Gerçek mi, Blöf mü?: Soma’da Karar Duruşması Öncesi Hakimlere Soruşturma

Ayın 13'ü
-
Aa
+
a
a
a

Soma katliamı davasında Can Gürkan’ın avukatları hakimler hakkında soruşturma açıldığını iddia etti. Soruşturma açıldığına dair hakimlere herhangi bir bilgi ulaşmazken, Adalet Bakanlığı konuyla ilgili bilgi vermeyi reddetti. Somalı ailelerin avukatları, karar duruşmaları yaklaşırken bunun yargıyı etkileme hamlesi olduğu görüşünde.

Ay'ın 13'ü: Soma Nöbeti: 15 Şubat 2017: Soma’da Karar Duruşması öncesi Hakimlere Soruşturma
 

Ay'ın 13'ü: Soma Nöbeti: 15 Şubat 2017: Soma’da Karar Duruşması öncesi Hakimlere Soruşturma

podcast servisi: iTunes / RSS

İstanbul Kadıköy’de, Şubat ayının 13’ü. Sosyal Haklar Derneği’nin (SHD) çağrısıyla toplanan bir grup saat 19:30’da Boğa Heykeli’nin önünde buluşuyor. Pankart açılıyor, üzerinde "13 Mayıs Soma – Kaza Değil Cinayet, Unutma Unutturma" yazıyor.

SHD, 33 aydır Soma Katliamı’nda hayatını kaybeden 301 işçinin ölümüne sebep olanların adalet önünde hesap vermesi için nöbet tutuyor.

Basının ilgisi sınırlı

Üç basın mensubu açıklamayı dinliyoruz. 13 Temmuz tarihinde BirGün, Evrensel ve Diken haber mecralarından editörlerle Soma haberlerinin okunma-ma ‘oranları’ üzerine yaptığımız bir söyleşide konuştuklarımız aklıma geliyor. Katliamların hemen ardından hayatını kaybeden isimlerin ortaya çıkmasıyla başlayan insan hikâyeleri, zaman geçtikçe yerini dava güncellemelerine bırakan ajans haberleri.

‘Umutlu olmak istiyoruz’

Pankart açılıyor. Açıklamada şöyle deniyor:

“Soma’da aylardır yürüttüğümüz hukuk mücadelemiz artık sonlarına yaklaşıyor, bu ay içinde savcı mütalaasını verecek. Umutlu olmak istiyoruz. Buradan tüm duyarlı kamuoyunu Soma’ya dikkat vermeye çağırıyoruz; Soma Davası Türkiye davasıdır.” 

13 Nisan 2015’te başlayan davada karar duruşmaları geldi çattı. Tutuklu altı sanığın, “Bu bir sabotaj, FETÖ yapmıştır,” savunmalarının ciddiye alınmaktan uzak olduğu ama dile getirilebildiği duruşmalar ‘atlatılırken’, artık mahkeme heyetinin 20 Şubat’ta bir karar vermesi bekleniyor.

Büyük salondan küçük salona

13 Şubat akşamı yapılan eylemde de dile getirildiği gibi, duruşmayı takip edenler kamuoyunun dikkatini bir süre daha çekmek istiyor. Bu gündemle, bu ülkeyle biraz zor ama geçerli bir sebep var. Şu örnek daha iyi anlatabilir; CHP milletvekili Özgür Özel yaptığımız bir söyleşide şunları söylemişti: “İlk duruşmada kapının önünde üç kilometrelik kuyruklar vardı, duruşma büyük salona alındı. Aileler önceden salonda öfkelerini dile getirebiliyor, hakimler şaşırtıcı bir şekilde buna ses çıkaramıyordu. Son duruşmada ise o 300 kişilik salonda toplamda 100 kişiydik. Ailelerin herhangi bir tepkisinde sanık avukatları ‘Üzerimizde baskı kuruyorlar’ demişti”

‘A, basın!”

Biz basın mensupları açıklamayı almak üzere ilerlerken ekipten birinin “Var mı?” dediğini duyuyoruz, “Ne var mı? Ses kaydı mı?” “Yok yahu, basın açıklamasını almak isteyen basın mensubu! Aa varmış!” diyor ve gülümsüyoruz.

‘İzliyoruz işte…’

Dağılırken, izleyenlerden birine “Siz ne düşünüyorsunuz? Bu dava nereye gider?” diye sordum, “Türkiye’de görülen pek çok dava, işçi cinayeti var. İlgilenmiyoruz. Artık izlemiyoruz” diyor. “Neden?” sorusuna ise çoğumuzun alışık olduğu bir cevap veriyor: “Çünkü hukukun geldiği durum ortada. Davaların kimin aleyhine işlediği çok açık. Ama izliyoruz işte, elimizden geldiğince takip ediyoruz.” Basın açıklamasını da ‘sosyal medyada yaymak için’ istediğini söylüyor.

SHD’den konuştuklarımız, “Vaka üç yıl öncenin aynı sıcaklığı ile izlenmiyor elbette ama son süreçte, bu katliam davasında insanların dikkatini buraya çekmeye çalışıyoruz,” diyor.

‘Gizemli’ soruşturma

Davanın avukatlarından Akçay Taşçı’ya göre sanıklar ve sanık avukatları yargıyı etkileme çabası içinde. Zira son duruşmada sanıklar mahkeme heyetinin bazı bulguları dikkate almadığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.

Hakim son duruşmada Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı’na soruşturmanın içeriğini öğrenmek için yazı yazdı, fakat içeriğe dair bir bilgi henüz gelmedi, başlatılan soruşturmada gizlilik kararı var.

Hakimlerle ilgili Adalet Bakanlığı’nda yürüyen bir soruşturma açıldığını sanık avukatları mahkeme heyetine tebliğ etmiş oldu. Adalet Bakanlığı’nın ise hakimler hakkında soruşturma yetkisi yok, bu yetki HSYK’da bulunuyor.

Adalet Bakanlığı bilgi vermedi

Dikkat çekici bir detaya dönersek, yalnızca süperpoligon.com isimli internet sitesinin 16 Aralık 2016 tarihinde "Soma Davası’nda ‘şok’ gelişme! Bakanlık inceleme başlattı!” başlıklı haberinde ise şu bilgiye yer veriliyor: Soma davasında sanık avukatları, davanın başından itibaren madende her türlü tedbirin alınmış olmasına rağmen madende başlayan yangının iddia edildiği gibi kömür yangınından kaynaklanmadığını, yangının kablo yangını olduğunu olay yerinde şüpheli kimyasal maddelerin bulunduğunu ileri sürmüş ve yangının meydana geldiği yerin çok sayıda ölüme sebebiyet verilmesi için özellikle seçildiğini, kaza öncesi ve sonrasında yaşanan bazı olayların yasadışı örgütlerin olayla bir şekilde irtibatlı olduğunu ortaya koyduğunu ve madenin sabotaj için özellikle seçildiğini savunmuşlardı.

Avukatlar bu konuların araştırılmasına yönelik taleplerinin kasten reddedildiğini ve araştırılmadığını bunda da ‘FETÖ’ ve DHKP-C tarafından yaratılan bilinçli ortamın etkisi olduğunu ileri sürerek HSYK’ya başvuruda bulunmuşlar ancak HSYK bu talebi reddetmişti.

Edinilen bilgilere göre Adalet Bakanlığı bu iddiaları resen incelemeye alıp inceleme başlattı. Şimdi Adalet Bakanlığı’nca Soma maden kazasında sabotaj iddiaları ve davadaki yasadışı örgütler etkisi incelenecek.”

Editörlerine ulaşamayıp yalnızca avukatları aracılığıyla iletişim kurabildiğimiz superpoligon.com isimli haber sitesi ise konuyla ilgili detayları paylaşmadı.

Haberde geçen iddialara yönelik soruları BİMER üzerinden soru sorduğumuz Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ise konunun Bilgi Edinme Hakkı Kanunu dışında kaldığı gerekçesiyle bilgi vermedi.