Varsıl Ülkeler Bonn Müzakerelerindeki Tavırları Nedeniyle “İhanetle” Suçlanıyor

-
Aa
+
a
a
a

İklim Habercileri'nin yeni bölümünde Bonn’daki iklim müzakerelerinin sonuçları ve olası yansımaları 350.org küresel kampanyalar sorumlusu Cansın Leylim ile ele alındı.

Konferans salonundan bir kare
Varsıl Ülkeler Bonn Müzakerelerindeki Tavırları Nedeniyle “İhanetle” Suçlanıyor
 

Varsıl Ülkeler Bonn Müzakerelerindeki Tavırları Nedeniyle “İhanetle” Suçlanıyor

podcast servisi: iTunes / RSS

Dünya Bankası: İklim Eylemi ile Türkiye 2040’a Kadar 150 Milyar Dolar Tasarruf Sağlayabilir

Dünya Bankası tarafından yayımlanan bir rapora göre, iklim değişikliğinin etkilerine karşı dayanıklılığı ve uyumu artırmaya ve ekonomi genelinde karbondioksit ve diğer seragazı emisyonlarını azaltmaya yönelik etkili ve uygun eylemleri uygulaması halinde Türkiye önümüzdeki 20 yıllık dönemde 146 milyar dolarlık tasarruf sağlama potansiyeline sahip. Öncelikli eylemler arasında yerli kömür üretim ve tüketimine yönelik sağlanan maliyetli desteklerin sona erdirilmesi, yeni kömür santrallerinin yapımının durdurulması ve bunun yerine yenilenebilir enerjinin desteklenmesi yer alıyor.

YK Enerji ortaklarından LİMAK holdingin sahibi Nihat Özdemir, İkizköy Işıkdere maden sahasını ve Akbelen Ormanı’nı incelemek için bölgeye geldi. Ziyaretten haberdar olan İkizköylüler ve Çamköylüler Işıkdere’nin girişinde ellerinde pankartlarla Nihat Özdemir’i beklemeye başladı.  İkizköylüler Nihat Özdemir’in yanında Enerji Bakanı ve Tarım Bakanı’nın da olduğunu duyururken, ardından yaptıkları açıklamada bakanların ziyarette olmadığını belirttiler. İkizköylüler yaptıkları açıklamada, bakanların da olduğu heyeti karşılamak ve dertlerini aktarmak için toplandıklarını ifade ederken heyette bulunduklarını düşündükleri bakanlara şu şekilde seslendiler: “Burada kömür sahasının daha da ilerlemesini istemiyoruz. Bunda kararlıyız. Bizim kömüre değil temiz enerjiye ihtiyacımız var. Bizim toprağa, meyveye, sebzeye, hububata ihtiyacımız var. Lütfen bizi anlayın, bizi dinleyin ve derdimize deva olun.”

Kahramanmaraş Termik Santralin Külüne, Dumanına Doydu

Kahramanmaraş’ta yapılması planlanan Elbistan (Akbayır) ve Afşin C Termik Santralleri için “ÇED Olumlu” kararı verilmişti. ÇED Olumlu kararlarına karşı açılan davalarda, Kahramanmaraş İdare Mahkemesi tarafından, santrallerin yapımına olanak sağlayan bu kararlar iptal edildi. Bununla beraber TEMA Vakfı’nın Afşin C Termik Santrali yapımına olanak sağlayan Toprak Koruma Kurulu kararına yönelik açtığı davada verilen iptal kararı da sevinçle karşılandı. Ancak bölgede faaliyette olan Afşin-Elbistan A Termik Santrali için yapılan ek ünite proje başvurusu Kahramanmaraşlıları kaygılandırdı. Bu duruma, iklim krizini ve halk sağlığını görmezden gelen enerji ve maden politikalarının neden olduğunun altını çizen TEMA Vakfı, daha bütünsel ve kapsayıcı politikalara ihtiyaç olduğunu dile getirdi.

Fosil yakıt ihracatından elde edilen gelir, Rusya devlet bütçesindeki gelirin %40’ını oluşturuyor ve Rusya’nın askeri harekatının temel finansmanını oluşturuyor. Rusya maliye bakanı, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamasında ülkenin fosil yakıt ihracatından elde ettiği gelirin bu yıl önemli ölçüde artacağını dile getirdi ve gelirdeki bu artışın bir bölümünün Ukrayna’daki “özel operasyonun” finansmanı için kullanılacağını vurguladı. Ukrayna’daki savaşın ilk 100 günü incelendiğinde Rusya’dan en fazla fosil yakıt ithal eden ilk beş ülke arasında Türkiye de yer alıyor. Rusya’dan en fazla ithalat gerçekleştiren ülkeler arasında Çin (12,6 milyar euro), Almanya (12,1 milyar euro), İtalya (7,8 milyar euro), Hollanda (7,8 milyar euro), Türkiye (6,7 milyar euro), Polonya (4,4 milyar euro), Fransa (4,3 milyar euro), Hindistan (3,4 milyar euro) ve Güney Kore (3,4 milyar euro) yer alıyor.

AP Komiteleri Gaz ve Nükleerin Yeşil Olarak Etiketlenmesini Veto Etti

Avrupa Parlamentosunun Ekonomi ve Mali İşler (ECON) ve Çevre (ENVI) Komitelerindeki milletvekilleri doğalgaz ve nükleerin Avrupa Birliği (AB) Taksonomisi’nde yer almasını veto etti. Yatırımcıları yeni doğalgaz için teşvik etmek küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlandırma hedefi, AB genelinde fosil yakıt tüketimini %32 ila %37 oranında azaltmayı içeren 2030 hedefleri ve REPowerEU’nun AB’nin Rusya’dan fosil yakıt ithalatı bağımlılığını azaltma hedefi ile çelişiyor. Avrupa Parlamentosu’nun Ekonomik ve Mali İşler (ECON) ve Çevre (ENVI) Komitelerindeki Üyelerinin çoğunluğu bugün karşı oy kullandı ve Temmuz ayının ilk haftasında yapılması planlanan genel kurul için güçlü bir sinyal verdi. Teklifi veto etmek için 705 milletvekilinin 353’ünün ret oyu gerekiyor.

İklim krizinin genç kurbanları, fosil yakıt yatırımcılarını koruyan bir enerji anlaşmasına karşı Avrupa’nın en yüksek insan hakları mahkemesinde yasal işlem başlatıyor. Enerji Şartı Anlaşması (Energy Charter Treaty-ECT), yatırımcıların, ülkeleri yatırımlarına zarar veren politikaları nedeniyle dava etmelerine izin veriyor. Kampanyacılar tarafından da bu durum, iklim eyleminin önünde bir engel olarak tanımlanıyor. 17 ila 31 yaş arasında olan davacılar, bilim insanlarının iklim değişikliği nedeniyle daha olası hale geldiğini söylediği şiddetli yağmurların etkisini gösterdiği Almanya ve Belçika da dahil olmak üzere son ilgili felaketlerden etkilenen ülkeleri temsil ediyor. Davacılar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden, ECT’nin iklim değişikliğiyle mücadelede yarattığı engelleri kaldırmasını ve böylece haklarını korumasını isteyecek.

Kolombiya’nın Yeni Devlet Başkanından Fosil Yakıtları Yerin Altında Tutma Sözü

Kolombiya’da solcu Gustavo Petro, ödüllü çevre kampanyacısı Francia Marquez’in eşliğinde, seçimlerde galip geldi ve ülkenin yeni devlet başkanı olarak seçildi. Petro manifestosunda, “Petrol ve kömüre olan ekonomik bağımlılıkta kademeli bir azalma” vadetti. Hidrokarbon araştırmaları için hibe verilmeyeceğini, hidrolik kırılma projelerinin durduracağını ve açık denizden fosil yakıt çıkarılmayacağını duyurdu. Eğer Petro fosil yakıtlardan geri çekilme taahhütlerini de hayata geçirirse Kolombiya bunu yapan en büyük fosil yakıt üreticisi olabilir.

Konu iklim krizine geldiğinde hükümetler engelli insanları “sistematik olarak görmezden geliyorlar”. Oysa engelli insanlar aşırı hava olaylarının etkileri karşısında ciddi tehlike altındalar. McGill Üniversitesindeki araştırmacılar, Ulusal Katkı Beyanları (NDC) olarak bilinen emisyon azaltım planlarını incelediler. Araştırmacılar aynı zamanda ülkelerin iklim krizine dair adaptasyon planlarını da taradılar. Yalnızca sayılı ülke, engellilerin iklim çöküşüne adaptasyonunda ortaya çıkacak ihtiyaçlara karşılık veriyor. Konunun ilk kapsamlı değerlendirmesine göre, seragazı emisyon azaltma programlarında engelli insanlara yer verilmiyor.