Rüzgar ve Güneş 1 Yılda Türkiye’nin 7 Milyar Dolarlık Enerji İthalatını Engelledi

-
Aa
+
a
a
a

İklim Habercileri'nin bu bölümünde Türkiye’nin yenilenebilir enerji ile 1 yılda nasıl milyarlarca dolarlık enerji ithalatından kaçındığı Ember’den Ufuk Alparslan ile ele alındı.

Güneş panelleri, bozuk paralar, rüzgar gülleri
Rüzgar ve Güneş 1 Yılda Türkiye’nin 7 Milyar Dolarlık Enerji İthalatını Engelledi
 

Rüzgar ve Güneş 1 Yılda Türkiye’nin 7 Milyar Dolarlık Enerji İthalatını Engelledi

podcast servisi: iTunes / RSS

Afşin’deki Kömürlü Termik Santralin “ÇED Olumlu Kararı” İptal

Enerji konusunda faaliyet gösteren düşünce kuruluşu Ember’in yeni analizi, Türkiye’de elektrik fiyatlarındaki artışın özellikle doğalgaz fiyatlarındaki artıştan ve liradaki değer kaybından kaynaklandığını gösterirken, rüzgar ve güneşten elektrik üretimi sayesinde milyarlarca dolarlık enerji ithalatına engel olunduğunu ortaya koyuyor. Analize göre, rüzgar ve güneş enerjisinden elektrik üretimi, son 12 ayda 7 milyar dolarlık fosil yakıt ithalatını önleyerek Türkiye’nin enerji ithalatını düşürdü. Önümüzdeki aylarda, gaz fiyatlarının aynı kalması durumunda her ay yaklaşık 700 milyon dolar tasarruf bekleniyor.

Kahramanmaraş’a bağlı Afşin ilçesinde Afşin Elbistan Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş. tarafından yapılması planlanan Afşin-Elbistan Kömürlü Termik Santral projesine ilişkin “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu Kararı” mahkeme tarafından iptal edildi.

Bölge halkı ve yaşam savunucuları tarafından, Haziran 2018’de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca verilen ÇED Olumlu Kararı’nın iptaline ilişkin dava açılmış, Danıştay tarafından bozulan iptal kararı üzerine Mahkeme tarafından Kasım 2021’de yeni bilirkişi raporu alınmıştı. Söz konusu raporda projede kamu yararı bulunmadığı ortaya koyuldu. Raporda bölge halkının uzun yıllardır termik santrallerden kaynaklı sorunları bizzat yaşadıkları, proje sahipleri tarafından ifade edilen tedbirlerin çoğunlukla kağıt üzerinde kaldığı, filtre sistemlerinin bahsedildiği gibi çalışıp çalışmayacağının belli olmadığı belirtilmiş ve bunun sonucunda projeye verilen olumlu kararın iptali istenmişti.

Milas’ın Zeytin Ağaçlarının Hikayesi Belgesel Oldu

Avrupa Birliği (AB) coğrafi işaret tescilli zeytinyağıyla ünlü Milas’ta zeytinciliğin tarihsel ve kültürel önemini, ekonomik potansiyelini ve kömürlü termik santraller ile kömür madenleri sebebiyle karşı karşıya olduğu tehlikeleri anlatan “Buna Rağmen Köyümüzde: Ölmez Ağacın Hikayesi” belgeseli çevrimiçi olarak yayınlandı. Yönetmenliğini Selen Çatalyürekli’nin yaptığı belgeselin ilk gösterimi, geçtiğimiz Nisan ayında İklim İçin 350, Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe) ve Milas Kent Konseyi ortaklığında Milas’ta düzenlenen “Yerel Ekonomi için Dönüşüm Fırsatı: Milas’ta Zeytincilik’’ rapor tanıtımında gerçekleştirilmişti. Belgeselde Milas zeytinyağının AB’den coğrafi işaret alan Türkiye’den tek zeytinyağı olduğu vurgulanırken bunun bölge ekonomisi için çok önemli bir fırsat olduğunun altı çiziliyor.

Abidjan’da COP15 Çölleşme Konferansı Sona Erdi

9 Mayıs’ta başlayan BM Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi (UNCCD) 15. Taraflar Konferansı (COP15) 20 Mayıs’ta Fildişi Sahili’nin Abidjan kentinde sona erdi. Konferansın teması, “Kara. Hayat. Miras: Kıtlıktan Refaha” idi. COP15, arazi restorasyonu için sürdürülebilir çözümler bulma hedefiyle hükümetler, özel sektör ve sivil toplumdan liderleri bir araya getirdi. Bununla birlikte, iklim aktivisti Jean Claude Brou, arazi bozulmasının etkilerini ilk elden fark eden çiftçiler gibi önemli tanıkların yokluğuna dikkat çekti. Abidjan’da arazi restorasyonu ve kuraklığın azaltılmasına yatırım yapmak için önemli kararlar alındı. Bu kararlar arasında 2030’a kadar bir milyar hektar arazinin restore edilmesi taahhüdü de bulunuyor

WMO: 2021 Yılında Neredeyse Tüm İklim Krizi Göstergelerinde Rekor Kırıldı

Her yıl iklim değişikliği değerlendirmesi yapan ve Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı olarak çalışan Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), 2021 yılı raporunda seragazı emisyonlarının, deniz seviyelerinin, okyanus ısısının ve okyanus asitlenmesinin rekor seviyeye ulaştığını tespit etti. Saygın tıp dergilerinden The Lancet’in 2015’teki çevre kirliliği ve sonuçları raporunu güncellediği son araştırması, dünyada her yıl ortalama 9 milyon insanın kirlilik yüzünden erken öldüğünü ortaya koydu. 2019’da her 6 ölümden birinin nedeni kirlilik olarak tespit edildi.  Araştırmaya göre dünya çapında kirlilik yüzünden ölümlerin %90’ı düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşanıyor ve listenin başında 2,36 milyon ile Hindistan var. Onu, 2,1 milyon ile Çin izliyor.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında yenilenebilir enerji kullanımını genişletmeyi öngören 5 maddelik bir planın tanıtımını yaptı. BM Genel Sekreteri Guterres yaptığı açıklamada, “Tek evimizi yakıp kül etmeden önce fosil yakıt kirliliğine son vermeli ve yenilenebilir enerjiye geçişi hızlandırmalıyız. Zamanımız kalmadı” ifadelerini kullandı.

Yalnızca CO2 Emisyonlarının Azaltımına Odaklanan İklim Eylemi Isınmayı Engelleyemez

Yeni bir araştırma, iklim değişikliğini kontrol etmek için dünyanın karbondioksit emisyonlarını kesmenin ötesine geçmesi ve gezegenin ısınmasında kilit rol oynayan azot oksit gibi daha az bilinen kirleticileri engellemesi gerektiğini belirtiyor. Çalışmaya göre, sadece tek bir kirleticiye odaklanan bir karbonsuzlaşma yolu ile, 2045 yılına kadar sanayi öncesi sıcaklıklara göre ısınma 2 derecenin üzerine çıkabilir. Tersine, tüm kirleticileri bir arada dizginlemek, dünyanın 2030 gibi erken bir tarihte ısınmadan kaçınmaya başlayacağını ve

2030 ile 2050 arasındaki ısınma oranını yarıya indirebileceğini gösteriyor.

Güney Asya’nın Mart ve Nisan aylarında tecrübe ettiği ölümcül sıcak hava dalgası iklim değişikliği nedeniyle 30 kat daha olası hale geldi. Yetkililer, Nisan ayı sıcaklıklarının kuzey Hindistan ve Pakistan’ın bazı bölgelerinde yaklaşık 50 dereceye ulaşması nedeniyle, en az 90 kişinin sıcaklığa bağlı nedenlerden öldüğünü açıkladı. Mart ayında Hindistan’da rekor sıcaklıklara neden olan sıcak hava dalgası, ülkenin kışlık buğday mahsulüne de büyük zarar verdi. İklim değişikliği olmadan bu tür sıcak hava dalgaları, World Weather Attribution’dan bilim insanlarına göre “olağanüstü derecede nadir” yaşanırdı.

SIPRI Raporu: İnsanlık Yeni Riskler Çağına Giriyor

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) raporu, dünya barışının yeni bir riskler çağına girdiği uyarısında bulundu. İklim değişikliğinin sonuçlarının yarattığı krizler ve giderek popülistleşen siyasi ortamın güvenlik açısından “zehirli” bir karışım oluşturduğuna dikkat çeken araştırmacılar, siyasilerin bu yeni karmaşık risklere hazırlıklı olmadığını belirtti. Siyasetin riskleri daha iyi değerlendirmesi ve çevre krizlerine karşı daha kararlı adım atması çağrısı yapan araştırmacılar, hızlı bir şekilde “yeşil ekonomi”ye geçiş tavsiyesinde bulunuyor. Bu geçişin adil ve barışçıl bir şekilde gerçekleşmesi gerektiğine de vurgu yapılıyor.

HSBC’nin Üst Düzey Yöneticisine göre İklim Krizinin Finansal Riskleri “Abartılıyor”

İngiltere Merkez Bankası (BoE), iklim risklerini “birinci dereceden” bir sorun olarak yönetemeyen banka ve sigorta şirketlerinin yıllık kârlarında %10 ila %15’lik bir azalma ve daha yüksek sermaye gereksinimleriyle karşı karşıya kalabileceklerini açıkladı. BoE, İngiltere’nin finansal sisteminin iklim değişikliği ve 2050 yılına kadar net sıfır karbon ekonomisine geçişle nasıl başa çıkacağına ilişkin ilk kapsamlı stres testinde, şu an iklim eylemine geçmenin gelecekte maliyetleri azaltacağını söyledi. Sürdürülebilir yatırımlardan sorumlu kıdemli bir HSBC yöneticisi ise, merkez bankası yetkililerinin ve diğer küresel aktörlerin iklim değişikliğinin finansal risklerini abarttığını söyledi. Financial Times, olayın bir video kaydını internette yayımladı. Yönetici, “Çok ciddi bir enflasyon sorunu ile karşı karşıyayız ve bana defalarca 20-30 yıl içinde olacak bir şeye bakmak için zaman harcamam söylendi” ifadelerini kullanıyor.