylül ayında aşı karşıtları İstanbul'un Maltepe ilçesindeki mitingde bir araya gelmişti.(Eylül ayında aşı karşıtları İstanbul'un Maltepe ilçesindeki mitingde bir araya gelmişti. Mitinge katılanların çoğunun maskesiz olduğu tespit edildi. /  Kaynak: Sputnik)

- Aralarında Oxfam International ve Sınır Tanımayan Doktorlar gibi yardım ve hak kuruluşlarının da bulunduğu bir ittifak, aralarında ABD ve Almanya'nın da bulunduğu beş ülkeyi, aşı patentlerindeki eşitsiz dağılıma göz yumdukları gerekçesiyle ırk ayrımcılığıyla suçlayarak BM'ye şikâyet edecekti. İttifak, dünya çapında aşı dozlarının %73'ünün sadece 10 ülkeye gittiğini ve en zengin 10 ülkenin 2021 yılı sonuna kadar 870 milyon doz aşıyı rezerve ettiğini işaret ederek yoksul ülkelere vaat edilen 1,8 milyar dozun sadece %14'ünün verildiğini açıklayacaktı.

  • İttifak başvuruyu Kasım ayında gerçekleşmesi planlanan Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) toplantısı öncesinde açıklayacaktı; ancak, daha önce COP26 zirvesinin ertelenmesinde olduğu gibi DTÖ zirvesi de pandemi bahanesiyle ertelenecekti. Oysa DTÖ toplantısında, 100'ün üzerinde ülke tarafından desteklenen aşı patenti ve bilgisinin paylaşımındaki telif haklarının askıya alınması görüşülecekti.

- Avrupa’da vaka sayılarındaki artış, artırılan önlemlere rağmen engellenmeyecekti. Almanya’da günlük vaka sayısı 65 bini aşarken Birleşik Krallık’ta 40 bini ve Avusturya’da 15 bini bulacak ve bu ülkelerde yeni günlük vaka rekorları kırılacaktı. Avusturya sokağa çıkma yasaklarına geri dönecek, hatta tam kapanmaya gidecek; Almanya, Belçika, Hollanda ve daha birçok ülkede aşısızların kapalı mekânlara girmesine kısıtlamalar getirilecekti. Hatta Avusturya’dan başlamak üzere bazı ülkelerde zorunlu aşı uygulamasına geçilecek, tüm bu tedbirler aşırı sağcıların düzenlediği eylemlerle protesto edilecekti.

- Kasım ayının sonlarına doğru Güney Afrika'da yeni bir Covid-19 varyantı tespit edilecek ve endişeye sebep olan bu yeni varyanta Dünya Sağlık Örgütü “Omicron” adını verecekti. Omicron akıl almaz bir hızla dünyaya yayılacaktı. 

Aralık

Ayın sözü:

Adaletsizlik durumlarında tarafsız kalırsan, zalimin yanında durmayı seçmiş olursun. Fil farenin kuyruğuna basmışsa, sen de tarafsızsan, fare senin tarafsızlığını hoş karşılamayacaktır.

90 yaşında hayata veda eden Güney Afrikalı ünlü hak savunucusu Başpiskopos Desmond Tutu, apartheid rejimine karşı bu cümleyi de sarf etmişti. (Common Dreams) 

Dünya:

- Eşitsiz aşılamalar sonucu salgın bir türlü kontrol altına alınamazken bu soruna küresel ekonomik sıkıntılar da eşlik edecekti. Enflasyon sadece Türkiye’de değil, dünyanın zengin ülkelerinde de bir sorun haline gelecekti. Euro bölgesinde enflasyon %4,9, ABD’de ise %6,8’i görecekti. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından, dünya gıda fiyatlarının da son on yılın en yüksek seviyesine çıktığı açıklanacaktı. 

- ABD ve Rusya arasında Ukrayna ve Belarus üzerinden tehlikeli bir militarist gerilim yaşanacaktı. NATO, Rusya’nın Ukrayna’nın doğusunu işgale hazırlandığını duyuracak bunun üzerine AB, G7 ve ABD bu sefer Kırım’ın ilhakındaki gibi sessiz kalmayacaklarını duyuracaktı. Belarus ise NATO’nun Doğu Avrupa’ya nükleer silah yerleştirme girişimlerine karşılık olarak Rusya’dan nükleer silah temin edebileceğini açıklayacaktı.

- Benzer bir militarist gerilim Çin ile ABD arasında da yaşanacaktı. Çin’in Tayvan hakkındaki açıklamaları ve Tayvan’ı işgale hazırlandığı yolundaki iddialar üzerine ABD, Tayvan’ı savunacağını açıklayacak ve Japonya ile birlikte savunma planı hazırladıkları basında yer alacaktı.  

İngiltere'de 'protesto hakkını kısıtlayacak' yasa tasarısı protesto edildi(İngiltere'de 'protesto hakkını kısıtlayacak' yasa tasarısı protesto edildi. / Kaynak: Toby Melville / Reuters)

- Britanya’nın muhafazakâr hükümeti ülkeyi sarsan Siyahların Hayatı Önemlidir ve Yokoluş İsyanı eylemlerinin ardından ülke genelinde eylem ve gösteri özgürlüklerini kısıtlayarak polis ve mahkemelere daha fazla yetki veren yasaları parlamentoya sunacaktı. Tasarıda önceden yer almayan, ama İçişleri Bakanlığı tarafından sonradan arkadan dolanılarak eklenen ek önlemler vardı: Kendisini bir yere veya arkadaşına bağlayan/yapıştıran aktivistlere 51 haftaya kadar hapis cezası öngörülüyordu. Polisin ise şüpheli araç ve kişileri arama yetkisi genişletilerek gösteri malzemelerine ve pankartlara el koyma yetkisi tanınıyor, böylece Britanya polis devleti olma yolunda gizlice ve hızla mesafe alıyordu.

- Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararı uyarınca Osman Kavala’yı tahliye etmeyen Türkiye için ihlal süreci başlatılmasına karar verecekti. Karara Türkiye’nin yanında bir tek Macaristan ret oyu verecekti. Türkiye ise karar hakkında “bağımsız yargıya müdahale” açıklaması yapacaktı.

- Çinli tenisçi Peng Shuai’nin-peng şuvey ülkesinin eski başbakan yardımcısı Zhang Gaoli-jang gaoli tarafından cinsel tacize uğradığını açıklamasının ardından ortadan kaybolması üzerine Kadınlar Tenis Birliği, Çin’deki turnuvaları askıya aldığını açıklayacak, ABD ve bazı devletler de Çin’deki olimpiyatları boykot edeceklerini duyuracaktı. Daha sonra Singapur medyasına röportaj veren Peng, kimseyi cinsel saldırıyla suçlamadığını ve açıklamasının yanlış anlaşıldığını söyleyecekti. Ancak ilk açıklamasından bir ay sonra ve hâlâ nerede olduğu belli değilken yaptığı bu ani açıklama inandırıcı bulunmayacaktı. 

- 7 Aralık’ta ABD’nin en önemli muhalif yayın organlarından biri olan Democracy Now 25. Yılını kutlayacaktı. 25. Yıl etkinliğinde Noam Chomsky, Angela Davis, Danny Devito, Winona LaDuke ve Arundhati Roy gibi çok sayıda önemli düşünür ve aktivist röportajlarıyla kutlamalara destek verecekti.

- Katolik Kilisesi’nin lideri Papa Francesko, evlilik dışı cinsel ilişkinin "en büyük" günah olmadığını söyleyerek bir tabuyu daha yıkacaktı. Papa, "Bedensel günahlar en büyükleri değildir" dedikten sonra kibir ve nefretin günahların "en büyüğü" olduğunu belirtecekti.

- Gazeteci Ian Urbina’nın araştırması AB’nin Libya’da sürdürdüğü göçmen politikasının arkasındaki korkunç gerçekleri açığa çıkaracaktı. Haberde, AB tarafından donatılan ve eğitilen Libya Sahil Güvenlik ve drone’ların tek görevinin göçmenlerin Avrupa kıtasını geçmelerini ölüm pahasına engellemek olduğu ve daha kötüsü Libya’da yakalanan göçmenlerin gulag kampı gibi kamplara götürüldükleri yer alıyordu. Üstelik bu kampların kontrolünü yine AB tarafından fonlanan milis güçleri sağlıyordu. 

Julian Assange'ın destekçileri Londra'daki Kraliyet Adalet Divanı önünde eylem düzenledi. (Reuters Fotoğrafı)

(Julian Assange'ın destekçileri Londra'daki Kraliyet Adalet Divanı önünde Assange'ın ABD'ye iade kararına karşı eylem düzenledi. Kaynak: Reuters)

- ABD, WikiLeaks'in kurucusu Julian Assange'ın iadesi için İngiltere Yüksek Mahkemesi'nde açtığı davayı kazanacaktı. Yüksek Mahkeme, Assange'ın yargılanmak üzere ABD'ye iade edilebileceğine hükmedecekti. Kararın uygulanmasından önce bir temyiz süreci olsa da ABD’nin İngiltere Yüksek Mahkemesi’ne sağlık durumu kötü olan Assange’a iyi bakacağına, onu en kötü hapishanelerde tutmayacağına dair söz vermesi tarihin en acayip olaylarından biri olarak kayda geçecekti.

- New York Times gazetesi IŞİD'le mücadele adı altında pek çok sivilin ölümüne neden olan gizli görev gücü Örs Pençe’yi (Talon Anvil) dünyaya duyuracaktı. Pek çok asker ve istihbaratçıyla konuşan gazete, "resmen var olmayan" bu birimde çalışan Amerikan askerlerinin 2014-2019 arasında görev yaptığını ve aralarında çiftçiler, sokaktaki çocuklar, çatışmadan kaçan aileler ve binalara sığınanların da bulunduğu çok sayıda sivilin bu korkunç gizli örgüt tarafından katledildiğini açıklayacaktı.

- Taliban yönetimi altına geçen Afganistan’daki insani kriz büyüyerek devam edecekti. Zengin ülkelerden sağlanan dış yardımlara bağımlı olan ülkede hastaneler ekipman yetersizliğinden hizmet verememeye başlayacaktı. BM ailelerin yoksulluktan dolayı çocuklarını satmaya başladıklarını açıklayacak, Afgan halkı “yememize izin verin” pankartlarıyla Amerikan bankalarında el konmuş durumda olan 9 milyar dolar değerindeki varlıkların serbest bırakılmasını talep eden eylemler yapacaktı. 

- 50'den fazla Nobel ödüllü yazar ve bilim insanı, tüm ülkeleri önümüzdeki beş yıl boyunca askeri harcamalarını yılda %2 oranında azaltmaya ve tasarruf edilen paranın yarısını pandemi, iklim krizi ve aşırı yoksullukla mücadele için bir BM fonuna koymaya çağıracaktı. İmzacılar, yazdıkları mektupta "Hükümetlerin askeri harcamaları artırma baskısı altında” olduğunu söyleyecek ve bu silahlanma yarışını sürdürmek yerine kaynakların çok daha akıllıca kullanılabileceğini belirteceklerdi. 

- Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün dünyadaki basın özgürlüğü bilançosunu yansıttığı yıllık raporuna göre, dünya genelinde 488 gazeteci 2021 yılını hapiste geçirecek ve 46 medya mensubu da meslekleri nedeniyle öldürülecekti. Tutuklu gazetecilerin yaklaşık yarısının Çin, Myanmar ve Belarus'ta olduğuna dikkat çeken örgütün raporunda Türkiye 180 ülke arasında 153'üncü sırada bulunuyordu.

(Sudan güvenlik güçleri, darbe karşıtı protestocular cumhurbaşkanlığı sarayına giderken göz yaşartıcı gaz sıktı. / Kaynak: Reuters)(Sudan güvenlik güçleri, darbe karşıtı protestocular cumhurbaşkanlığı sarayına giderken göz yaşartıcı gaz sıktı. / Kaynak: Reuters)

- Sudan’da darbeye karşı onbinler, devrimin 3. Yıldönümü olan 19 Aralık’ta bir kez daha sokaklara inecekti. Darbe rejimi ise halka biber gazı ve plastik mermilerle saldıracaktı.

- Yılın son ayında da göçmen ölümleri hakkındaki üzücü haberler eksik olmayacaktı. Sadece bir hafta içerisinde Libya açıklarında yaşanan tekne felaketlerinde 160’dan fazla göçmen hayatını kaybedecekti. Böylece Akdeniz’de yıl boyu hayatını kaybedenlerin sayısı 1500’ü aşacaktı.

- Yılın en iyi haberlerinden biri yılın son ayında Şili’den gelecekti. Şili’de yapılan başkanlık seçimlerini 35 yaşındaki sosyalist Gabriel Boric kazanacaktı. Karşısındaki aşırı sağcı ve Diktatör Pinochet hayranı adayı büyük bir farkla yenen Boric, yerli dilinde yaptığı ilk konuşmasında iklim değişikliği, eşitlik ve adalet mücadelelerinden bahsederek yeni yıla yalnız Şili’de değil dünyanın birçok yerinde de umutla girilmesini sağlayacaktı.  

Türkiye:

- Cumhurbaşkanı Erdoğan sonunda farklı yorumlara ve spekülasyonlara neden olan faiz politikasının arkasındaki planı açıklayacaktı. Yeni Ekonomi Modeli dediği plana göre Türkiye artık sıcak parayı çekmeyi değil ihracat için üretimi artırmayı hedefliyordu. Bunun için de düşük faiz uygulanacak, üretim artırılacak, ihracat artacak ve enflasyon düşecekti. Üstelik bu modelin 6 ay içinde sonuç vermeye başlayacağı da iddia edilecekti.

  • Bu açıklamanın hemen ardından da Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan istifa edecek, pardon “görevden af”fını isteyecekti. Elvan’ın af talebi Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kabul edilecekti. Yerine atanan iş insanı Nureddin Nebati’nin ise Türk Telekom Yönetim Kurulu üyesi de olması sebebiyle çift maaş alan ilk bakan olduğu iddia edilecekti.
  • Ekonomi yönetiminde bu gelişmeler yaşanırken İstanbul’da 100 gram simit 3.5 liraya çıkacak, un, şeker, süt, sigara gibi ürünler marketlerde kotayla satılmaya başlanacaktı. Eczanelerde kur fiyatlarındaki değişimden kaynaklı olarak 650 ilaç zor bulunmaya başlanacak ve hastanelere tıbbi cihaz ve malzeme tedarikinde yaşanan kriz sebebiyle, bazı kentlerde sağlık hizmetinde aksamalar hatta ameliyatlarda ertelemeler yaşanacaktı.
Türk lirası tarihinde en hızlı değer kayıplarından birini yaşadı.(Türk Lirası, tarihinin en hızlı değer kayıplarından birini yaşadı.)
  • Yeni Ekonomi Modeli açıklamalarına rağmen TL’nin hızlı değer kaybı devam edecekti. Merkez Bankası beş defa dolar satarak müdahale etse de bu müdahaleler doların 15 TL’yi aşmasını engelleyemeyecekti. Tek bir gün içerisinde dahi birkaç TL oynayan dolar kuru nedeniyle ürünlerin etiketlenmesinde sorunlar yaşanacaktı.
  • TL değer kaybetmeye devam ederken Merkez Bankası bir kez daha faizleri düşürdüğünü açıklayacaktı. Ne var ki, TL daha da hızlı değer kaybedecek, dolar 17 TL’yi aşacaktı.
  • Ekonomideki bu panik sürerken tarihin en ilginç ve şimdilik en gizemli gelişmelerinden biri yaşanacaktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan 20 Aralık akşamı dolar kurundaki artışı dizginlemek amacıyla yeni bir tedbir ilan edecekti: “Kur Korumalı TL Vadeli Mevduatı”. Tedbir daha açıklandığı anda dolarda çok hızlı bir düşüş başlayacaktı. Henüz bankalar, borsalar, döviz büroları kapalı olmasına rağmen, sabah mesai saati başladığında dolar 18 TL’den 14 TL’ye düşmüş olacak, sonraki günlerde 10 TL civarını dahi görecekti. 

- Enflasyondaki artış ve TL’nin hızla değer kaybetmesinin yarattığı sıkıntılar nedeniyle asgari ücret görüşmelerinin başladığı sırada arka arkaya işçi eylemleri gerçekleşecekti. Bir hafta içerisinde DİSK ve KESK onbinlerin katıldığı iki ayrı miting düzenleyecek, Türk Tabipleri Birliği tüm sağlık çalışanları için zam talebiyle bir günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirecek, Türk Metal ise toplu sözleşmelerde anlaşmazlık yaşanması sonucu işyeri eylemlerine başlayacaktı. 

  • Merkez Bankası’nın bir kez daha faiz indirme kararı aldığı ve doların 17 TL’yi aşarak rekor kırdığı sırada asgari ücretin de net 4.250 TL’ye yükseltildiği açıklanacaktı. Hükümet asgari ücretten damga ve gelir vergilerini kaldırdığını da duyuracaktı.

- Barınamıyoruz Hareketi’nden öğrenciler, Meclis'te Milli Eğitim bütçesinin görüşüldüğü sırada “Barınamıyoruz” eylemi organize etmek için Ankara’ya gideceklerdi. Ancak polis izin vermeyecek ve müdahale sonucu 150’den fazla öğrenci gözaltına alınacaktı. Bir öğrenci buna şu sözlerle tepki gösterecekti: “Bu mu Ankara Valiliği'nin öğrencilere reva gördüğü barınma koşulu, bizi nezarethanede mi barındıracak?”

Yurt ve ev kiralarındaki pahalılık nedeniyle ‘Barınamıyoruz’ diyen üniversite öğrencilerinin eylemi, 19 Eylül'de İstanbul’daki Kadıköy Yoğurtçu Parkı’nda başladı ve birçok kente yayıldı. / Kaynak: Twitter)

(Yurt ve ev kiralarındaki pahalılık nedeniyle ‘Barınamıyoruz’ diyen üniversite öğrencilerinin eylemi, 19 Eylül'de İstanbul’daki Kadıköy Yoğurtçu Parkı’nda başlamıştı. / Kaynak: Twitter)

- Bolu’da CHP’li belediye başkanı Tanju Özkan’ın göçmen karşıtı, ayrımcı uygulamalarının ardından göçmenlere yönelik ayrımcı baskılar da artacaktı. 10 yaşındaki Afgan bir çocuğun sınıf arkadaşlarının kendisine ‘seni öldürüp çöpe atacağız” dedikleri için okula gitmek istemediği basında yer alacak, o ise hayalini şu sözlerle anlatacaktı: “Ülkesizler için ülke kuracağım. Zamanında yapanlar olmuş. Tarihe merakım var, ondan biliyorum."

- Kasım ayında üç Suriyeli işçinin yakılarak öldürüldüğü haberi ancak Aralık ayında öğrenilebilecekti. Irkçı katliamın uzun süre saklanmaya çalışıldığı ortaya çıkacaktı. Birisi 17 yaşında olan Suriyeli işçileri öldüren katilin işçileri öldüreceğini iş arkadaşlarına söylediği de ortaya çıkacaktı. Ancak bu, muhalefetin gündemine girmeyeceği gibi olayın ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu şu sözleri söyleyecekti: “En geç 2 yıl içinde bütün Suriyeli kardeşlerimizi, davulla zurnayla Suriye'ye geri göndereceğim... Kimseyi mağdur etmeden, ırkçılık yapmadan, onların güvenliğini sağlayarak onları göndereceğiz.” Bu sihirli formülün ne olduğu ise açıklanmayacaktı.

- Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, İzmir’de boşandığı kişi tarafından tehdit edilip öldürülen bir kadının davasında emsal niteliğinde bir karara imza atacaktı. Genel Kurul, başvurulara ve mevzuatın kadının korunması için yeterli olanakları sunmasına rağmen gerekli önlemleri almayan kamu görevlilerinin soruşturulmamasının hak ihlali oluşturduğuna hükmedecek, kararda “Şiddeti önlemeyen kamu görevlisi sorumludur” diyecekti.

- Kandıra 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde işkence gördüğünü ve cinsel saldırıya maruz kaldığını söyleyen Garibe Gezer'in intihar ettiği söylenecekti. Gezer’in hapishane arkadaşları olayın cinayet olduğunu söyleyecekti. Gezer’in Mardin'e götürülen cenazesine ise kayyum belediye başkanı tarafından cenaze aracı tahsis edilmeyecekti. 

- Van’ın Çatak ilçesi kırsalında 2020’nin Eylül ayında operasyona çıkan askerler tarafından Servet Turgut ile birlikte gözaltına alındıktan sonra helikopterden atılan, atıldığı yerde bulunan askerler tarafından da dövüldüğü söylenen ve hastanede basına demeç verdikten kısa bir süre sonra yaşamını kaybeden Osman Şiban’ın ölüsü de rahat bırakılmayacaktı. Şiban öldükten sonra hakkında “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla dava açılacaktı. 

- 2016 yılından beri tutuklu olan HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk’un sağlık durumunun hızla kötüye gittiği ve kendisinin hafıza kaybı yaşamaya başladığı bildirilecekti. Tuğluk’un sağlık nedenleriyle serbest bırakılması için kampanyalar düzenlenecek ama hükümet buna yanaşmayacaktı.

- Hakkari Şemdinli’de Umut Kitabevi'ne yapılan bombalı saldırıda suçüstü yakalanan ve daha önce ceza alan sanık astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile itirafçı Veysel Ateş, beraat edecekti. Yargıtay bir başka davada dönemin Cizre İlçe Jandarma Komutanı emekli Albay Cemal Temizöz’ün de yargılandığı sekiz sanıklı JİTEM Cizre davasında verilen beraat kararlarına yapılan itirazları reddederek dosyayı kapatacaktı. Arka arkaya gelen bu haberler, ülkenin 90’lara geri dönmekte olduğu şeklinde yorumlara yol açacaktı.

- Boğaziçi Üniversitesi’nde 1 Ocak kararlarıyla üniversiteye rektör atanmasına karşı başlayan direniş 31 Aralık’a kadar kesintisiz sürecekti. Boğaziçi Üniversitesi’nde yıllardır verdikleri dersler kapatılan ve davetli oldukları dersler için kampüse girişleri de engellenen Feyzi Erçin ve Can Candan’ın bu sefer de üniversitede düzenlenen bir panelde sunum yapmalarına rektörlük tarafından izin verilmeyecekti. Akademisyenler ve öğrenciler karara tepki göstereceklerdi. 

  • Mülkiyeliler Birliği, 2021 Mülkiye Büyük Ödülü’nü Boğaziçi Üniversitesi bileşenlerinin sürdürdükleri demokratik direniş nedeniyle, “Boğaziçi Demokratik Direniş Bileşenleri” adına akademisyen ve belgesel sinemacı Can Candan'a takdim edecekti.

İklim-Çevre:

- Avustralya'daki Sea Life Sidney Akvaryumu’nda yaşayan eşcinsel penguen çifti üçüncü yıllarını kutlayacaktı. Başka yumurtaları evlat edinip kuluçkaya yatarak bebek sahibi de olan çiftin birbirlerine sürekli olarak güzel çakıl taşlarından hediyeler verdiği görülecekti.

eşcinsel penguenler(Gentoo penguenleri Sea Life Sydney Akvaryumu'ndaki serin ortamlarında. / Kaynak: Reuters)

- ABD’yi bir hafta sonu boyunca tarihinin en geniş mesafeye yayılan ve en uzun süren hortumları vuracaktı. Yüzlerce kilometrelik uzaklıktaki 6 eyalete yayılan 36 tornado yüzlerce evi yıkacak, 40 bin kişiyi elektriksiz bırakacak ve 100’e yakın kişinin ölümüne neden olacaktı. Amazon ve bazı diğer fabrikaların çatılarının çökmesi sonucu çok sayıda işçi hayatını kaybedecekti.

- “Kıyamet Buzulu” olarak adlandırılan ve yeryüzünün en geniş buzulu olan Antarktika’nın Thwaites buzulundan, iklim krizinden dolayı kötü haberler gelecekti. Bilim insanları, Buzul’un bugüne kadar görece stabil olan ön bölümünün ısınan okyanus suları nedeniyle erimeye başladığını ve böyle giderse on yıl içinde “Kıyamet Buzulu”nun “arabanın ön camı gibi kırılabileceğini” kaydedecekti. Buzulun tamamının erimesinin okyanusları 65 santimetre kadar yükseltebileceği de açıklanacaktı.

- Rusya, BM Güvenlik Konseyi’nde iklim krizinin uluslararası barış ve güvenliğe tehdit olarak nitelendirilen karar taslağını veto edecekti. Rusya, kararın “bilimsel ve ekonomik bir konuyu siyasi bir soruna” dönüştüreceğinden, konseyin dikkatini çeşitli yerlerdeki “gerçek” çatışma kaynaklarından uzaklaştıracağından ve konseye fiilen müdahale etme bahanesi vereceğinden dolayı veto ettiğini açıklayacaktı.

- Tüm dünyada covid-19’la mücadele kapsamında bugüne kadar 26 trilyon dolar bütçe harcanırken iklim değişimiyle mücadele kapsamında zengin ülkelerin her yıl yoksul ülkelere yapması gereken 100 milyar dolarlık yardım bütçesi önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da toplanamayacaktı. 

- Yılın son günlerine girilmişken dahi iklim değişimine bağlı felaket haberleri duyulmaya devam edilecekti. Filipinler'de etkili olan Rai Tayfunu nedeniyle 400 kadar kişi hayatını kaybedecek, 400 bin kişi yaşadıkları yerlerden tahliye edilecekti.

Fırtına, yaklaşık 1 milyon kişiye ev sahipliği yapan Cebu şehri gibi büyük nüfus merkezlerini de vurdu. / Kaynak: Jay Libra / AP)

(Fırtına, yaklaşık 1 milyon kişiye ev sahipliği yapan Cebu şehri gibi büyük nüfus merkezlerini de vurdu. / Kaynak: Jay Libra / AP)

- Avrupa Komisyonu, vergilendirme sistemine gaz ve nükleer enerjiyi yeşil yatırım kategorisine almaya hazırlandığı ortaya çıkacaktı. Greta ve 9 iklim aktivisti de “İnsanlık için kırmızı alarm mı–Yoksa daha fazla iklim yıkımına yeşil ışık mı?” başlıklı ortak bir açıklama yayınlayarak bu girişme tepki gösterecekler, “siz kimi kandırdığınızı sanıyorsunuz?” diye soracaklardı. 

Covid-19:

- Dünya Ticaret Örgütü’nün Aralık ayında yapılması planlanan Bakanlar Konferansı yeni Omicron salgını bahanesiyle ertelenecekti. Oysa DTÖ toplantısında Hindistan ve Güney Afrika’nın liderliğinde 100 ülkenin desteğiyle aşı patentlerinin askıya alınması önerisi karara bağlanacaktı. Birçok başka zirve yüz yüze veya online olarak yapılırken bu önemli zirvenin ertelenmesi tepki çekecekti.

- Kasım ayında tespit edilen koronavirüsün Omicron varyantı sadece birkaç hafta içerisinde başta Britanya olmak üzere birçok ülkede baskın varyant haline gelecekti. Biontech firması, Omicron varyantı için üçüncü doz aşının mutlaka yapılması gerektiğini açıklayacaktı.

- Avrupa’da Omicron varyantının hızla yayılması sebebiyle Hollanda bir aylık sıkı kapanma tedbirlerine dönecek, Almanya ve birkaç ülke daha omicron’un en hızlı yayıldığı ve günlük vaka sayısının 100 binin çok üzerine çıktığı Britanya’ya uçuş kısıtlamaları ve karantina uygulamaları getirecek, İsviçre zorunlu olmayan sektörlerde evden çalışmayı zorunlu hale getirecek, Ocak ayı ortasında Davos’ta yapılması planlanan Dünya Ekonomik Forumu iptal edilecekti.

- Türkiye’de ilk resmi omicron vakası ise Aralık ayının ikinci haftasında görülecek ve ardından yaygınlaşmaya başladığı açıklanacaktı.

- Türkiye’nin yerli inaktif aşısı Turkovac için acil kullanım onayı verilecekti. Turkovac’ın faz çalışmalarına dair hiçbir bilimsel makale yayınlanmamış olması bilim çevreleri tarafından eleştirilse de Sağlık Bakanı Fahrettin Koca "Bugün itibarıyla Covid-19 aşısı üreten 9 ülkeden biri olduk" diyecekti.

TURKOVAC için acil kullanım onayı müracaatı yapıldı(TURKOVAC aşısı için acil kullanım onayı verildi. / Kaynak: AA)

- Yılın sonuna doğru güzel bir haber ABD’den gelecekti. ABD Gıda ve İlaç Yönetimi (FDA) Paxlovid isimli ilacın covid-19 hastalarının iyileşmesinde başarılı olduğunu açıklayarak üretim ve kullanım iznini onaylayacaktı. Ancak ilacın aşılarda da olduğu gibi yeni bir adaletsizliğe yol açacağına dair kaygılar da kamuoyunda paylaşılacaktı.

- 2021 sona ererken kaygıları biraz olsun dağıtacak bir de araştırma haberi gelecekti: 21. Yüzyıl başından 2021’e kadar dünyada yapılan gösterilerin ve göstericilerin sayılarında büyük bir artış gözleniyordu. Dünya tarihindeki en büyük gösterileri de içeren bu protestoların pek çok ortak noktası vardı: Temel hakların sağlanması, demokrasinin yaygınlaştırılması, eşitsizliklerin giderilmesi istenmekteydi. 2021 bu notayla kapanacaktı.

 

2021'de aramızdan ayrılanlar

1 Ocak - Carlos Escudé, siyaset bilimci ve yazar

2 Ocak - Aylin Özmenek, radyo ve TV sunucusu

4 Ocak - Martinus Veltman, Nobel ödüllü fizikçi

9 Ocak- Oşin Çilingir, gazeteci, yazar

12 Ocak- Emin Karaca, gazeteci, yazar

13 Ocak- İsmail Soyberk, müzisyen ve bas gitarist

21 Ocak- Oktay Yavuz, Yeşilçam oyuncusu

21 Ocak- Jean-Pierre Bacri, Fransız oyuncu, senarist ve oyun yazarı 

23 Ocak- Larry King, ABD'li ünlü talk show sunucusu 

27 Ocak- Freddy, dünyanın en uzun köpeği

8 Şubat- Jean-Claude Carriere, senarist, yönetmen, oyuncu ve yazar

9 Şubat - Chick Corea, piyanist, besteci

11 Şubat - Teresa Burga - multimedia sanatçısı, kadın hakları savunucusu

13 Şubat- Kadir Topbaş, İBB eski başkanı

13 Şubat- Demir Özlü, yazar, edebiyatçı

13 Şubat - Milford Graves, caz davulcusu müzisyen, eğitmen, mucit ve bahçevan 

16 Şubat- Doğan Cüceloğlu, psikolog

19 Şubat- Toygun Ateş, tiyatro ve sinema sanatçısı

19 Şubat- Arturo Di Modica, Wall Street’in ünlü boğa heykelini yapan İtalyan heykeltraş 

22 Şubat- Lawrence Ferlinghetti, şair, yayımcı, aktivist,

6 Mart- Lou Ottens, kasetin mucidi

8 Mart- Rasim Öztekin, oyuncu

12 Mart- Ertem Göreç, yönetmen

14 Mart- Erol Toy, gazeteci ve yazar

18 Mart- Mehmet Genç, tarihçi

20 Mart- Charles Mills, filozof

21 Mart- Nawal El Saadawi, Mısırlı kadın hakları savunucusu

26 Mart- Paul Polansy, yazar ve hak savunucusu

7 Nisan- Muharrem Erdemir, oyuncu

9 Nisan- Levent Altındağ, müzisyen

9 Nisan- Edinburgh Dükü Prens Philip

10 Nisan- LaDonna Tamakawastewin Allard, Amerikalı yerli aktivist

14 Nisan- Yıldırım Akbulut, eski başbakan, siyasetçi

18 Nisan- Erol Demiröz, oyuncu

22 Nisan- Selahattin Duman, gazeteci

22 Nisan- Selma Gürbüz, ressam

25 Nisan- Ertuğ Koruyan, oyuncu

7 Mayıs- Tai,  Operation Dumbo Drop filminde oynayan fil 

11 Mayıs- Norman Lloyd, aktör, yönetmen, film yapımcısı

18 Mayıs- Adnan Genç, yazar, gazeteci, doğa ve insan hakları savunucusu

2 Haziran- Hasan Saltık, müzik insanı

7 Haziran, David Duschman, Auschwitz kampına giren son Kızıl Ordu üyesi

8 Haziran- Kaan Ertem, karikatürist

15 Haziran, Yıldız Ayhan, ses sanatçısı

16 Haziran, Strong-Willed Pig, Wenchuan depreminde 36 gün boyunca enkaz altında kaldıktan sonra sağ kurtarılan domuz

23 Haziran- Yıldız Ecevit, edebiyat yazarı

27 Haziran- Uğurtan Sayıner, oyuncu

28 Haziran- Nalan Duman, müzisyen

30 Haziran- Donald Rumsfeld, ABD eski Savunma Bakanı

Haziran 2021 - Big Jake, en uzun at 

1 Temmuz- Kartal Tibet, oyuncu

4 Temmuz - Richard Lewontin, genetik bilimci,aktivist

6 Temmuz- Rafaella Carra, şarkıcı

6 Temmuz- Civan Gasparyan, duduk sanatçısı

6 Temmuz- İlyas Tetik, keman virtüözü

15 Temmuz- Joannah Stutchbury, çevre aktivisti

22 Temmuz- Turgay Yıldız, oyuncu

23 Temmuz- Levent Aykul, oyuncu

29 Temmuz- Hilal Küey, avukat-aktivist

21 Ağustos- Don Everyl, müzisyen

22 ağustos- Jack Hirschman, şair

23 Ağustos- Jean-Luc Nancy, filozof

24 Ağustos- Charlie Watts, müzisyen

25 Ağustos- Metin Çekmez, oyuncu

27 Ağustos- Ayzer Danga, müzisyen

29 Ağustos - Lee “Scratch” Perry, müzisyen

31 Ağustos - Ferhan Şensoy, tiyatrocu-yazar

2 Eylül- Mikis Theodorakis, müzisyen

6 Eylül- Jean-Paul Belmondo, oyuncu

7 Eylül - Yolanda López, sanatçı

7 Eylül- Carl Bean, gospel sanatçısı

17 Eylül- İnci San, akademisyen, tiyatrocu

21 Eylül - Richard H Kirk, müzisyen

22 Eylül- Doğan Kuban, mimar

22 Eylül - Melvin Van Peebles, sinemacı

7 Ekim - Jacques Lizène, sanatçı

18 ekim- Sami Kohen, gazeteci

18 Ekim- Colin Powell, siyasetçi

20 Ekim- Durul Gence, müzisyen

31 Ekim- Doğan Akhanlı, yazar

6 Kasım - Lance De Los Reyes (Rambo), graffiti sanatçısı

10 Kasım - Sylvère Lotringer, felsefeci ve yayıncı

12 Kasım - Dave Hickey, eleştirmen-yazar

14 Kasım- Etel Adnan şair, ressam, yazar 

14 Kasım - Wilbur Smith, yazar

16 Kasım-  Sezai Karakoç, yazar

23 Kasım- Chun Doo-hwan, G. Kore eski Başkanı ve diktatörü

23 Kasım- Hasan Fehmi Güneş, siyasetçi

5 Aralık- John Miles, müzisyen

6 Aralık- Teoman Duralı, felsefeci

7 Aralık- Prof. Dr. Tuncer Bulutay, akademisyen

15 Aralık- Prof. Dr. Yücel Sayman, akademisyen

15 Aralık- bell hooks, feminist aktivist

19 Aralık - Ali Murat Altınmeşe, tiyatrocu 

20 Aralık- Sezai Aydın, oyuncu, seslendirme sanatçısı

23 Aralık - Joan Didion, , Amerikalı gazeteci ve yazar.

25 Aralık- Thomas Lovejoy, ekolog

26 Aralık- Desmond Tutu, ırkçılık karşıtı aktivist, din adamı 

26 Aralık - Edward O. Wilson, doğa bilimci yazar biyolog aktivist

28 Aralık- Ali Betil, yapımcı