AGİT'in Seçim Raporu: İktidar Haksız Avantaj Sağladı

Makale - Yorum - Analiz
-
Aa
+
a
a
a

AGİT'in seçim gözlem heyeti bugün hazırladığı ön raporu basın toplantısıyla duyurdu. Raporda, "Seçmenlerin gerçek bir tercihi vardı, ancak görevdeki başkan ve iktidar partisi medyada da dahil olmak üzere haksız avantaj sağladı" denildi.

Bianet (25 Haziran 2018)

Türkiye'ye 24 Haziran cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerini izlemek üzere gelen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) heyeti bugün Ankara'da düzenlediği basın toplantısında seçim ön raporunu açıkladı. 

"Türkiye'de seçmenler 24 Haziran'daki erken cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinde gerçek bir seçim yaptılar, ancak kampanyaya ilişkin şartlar eşit değildi" ifadeleriyle başlayan rapor şöyle devam etti: 

"Görevdeki cumhurbaşkanı ve iktidar partisi, özellikle iktidara bağlı kamu ve özel medya kuruluşları ile usülsüz bir avantaj sağladı.

"Devam eden olağanüstü hal koşulları altında medyada da dahil olmak üzere toplanma ve ifade özgürlüğü kısıtlandı. Fakat gözlemciler kampanya mitinglerine ve seçim gününde oy kullanımına katılarak demokrasiye bağlılıklarını gösterdi.

"Oy pusulalarının sayılması ve tasnif sırasında önemli yasal adımlar atlanmış olsa da seçim günü süreci genel olarak takip edildi".

"Kısıtlamalar seçimlerde büyük etki yarattı"

Türkiye'deki AGİT gözlem heyetinin koordinatörü Ignacio Sanchez Amor, "Temel hak ve özgürlüklerde gördüğümüz kısıtlamalar bu seçimler üzerinde büyük bir etki yarattı. Türkiye'deki bu kısıtlamaların mümkün olan en kısa sürede kaldırılmasını umuyoruz" dedi.

Amor, "Türkiye'deki yetkililerden bu kadar önemli bir seçimin gözlemiyle ilgili daha fazla işbirliği bekledim, çünkü biz her zaman iyi niyetle ve Türkiye'nin menfaati için hareket ediyoruz" diye de ekledi.

Raporda şöyle devam etti:

"Görevdeki cumhurbaşkanı dahil olmak üzere bir kadın ve beş erkek aday ile sekiz parti seçimlerde adaydı.

"Kampanya süreci oldukça enerjik fakat bir o kadar da kutuplaşmış bir siyasi ortamda gerçekleşti. Adaylar çeşitli yollarla kampanya yürütmeye çalıştılar ve genç seçmene ulaşmak için sosyal medyanın önemli bir araç olduğunu fark ettiler."

Raporda ayrıca Halkların Demokratik Partisi (HDP) Cumhurbaşkanı adayının seçim öncesi duruşmada da serbest bırakılmaması ve özgürce kampanya yapamamasına değinildi.

Bildiride, devlet kaynaklarının iktidar partisi tarafından lehine kullanılmasının devlet ve parti arası ayrılıklarla çeliştiği belirtildi.

Sotnyk: Gözlemcilere de baskı kuruldu

PACE heyeti başkanı Olena Sotnyk, "Heyetimiz, Türkiye'nin vatandaşlarının iradesini dile getirme isteğini ve bu seçimlerin can alıcı niteliğini dile getirme isteğine tanıklık eden yüksek seçmen katılımını memnuniyetle karşıladı" dedi.

"Oylama bölgelerinde polisin daha önceki seçimlere kıyasla daha müdahaleci bir mevcudiyetini fark ettik, bu da bazı durumlarda bir güvensizlik ortamı yaratmaya ve muhtemelen seçmenlere ve bazen de uluslararası gözlemcilere karşı baskı oluşturmaya katkıda bulundu."

"Baskılayıcı bir yasal çerçeve medya özgürlüğünü engeller, oto sansürü tetikler, bu özgürlüğü daha da sınırlamak için olağanüstü hal koşulları kullanılmıştır.

Gözlemciler, en popüler yayın organlarının dahi hükümete bağlı olarak görüldüğünü ve bunun da kampanya sürecine yansıdığını belirtti.

"İktidar partisi ve kamu yayıncısı (TRT) dahil olmak üzere seçmenlerin adaylarla ilgili dengeli bilgi sahibi olmasını sınırlayan bir yayın politikası izledi" ifadeleri yer aldı.

Seçim kanunundaki değişiklikler

Bildiride, temel hak ve özgürlüklerin Anayasa ve yasalar tarafından tam olarak garanti edilmediği ve uygulamada özellikle de eyalet valilerinin olağanüstü hal kapsamında aldığı kararlar neticesinde toplanma ve ifade özgürlüğünün daha da kısıtlandığı belirtiliyor.

İktidar partisinin lehine algılanan seçim kanunlarındaki önemli değişiklikler, seçimlerden kısa bir süre önce ve istişare olmaksızın başlatıldı.

AGİT-PA Seçim Gözlem Heyeti Başkanı Peter Osusky, "OHAL şartlarının getirdiği kısıtlama ve zorluklara dikkat çekmek burada önemli" derken ekledi:

"Eşit derecede önemli olan, seçimle ilgili mevzuatın eksiksiz ve tutarlı bir şekilde uygulanması".

"Vatandaşlar demokrasiye bağlılığını ortaya koydu"

ODIHR Seçim Gözlem Heyeti Başkanı Büyükelçi Audrey Glover ise Türkiye'de şimdiye kadar referandum da dahil 7 seçim izlediğini belirtirken, şunları söyledi:

"Türkiye'de gelecek seçimlerin demokratik standartlar ve taahhütlerle uyumlu olmasını sağlamak için yetkililer tarafından yapılması gerekenler var.

"Bu sürece yardımcı olmak için nihai raporumuzda önerilerde bulunacağız. Vatandaşlar, demokrasiye olan bağlılıklarını bu şekilde ortaya koyuyorlarsa, yetkililerin de vatandaşların taleplerini hızlandırmaları ve karşılamaları gerekir. ".

"Anayasa Mahkemesi ana muhalefet partisinin değişikliklere itiraz başvurusunu reddetti. Değişiklikler seçim koalisyonlarını da yasallaştırdı. Olumlu olarak ise, bağımsız başkan adaylarına, önceki tavsiyelere uygun olarak ilk kez izin verildi.

Sandık taşıma kararı

"Bunun yanında muhalefetin hâkim olduğu belli bölgelerde seçmen katılımını azaltmaya yönelik sandık taşıma kararları alındı. Bu kararlar şeffaflık konusunda güvenin yitirilmesine sebep oldu.

TIKLAYIN - Sandık Taşıma Kararı

"Kadınlar politik hayatta yeterince temsil edilmiyor. Anayasa, cinsiyet eşitliğini garanti ederken, tarafların kadın aday gösterme konusunda özel yasal yükümlülükleri bulunmuyor.

"Olumlu olarak, bazı taraflar cinsiyet kotalarını uyguladı. Parti listelerinde adayların yaklaşık yüzde 20,5'i kadındı".