Afganistan'daki gelişmeler Taliban'ın eski icraatlerine dönmeye başladığını gösteriyor

Nereye Doğru
-
Aa
+
a
a
a

Nereye Doğru’da Cengiz Aktar, Afganistan’a dair, Taliban’ın tarihsel sürecini ve mevcut duruma karşı dünyanın ve Türkiye’nin nasıl rol aldığı konusuna değindi.

Fotoğraf: Joel Heard
Nereye Doğru: 18 Ağustos 2021
 

Nereye Doğru: 18 Ağustos 2021

podcast servisi: iTunes / RSS

Cengiz Aktar, kelime anlamı “talebeler” olan ve büyük çoğunluğunu Afganistan’ın en büyük etnik unsuru olan Peştunların oluşturduğu (Farsça: Afgan) bilgisini verdi. Aktar, nüfusu 37 milyon olan Afganistan’ın 17 milyonunu Peştunların oluşturduğu ve buna ek olarak Pakistan’ın, başkenti Peşaver olan kuzeybatı sınır eyaletinde 38 milyon Peştun’un yaşadığı ve bölgenin gerçeğinden hareketle “Bu durum Pakistan’ın Afganistan ile olan sıkı ilişkisini anlatıyor. 17 milyon Peştun Afganistan’da yaşıyor ve Taliban’ın bel kemiğini oluşturuyor. 38 milyon akraba ise Pakistan’da yaşam sürüyor. 1979’daki Sovyet işgalinden bu yana bir geçiş hali var. Ayrıca söz konusu sınır bölgesinin Pakistan’ın diğer bölgelerinden farklı olarak bir özerklik durumu var, erkeklerin silah taşıma hakkı mevcut.” dedi.

 

Aktar, mevcut durumda Peştunların yani Taliban’ın önündeki en büyük iki zorluktan ilkinin Afganistan’ı yönetip yönetemeyecekleri; ikincisinin ise ülkedeki silah gücünün tekelini sağlayıp sağlayamayacakları olduğunu belirtti. Nüfusun yüzde 42’sinin Peştun, çoğunluğu muhalif olan ve yüzde 27’sinin Tacik, yüzde 9’unun ise Türkmen ya da Özbek bilgisinden hareketle Aktar, “Taliban’ın önünde muazzam bir potansiyel muhalefet var. Taliban idaresinin iş yapma biçiminin reddiyesini savunan milyonlarca Afgan var. Örgüt her ne kadar kendi tanıtımını iyi yönde yapmaya çalışsa da 1996-2001 yılları arasında yönetimi ele geçirmelerinden hareketle Taliban’ın ülkeyi nasıl yöneteceği az çok biliniyor” dedi. Aktar, Taciklerin yerleşim yeri olan, fiziksel özelliklerinden ötürü işgal etmenin oldukça güç olduğu ve aynı zamanda Soyvet işgali döneminin ünlü direnişçisi, gerilla komutanı Ahmet Şah Mesud'un memleketi Penşir Vadisi’nde Taliban’a karşı bir direnişe başladığı söylentisinden bahsederken haberin doğrulanması durumuna karşılık “Tepeden tırnağa planlı grup.” yorumunu getirdi. Aktar ek olarak 17 Ağustos gününe dair geçtiğimiz günlerde Afganistan’ı terk eden devlet başkanı yardımcısı, eski mücahit, bir dönem Ahmet Şah ile beraber çalışmış ve son hükümetin istihbarat şefliğini yapmış Emrullah Talip’in Pençir’e intikal ettiğini, direnişe katılacağını ve aynı zamanda kendisinin ara rejim kurarak başkanlığını üstlendiğini beyan ettiği bilgisini verdi. Aktar bilgiye karşılık “Taliban’ın, 6 sınırı (Türkmenistan, Özbekistan. Tacikistan, İran, Çin, Pakistan) birden tutması ve aynı zamanda bütün Afganistan'a sahip olması mümkün değil.” yorumunu getirdi.

 

Aktar ikinci olarak giderek daha fazla duyacağımız 5 erkeğin yönetiminde olan Taliban’a kimlerin liderlik ettiğine dair; Haybatullah Akundhzade’nin El- Kaide terör örgütüne çok yakın bir isim olduğu; örgütün siyasi figürü olan ve 2010’da yakalanmasının ardından 2010 yılında eski ABD başkanı Donald Trump’ın müdahalesiyle serbest bırakılan Molla Birader’in geçtiğimiz aylarda ABD ile masaya oturduğu; ünlü Afgan mücahit lideri Celaleddin Hakkani’nin oğlu Siracettin Hakkani’nin örgütün askeri lideri olduğu, İngilizce bilgisi iyi olan Şer Muhammed Abbas Stanikzay'ın örgütün Dışişleri Bakanlığı’nı üstleneceğini; Taliban'ın ölen eski lideri Molla Ömer'in kardeşinin oğlu Molla Yakup’un ise babasından gelen meşruiyeti olduğu bilgilerini paylaştı.

 

Afganistan durumunun batıda nasıl yankı bulduğuna dair Aktar, çözüm önerisi olarak tahliye meselesini gündeme getirdiklerini belirtti. Afganistan’dan kaçan insanların nelere maruz kaldıklarını ve neyi hak ettikleri konusunda Aktar, “Mevcutta yaşananlar Taliban’ın eski icraatlerini yeniden yapmaya başladıklarını gösteriyor ve bu durum ise kaçanların mülteci statüsüne hak kazandığını gösteriyor bizlere.” dedi. Avrupa’dan Afganistan’a dair, Suriye krizinde yapıldığı üzere, otomatik tanıma kararının çıkıp çıkmama durumunun belirsizliğinin yanı sıra Aktar, Almanya, Fransa, Danimarka ve Hollanda’nın ortada bir mülteci durumu oluştuğu konusunda hemfikir olduklarını ve bu doğrultuda ortak karar alacakları yorumunda bulundu. Aktar düzenli göç, düzensiz göç tartışmaları çerçevesinde, “Şu sıra Afganistan’dan düzenli göç tertip etmenin tam zamanı. Türkiye bunu yapabilir ama istenirse batı ile ortak şekilde yükün paylaşımı tarif denilen bir şey başlatılabilir. Oradan kaçmaya çalışan ve hiçbir şekilde kaçmaktan geri durmayacak, engelleri aşacak milyonlar var. Bu insanların orada kalması mümkün değil. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR/BMMYK ile Uluslararası Göç Örgütü’nün (IOM/UGÖ) birlikte organize edeceği dünya çapında mülteci alımı programı başlatılabilir.” yorumunu getirdi. Aktar konu ile ilgili olarak, Vietnam savaşı sırasında Stockholm merkezli dünya çapında düzenlenen operasyon örneğini paylaştı.

 

(Program özetini hazırlayan gönüllümüz Seyhan Karasu’ya teşekkür ederiz.)