Samia Makki: Suudi Arabistan’da kuraklık ve sıcak dalgalarıyla karşı karşıyayız 

Editörden
-
Aa
+
a
a
a

Samia Makki 18 yaşında bir iklim aktivisti. 18 haftadır Suudi Arabistan'da iklim için okul grevi yapıyor. Makki 'İklim değişikliğiyle mücadele için gereken çözümler mevcutken neden hareketsiz duruyoruz o zaman?' diye soruyor.

(Atlas Sarrafoğlu'nun bu söyleşisi Yeşil Gazete'nin internet sitesinden alınmıştır.)

Samia Makki Suudi Arabistan’dan 18 yaşında bir iklim aktivisti. 18 haftadır grev yapıyor ve yakın zamanda Suudi, SYMCES olarak da bilinen İklim ve Çevre için Suudi Gençlik hareketini kurdu.  

Bir Kur’an ayetinden okuyarak başlamak istiyorum çünkü bu tüm doğal topraklarda yaşanan insan yapımı yolsuzluğa önceden bir uyarı: ‘İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu; böylece Allah -dönüş yapsınlar diye işlediklerinin bir kısmını onlara tattırıyor.’ Rum Suresi, ayet 41.

‘Değer verdiğimiz her şey tehlikede’

Atlas: İklim eylemlerin için ilham kaynağın neydi? Aktivizmini nasıl gerçekleştiriyorsun? Neden bir iklim aktivisti oldun?

Samia: Çevre bilimlerine olan ilgim beni bugün karşı karşıya bulduğumuz küresel sorunları keşfetmeye yönlendirdi ve gezegenimizin güzelliğine ve harikalarına duyduğum minnettarlık, beni onun refahını tehdit eden konular hakkında bilgi edinmeye ve doğru bir sistem için mücadeleye mecbur etti.

İklim grevleri hareketinin bir üyesi olmak, ülkemi etkileyen sorunları dünyayla iletişim kurabilmem için bana sosyal bir pencere sağladı. Bence herhangi bir makul insandan, evlerinin yandığını ve onlara değer verdikleri her şeyin tehlikede olduğu söylendiğinde beklenen şeyin tam da bu olduğunu düşünüyorum. Biyolojik bir bakış açısından, nasıl tepki verdiğim temel içgüdü aslında.

‘Kuraklık, sel ve sıcak dalgasıyla karşı karşıyayız’

Ülkende hissedilen iklim krizinin etkilerinden bahseder misin?

Samia: Önde gelen bir fosil yakıt üreticisi olarak Suudi Arabistan, kuraklıklar, seller ve aşırı sıcak dalgaları dahil olmak üzere büyük çevresel felaketlere maruz kaldı.

Daha sonra, sadece hava kirliliği yaratmakla kalmayıp aynı zamanda kentsel ada ısı etkisinin bir sonucu olarak sıcaklık seviyelerinin yükselmesine neden olan ham petrolün tüketimiyle, üretilen ek elektrik talebi ile artan bir sorun oldu.

‘Doğal kaynak arayışını sınırlamalıyız’

Suudi iklim aktivistleri olarak hükümetinizden/ politikacılarınızdan talepleriniz neler?

Hükümetimizin yenilenebilir enerjiye geçme ve kentsel alanların ağaçlandırılması gibi hasar azaltma projeleri oluşturma çabaları, iklim krizi konusunda nerede durduğumuza dair net bir işarettir.

Ancak bu kesinlikle yeterli olmayacaktır, doğal kaynak arayışını sınırlamamız, kentsel yayılmayı durdurmamız ve ekolojik ve ekonomik tehdit oluşturan konularda eylem çağrısında bulunmamız gerekiyor.

Hükümetiniz iklim meselelerinde nasıl hareket ediyor?

Ne yazık ki, hükümetin çevre üzerindeki sürekli çekinceleri, dikkatsizce çöplerin yere atılması ve halkın yarattığı kirlilikle belirginleşiyor. Parkların yeni biçilmiş çim alanları hafta sonları çorak arazilere dönüşebiliyor, temiz sahiller herhangi bir sosyal olaydan sonraki sabah bir savaş alanı gibi görünüyor, metan üreten variller bir düğün kutlamasında sırayla diziliyor.

Yeşil alternatifler bulana kadar, okyanuslar ve kara alanlarımız plastik ve ampullerle çok derinlere gömülmüş olacak diye korkuyorum. Küçük bir planlama ile kolayca çözülebilen bu sorunlar, çevre ve iklim üzerinde kümülatif bir etkiye sahip olabilir.

‘Neden hareketsiz duruyoruz?’

Dünya politikacılarına hitap edecek bir platformda olsaydın, onlara ne söylerdin?

İklim değişikliğiyle mücadele için gereken çözümler mevcut ve hazır, daha yeşil bir dünyayı yeniden inşa etmek için kaynaklarımız var. Neden hareketsiz duruyoruz o zaman? Tüm ekosistemler çökerken, uluslar açlıktan ölürken, vahşi yaşam kitlesel olarak yok olurken ve ölümcül sıcak dalgaları Güney Afrika’da yüzlerce kişiyi yok ederken kendimizi politik ve lojistik işlemlere nasıl karışmış bulabiliriz?

Sadece zenginleri destekleyecek ve fakirleri sellerde boğulmaya terk edecek adaletsiz ekonomik sistemleri arzulamaya ve inşa etmeye devam ediyoruz.

2030’da kendini ve dünyayı nasıl ve nerede görüyorsun?

Açgözlülükle ilgili bir dönüm noktasındayız, insanlık ya “rahat ama hayati derecede yıkıcı” mevcut dünyadan vazgeçme zorluğunun üstesinden gelebilir ya da çevresel tiranlığın ve materyalizmin meyveleri/sonuçları/bedelleri içinde boğulabilir. Ben ilkini destekliyorum.

Sence iklim krizini tersine çevirmek için en iyi plan nedir?

Yerel bir perspektiften, toplumları net sıfır yaşam tarzına geçerken uyumlu bir çevre ile techiz edebiliriz. Ağaçlandırma, bisiklet yolları, yeniden kullanılabilir ürün paketleri halka tanıtılması gereken temel örneklerden bazıları.

Okul sisteminde iklim eğitiminin benimsenmesi, gençleri geleceklerini tehlikeye atan konular hakkında bilgilendirmeye yardımcı olmanın yanı sıra, iklim krizini tersine çevirmek için gereken çözümleri yaratmaya yardımcı olmak için akademisyenler arasında yenilik üretmelerine yardımcı olabilir.