NASA, Kızıl Gezegen’in yüzeyinde insan çöpleri tespit etti

-
Aa
+
a
a
a

Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) tarafından Mars‘a gönderilen uzay aracı Perseverance, Kızıl Gezegen’in yüzeyinde insan çöpleri tespit etti.

Gezegenin Geleceği: 20 Haziran 2022
 

Gezegenin Geleceği: 20 Haziran 2022

podcast servisi: iTunes / RSS

Perseverance ekibi,  Twitter’da paylaştıkları mesajda aracın Mars yüzeyine inişinde aşırı hava değişimlerinden korunması için üzerine sarılan termal battaniyenin parçalarına rastladıklarını açıkladı. Robotun geçen yıl iniş yaptığı noktanın 2 kilometre uzaklığında bu manzarayla karşılaştıklarını belirten ekip “Bunu burada bulmuş olmak çok şaşırtıcı. Bu parça iniş sırasında mı buraya geldi yoksa rüzgâr mı buraya taşıdı, emin değiliz” ifadelerini kullandı. Mars’ın yüzeyinde insan çöpüne ilk kez rastlanmıyor. Nisan ayında Ingenuity adlı uzay helikopteri hem kendisinin hem de Perseverance’ın inişi için kullanılan teknik malzemeden geride kalan çöpleri görüntülemişti. Dünya’nın yörüngesi de uydular ve uzay çöpü nedeniyle kalabalıklaşırken Dünya’dan uzaya yapılacak yolculuklar da daha tehlikeli bir hal alıyor. Ayrıca Dünya’yı çevreleyen bozulmuş uydular, tornavidalar, paraşütler ya da geride kalan diğer artıklar Uluslararası Uzay İstasyonu için de büyük risk yaratıyor.

 

 Boğaziçi Üniversitesi İklim Politikaları Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz, iklim değişikliği etkilerinin sıklaşan ve gittikçe şiddetlenen doğa olaylarına ve afetlere neden olduğunu belirtti. Kurnaz, "Kuraklıktan dolayı zarar gören bitkilerimiz olacak. Ürünlerde azalma olacak. Yazın muhtemelen çok yoğun yağışlı bir yer olacak. Orman yangınlarını konuşuyor olacağız. Bunların sıklığı gittikçe artacak. Bunun önüne geçmenin artık bir imkanı yok. Sadece daha kötü olmasını engelleyebiliriz" dedi. Prof. Dr. Levent Kurnaz, iklim değişikliğinin havanın bir uçtan diğer uca hızla geçişini hızlandırdığını açıkladı. "Havanın böyle olması normal. Havanın normal bir değişkenliği var. Bazen sıcak olur, bazen serin olur. Ne giyeceğimizi bilmeyiz. Yağış olur, ertesi gün üşürüz. Ancak iklim değişikliği bütün bu bir uçtan bir uca gidişleri hızlandırıyor ve daha sıklaştırıyor. Bizim açımızdan bakıldığında sıcak daha sıcak oluyor, soğuk daha soğuk oluyor, yağışlı daha yağışlı oluyor ve bunların frekansları değişiyor. Eskiden bu kadar sert yaz yağışları iki üç senede bir olurken şimdi her sene oluyor. Bunun üzerine şehircilikte yaptığımız altyapı hataları da binince bu sefer ortalığı sel götürüyor. Geçen sene bozkurt felaketi yaşadık. Dolayısıyla bir gece yağan yağmurda Kastamonu ve Sinop'ta epey sayıda can kaybı oldu. Bu sene Ankara'da oldu. Aynı yere aynı anda olacak değil ama bölgemizde bütün bu problemler gittikçe artan şekilde karşımıza çıkacak" diye konuştu. 

 

Kahramanmaraş’ta yapılması planlanan Elbistan (Akbayır) ve Afşin C Termik Santralları için “ÇED Olumlu” kararı verilmişti. ÇED Olumlu kararlarına karşı açılan davalarda, Kahramanmaraş İdare Mahkemesi tarafından, santralların yapımına olanak sağlayan bu kararlar iptal edildi. Bununla beraber TEMA Vakfı’nın Afşin C Termik Santralı yapımına olanak sağlayan Toprak Koruma Kurulu kararına yönelik açtığı davada verilen iptal kararı da sevinçle karşılandı. Ancak bölgede faaliyette olan Afşin-Elbistan A Termik Santralı için yapılan ek ünite proje başvurusu Kahramanmaraşlıları kaygılandırdı. Bu duruma, iklim krizini ve halk sağlığını görmezden gelen enerji ve maden politikalarının neden olduğunun altını çizen TEMA Vakfı, daha bütünsel ve kapsayıcı politikalara ihtiyaç olduğunu dile getirdi. 2018 ve 2019 yılında iki tesis için verilen bu “ÇED Olumlu” kararlarına ve TEMA Vakfı tarafından, Afşin C Termik Santralının yapımına olanak sağlayan ilgili Toprak Koruma Kurulu kararına karşı iptal davaları açıldı. Ek ünite başvurusu için Nisan ayında gerçekleştirilen, TEMA Vakfı’nın da katılım sağlayıp görüşlerini beyan ettiği Halkın Katılım Toplantısı’nda ise Afşin ve Elbistanlılar güçlü bir sesle; “Termik Santralın külüne, dumanına doyduk; termik santral istemiyoruz” dedi. Vakıf yaptığı açıklamada; “Yeni termik santralların inşası, yerli kömür varlığının değerlendirilmesi gerektiğini savunan bir enerji politikası anlayışına dayandırılmakta. Ancak, termik santrallar ve kömür madenciliği, doğal varlıkları tüketmekte ve dünyayı yok etmekte. Yakın zamanda bölgede yapılması planlanan iki santrala yönelik iptal kararlarının verilmesi çok önemli bir kazanım olmakla beraber bölgede gelecek nesillerin ekolojik haklarının korunmasının da yolunu açtı. İklim krizini ve halk sağlığını görmezden gelen bir enerji ve maden politikası eksik kalacak. Daha bütünsel, daha kapsayıcı politikalara ihtiyaç var” dedi. Maraş’ta kendisini  yaşamı savunmaya adamış İbrahim Yalçın’ın, ansızın yaşamını yitirmesinin acısını yaşadıklarını ifade eden Vakıf, Yalçın’ı saygıyla anarken; tüm canlıların sağlıklı bir çevrede yaşam hakkının altını çizdi.

Avustralya’da yeni hükümet, emisyonlarını azaltma konusundaki 2030 hedefini yükselterek ülkeyi diğer gelişmiş ekonomilerin Paris Anlaşması taahhütleriyle daha uyumlu hale getirdi. Dünyanın kişi başına en yüksek karbon salan ülkelerinden biri olan Avustralya, önceki muhafazakar hükümetin 2030’a kadar 2005 seviyelerine göre %26 ile %28 arasındaki azaltım hedefini %43’e yükseltti. İklim Değişikliği ve Enerji Bakanı Chris Bowen, Canberra’daki bir basın toplantısında gazetecilere verdiği demeçte, “Avustralya hükümeti yıllarca dünyaya bunun çok zor olduğunu söyledi. Şimdi, dünyanın geri kalanına, dostlarımıza ve müttefiklerimize iklim acil durumuyla mücadelede aynı kaygılarımızı taşıdığımızın mesajını gönderiyoruz” dedi.