Kış şarkıları

-
Aa
+
a
a
a

Şubat ayının ilk programını, Fransız müziğindeki kış temalı parçalara ayırdık. Program boyunca Brigitte Fontaine, William Sheller, Serge Utgé-Royo ve Jacques Higelin gibi isimlerin bu temayı farklı şekillerde işledikleri parçaları dinledik.  

Brigitte Fontaine

Programın açılışını Bernard Joyet’nin 2012 tarihli C’est l’hiver adlı parçasıyla yaptık. Kış kelimesi, bildiğimiz mevsim anlamı dışında, farklı kavramları sembolize etmek için de kullanılıyor bazı şarkılarda, tıpkı bu parçada yaşamın son dönemini ifade ettiği gibi.

Fransız müziğinin tecrübeli isimlerinden Brigitte Fontaine’in 2004’te piyasaya sürdüğü "Rue Saint Louis en l'île" adlı albümde, Eloge de l’hiver – Kışa övgü ismini taşıyan bir şarkı yer alıyordu. Kış mevsiminin her bir ayından bahsettikten sonra, “Geri gelsin kış, krallara layık harikalarıyla, solgun ve yeşil kırağısıyla, bir dövüşü andıran okşamalarıyla” diyordu Fontaine. Sözleri sanatçının kendisine, müziği ise eşi Areski Belkacem’e ait bu parçada, genelde yaz şarkılarında duymaya alıştığımız oryantal melodiler de kullanılmış, bu açıdan da şarkıyı, Brigitte Fontaine repertuarının en özel parçalarından biri olarak nitelemek mümkün.

"Lux aeterna" adlı enstrümantal çalışmasının ardından yorumcu olarak ilk albümü olan "Rock’n’dollars"ı 1975’te yayınlayan William Sheller, albümün isim şarkısının yanı sıra Véronique Sanson parçalarından esinlenerek yazdığı Photos souvenirs ile dikkatleri üzerine çekmişti. Ertesi yıl bu kez "Dans un vieux rock’n’roll" adlı albümü piyasaya süren Sheller, bu albümde de Le carnet à spirale ve Genève gibi şarkılarla yankı uyandırdı. Albümün ilk başta fazla dikkat çekemeyen ama değeri zamanla anlaşılan parçalarından biri de C’est l’hiver demain – Yarın kış geliyor adını taşıyordu. Parçada, kış mevsimiyle insan duyguları arasında bağlantı kuruyordu sanatçı ve soğuyan havalarla, kuzeyden esen rüzgârla ve buzlanan yollarla kendimizi kötü hissettiğimiz, her şeyin üst üste geldiği sıkıntılı zamanları karşılaştırıyordu. Düzenlemesinde kullanılan farklı üflemeli ve yaylı enstrümanlar da bambaşka bir hava katıyordu şarkıya.

2018 yılında aramızdan ayrılan Jacques Higelin, 2006 yılında, bir önceki stüdyo albümünden tam sekiz yıl sonra "Amor Doloroso" adlı albümü yayınlamıştı. Olumlu eleştiriler alan ve Fransa listesinde yedinci sıraya kadar yükselen bu çalışmasında, L’hiver au lit à Liverpool adlı bir şarkıya yer vermişti sanatçı. Şarkıda, "Kış aylarını Moğolistan’da Yeti’nin izini sürerek, anoraksız bir şekilde, parmakları donmuş, burnu akar bir halde, yaklar tarafından çiğnenerek geçirmeyi heyecanlı bulanlar olabilir ama ben kayak merkezlerinden uzakta, kazak giymeden, Liverpool’da yatakta geçirmeyi tercih ediyorum bu mevsimi" diyordu Higelin.

2002 yılında, Amélie Pham Van Cang öncülüğünde kurulan Amélie-les-Crayons grubu, müzikal yolculuğuna Lyon’daki kafelerde başlamıştı. O yıl canlı performans kayıtlarına da yer verdiği ilk albümünü yayınlayan topluluk, bunun ardından Montauban’da düzenlenen Printemps des Bourges Festivali sayesinde daha geniş kitlelere ulaştı. 2014 yılında, Aldebert ve Anne Syvestre gibi isimlerle gerçekleşen düetlere de yer verdikleri "Méli-Mélo" adlı albümü piyasaya süren Amélie-les-Crayons'un bu çalışmada aynı zamanda daha önce yayınlanmamış şarkılar da bulunuyordu. Bunlardan birinde de karla birlikte şehre inen huzurdan ve insanların çocuksu bir sevince bürünmesinden bahsediyordu topluluk ve "Karın yağdığı geceden beri dünya bir hayli değişti" diyordu.

Pascal Danel, 1966 yılında piyasaya sürdüğü La plage aux romantiques adlı parçayla o yaza damgasını vurmuştu. Yeni bir hit parçanın arayışında olan genç adam, bir gün sinemada Michel Delancray ile birlikte Ernest Hemingway’in ünlü romanından uyarlanan 1952 tarihli Kilimandjaro’nun Karları adlı filmi izledi. Başrollerini Ava Gardner ve Gregory Peck’in üstlendiği filmden çok etkilenen Danel, birkaç saat içinde Delancray’le birlikte bu hikâyeyi konu alan bir şarkı yazdı. Parça; Dalida, Christophe ve Michel Polnareff gibi birçok ismi keşfeden yapımcı Luicen Morisse’e sunuldu. Onun da onayıyla kayıtlar apar topar gerçekleştirildi ve 1966’nın Kasım ayında piyasaya çıkan şarkı, ertesi yılın hemen başında müzik listelerinin zirvesine oturdu. Bir milyonun üzerinde bir satış rakamına ulaşan parça; İtalyanca, İspanyolca ve Japonca olarak da kaydedildi.

Gérard Lenorman’ın seslendirdiği Les matins d’hiver – Kış sabahları adlı şarkı, Daniel ve Richard Seff kardeşlerin imzasını taşıyordu. Okul çağlarındaki bir çocuğun hikâyesini konu alan parça, 1972 sonbaharında piyasaya çıkmış ve Lenorman’ın koleksiyonuna yeni bir Altın Plak ilave etmesini sağlamıştı.

Fransız şansonun önde gelen isimlerinden olan Guy Béart, 2015 yılında aramızdan ayrılmıştı. 2020 yılının Eylül ayında, kızları Emmanuelle ve Eve’in çabalarıyla, onun en sevilen şarklarının farklı meslektaşlarınca yorumlandığı bir saygı albümü piyasaya çıktı. Bu albümde yer alan şarkılardan biri de Béart’ın 1965 tarihli Les souliers dans la neige – Kardaki pabuçlar adlı parçasıydı. Parçada, karlı bir günde sokakta unutulan ve kimsenin fark etmediği bir çift ayakkabıdan bahsediyordu sanatçı bize ve en nihayetinde onlara en fazla ihtiyaç duyan kişi buluyordu bu ayakkabıları.

Sahne adı olarak "Serseri" anlamına gelen Voyou’yu kullanan 1989 doğumlu Thibaud Vanhooland, ilk albümü "Les bruits de la ville"i 2019 yılında yayınlamıştı. Albümde hem doğduğu kent olan Nantes’a, hem hayatının büyük kısmını geçirdiği Lille’e hem de günümüzde yaşamını sürdürdüğü Paris’e ait bir şeyler olduğunu belirtmişti sanatçı. Voyou’nun bu çalışmasında yer alan parçalardan biri de Il neige - Kar yağıyor adını taşıyordu. Piyano eşliğinde seslendirdiği bu şarkıda: “Uzun zamandan beri uyuyan şehir, senden bahsederken sinirleniyor insan, çok uzun sürdü kış ve sokaklarından gelip geçenler, bakmıyor sana artık, seni sevmiyor artık. Ama birden mucize eseri, kar yağdığında ve tesadüfen gözlerimiz gökyüzüne kaydığında, dudağımızda bir gülümsemeyle, senin yeniden doğumuna şahit oluyoruz, birden beyaz örtünü giydiğinde, ışıklar saçıyorsun şehir, gecenin ortasında” diyordu sanatçı.

1968 hareketi sırasında edebiyat eğitimini sürdüren Michèle Bernard, bu dönemde bu harekete dâhil olmuş ve küçüklüğünden beri çaldığı piyanoyu bırakıp akordeona yönelmişti. Şarkı söylemeye başlamadan önce tiyatro sahnesinde de boy gösteren genç kadın, nihayet 1978’de, kendi yazdığı şarkılardan oluşan "Le Kiosque" adlı ilk albümü sayesinde o yılın En İyi Çıkış Yapan genç isimleri arasına girmeyi başardı. Kariyeri boyunca üç kez Charles-Cros Akademi ödülüne layık görülen Bernard’ın ilk dönem parçalarından biri de Hiver - Kış adını taşıyordu. Akordeon eşliğinde seslendirdiği parçayı 2007 yılında aramızdan ayrılan Ermeni asıllı Fransız şair Rouben Melik’in aynı adlı şiirinden müziğe uyarlamıştı Bernard.

1947’de, Paris’te dünyaya gelen Katalan asıllı Serge Utgé-Royo’nun ailesi, İç Savaş sırasında İspanya’dan sürülmüştü. Kariyerine yetmişli yıllarda başlayan sanatçı, o günden bu yana yayınladığı albümlerin yanı sıra kaleme aldığı roman ve şiirlerle de kendine sanat ve kültür dünyasında saygın bir yer edindi. Utgé-Royo; 2003 tarihli Des hivers qui durenet douze mois – On iki ay süren kışlar adlı parçasında, kış kavramını, dünyadaki olumsuzlukları simgeleyen bir metafor olarak kullanıyor ve şöyle diyordu: “Kötücül emirlere imza atan, vicdansız insanlar var. Akıl ve adaletten yoksun, zırva dolu yasalar çıkaran. Yaşayanlar arasında ölüler var, bu güzel Fransa’nın içinde. Şehirlerin ortasında çöller var, on iki ay süren kışlar…"

Salvatore Adamo, on yedi yaşındayken Radio Luxembourg’da yayınlanan bir yarışmayı kazanmış bunun ardından da 1963’te ilk 45’liği Sans toi ma mie’yi kaydetmişti. Ona şöhreti getiren parça ise yine aynı yıl piyasaya çıkan ve kar yüzünden yaşanan hüzünlü bir ayrılığı konu alan Tombe la neige olacaktı. İsmiyle tezat yaratan bir şekilde 1964’ün yaz aylarına damga vuran parça, geleneksel Japon şiirlerine benzer şekilde bestelenmişti ve bu nedenle Japonya’da da büyük ilgi görerek Adamo’yu bu ülkenin en sevilen şarkıcılarından biri konumuna getirdi. Şarkı Türkçeye de Fecri Ebcioğlu tarafından Her Yerde Kar Var adıyla uyarlanmıştı ve Adamo da Türkçe sözlerle kaydetmişti parçayı. Bununla ilgili ilginç bir anekdot da şöyle: 12 Ocak 1965 günü, Olympia’da düzenlenen bir programa katılan Adamo (ki bu programda France Gall ve Adamo'ya açılış sanatçısı olarak Barış Manço eşlik etmiş), herkesin beklediği gibi Tombe la neige’le yapıyor açılışı ama dinleyenler parçanın sözlerinden hiçbir şey anlamıyor. Sonradan anlaşılıyor ki sanatçı İstanbul’daki bir konserden yeni dönmüş ve o yorgunlukla Fransa’da olduğunun farkına varmadan şarkıyı Türkçe sözlerle söylemeye başlamış...

Şarkıcı / YorumcuParça AdıAlbüm AdıSüre
Bernard Joyet C'est l'hiver Autodidacte 3:18
Brigitte Fontaine Eloge de l'hiver Rue St Louis en l'île 4:20
William Sheller C'est l'hiver demain Olympiade 4:10
Jacques Higelin L' Hiver au Lit à Liverpool Higelin en Plein Bataclan 2:43
Amélie-les-crayons Les jours de neige en ville Méli-Mélo 2:45
Pascal Danel Les neiges du Kilimandjaro Age Tendre, La Tournee des Idoles - Le Coffret des 10 Ans 3:15
Gérard Lenorman Les matins d'hiver Gérard Lenorman en concert 3:45
Catherine Ringer Les souliers (... dans la neige) De Béart à Béart(s) 2:50
Voyou Il neige Les bruits de la ville 4:25
Michèle Bernard Hiver Mes premiers vinyls 2:03
Serge Utgé-Royo Des hivers qui durent douze mois En concert 4:40
Salvatore Adamo Tombe la neige Un Soir au Zanzibar 3:34