“Putin’in tasarladığı yıldırım harekatı başarısız oldu"

Ufuk Turu
-
Aa
+
a
a
a

Bu hafta Ufuk Turu'nda Ahmet İnsel'in gündemini Şili'nin yeni seçilen başkanı Boric'in yemin töreni, Suudi Arabistan'daki toplu idam meselesi, Kolombiya'daki seçimler ve Ukrayna-Rusya savaşı oluşturdu. 

Tank namlusunun önünde Ukraynalı bir aile - suluboya resim
Ufuk Turu: 15 Mart 2022
 

Ufuk Turu: 15 Mart 2022

podcast servisi: iTunes / RSS

Ahmet İnsel, Ufuk Turu’na, Şili’de başkan seçilen Gabriel Boric’in 11 Mart’ta gerçekleşen yemin töreni ile başladı. Yemin töreninin bayram havası içerisinde ve barışçıl bir şekilde gerçekleştiğini belirten İnsel’e göre yeni yönetimden Pinochet Anayasası’nın bütünüyle değişmesi gibi ciddi bir beklenti var. Bu çerçevede geçen yıl halk oylaması ile kurulan kurucu meclis çalışmalarının epeyce ilerlediğine değinen İnsel, kurucu meclisin sitesinde anayasanın dörtte üçlük kısmını oluşturan maddelerin oylandığını ve kabul edilmiş görüldüğünü ve bu değişikliğin kurucu meclisin kabulünden sonra referanduma gideceğini söyledi. Maddeler arasında yer alan “Şili çok uluslu, kültürlerarası bölgesel bir devlettir.” ifadesini “bu başka bir Şili tanımı yapmak demek” şeklinde nitelendiren İnsel, maddenin çok ilgi çekici olduğunu belirtti. İnsel aynı zamanda değişiklikler ile bölgelerin kurulduğunu ve idari özerklik tanındığını, en alt seviyedeki bölgenin idari özerkliğinin onun üstündeki bölgenin idari özerkliğinden az olamayacağını şeklinde aktardı. Bu durumu “İlginç, aşağıdan yukarıya doğru bir mekanizma kurmaya çalışmışlar.” şeklinde nitelendiren İnsel, bütün bu değişikliklerin mecliste kabul edilip edilmeyeceğinin hala kesin olmadığının altını çizdi. Bütün bu süreci “Şili toplumu izlenmesi yararlı bir anayasa değişimi süreci yaşıyor.” şeklinde değerlendiren İnsel, 14 farklı yerli halk temsilcisinin yemin törenine katıldığını ve aynı zamanda bu durumu gençlik örgütlerinin de desteklediğini belirtti. İnsel, mevcut uluslararası konjonktürde ve kısa vadede yeni başkanın nasıl bir iktisadi düzenleme sağlayacağının düşünülmesi gereken bir şey olduğunu aktardı. Yeni hükümetin ilk uygulamasının “güvenlik yasası” olarak bilinen ve Şili’de isyanlar sırasında yargılananların süreçlerinin iptal edilmesi olduğuna, buna karşılık Şili’nin kuzeyindeki bölgede olağanüstü hal uygulamalarının iptal edilmemesi kararının alındığına değindi. 

Suudi Arabistan'da toplu idam ve Kolombiya'da seçimler

İnsel Şili’den sonra Suudi Arabistan’da 81 mahkumun aynı günde idam edilmesi konusunu gündeme getirdi. İdam edilen mahkumların suçlarının ne olduğunun tam bilinmediğini, yetkililerin ise iddialarının mahkumların radikal cihatçı oldukları, terör eylemlerine giriştikleri yönünde olduğunu belirten İnsel, süreci takip eden bir avukatın söylediğine göre atfedilen suçun boyutunun idam cezasını gerektirmediğini aktardı. Bu yaşananlar karşısında tepkisini, “81 mahkum aynı gün idam ediliyor, dünyada sık rastlanan bir şey değil ama bir kere bile rastlanması insanın tüylerini diken diken ediyor.” sözleriyle dile getirdi. 

Yaşanan bu gelişme sonrasında söze Kolombiya’da pazar günü gerçekleşen senato ve meclis seçimleri ile devam eden İnsel, aynı gün mayıs ayında yapılacak başkan seçimlerinin de ön seçimlerinin yapıldığını belirtti. İsteyen partilerin kendi adayları içinde seçmenlere seçim yapma imkanı sağladığı ön seçimlere üç ana partinin katıldığını aktaran İnsel, bu partilerden birinin Tarihsel Pakt olduğunu ve ön seçimi Gustavo Petro’nun kazandığını belirtti. Gustavo’nun açık ara önde gözüktüğünü, Tarihsel Pakt ön seçimlerinde oyların yüzde 80’ini aldığını aktaran İnsel, ikinci adayın ise hiç beklenmedik, feminist, ırkçılık karşıtı, çevreci kadın bir aday olduğunu ve ileride önemli bir sol figür olacağı söyledi. Senato seçimlerinde de Tarihsel Pakt’ın birinci parti geldiğini aktaran İnsel’e göre önümüzdeki mayıs ayında gerçekleşecek olan başkanlık seçiminde de bir değişiklik olmazsa Gustavo Petro seçilecek gibi gözüküyor. Kolombiya’nın yıllardır sağ tarafından yönetildiğini belirten İnsel, sol bir adayın seçilmesinin önümüzdeki dönemde Brezilya’da da bu yaklaşımın habercisi olabileceğini öngörüyor. Aynı zamanda Gustavo Petro’un çevre konusunda ciddi önerileri olduğu ve başkan seçilirse petrol çıkarımını ve araştırmasını durduracağı belirtildi.  

Rusya-Ukrayna savaşından son gelişmeler

Son olarak Rusya – Ukrayna savaşına değinen İnsel, “Kiev kuşatma altında hatta neredeyse kuşatma tamamlanmış bir halde.” diyerek savaşın son durumunu dile getirdi. İnsel, pazartesi günü televizyonun en çok izlendiği saatlerde Rusya’nın en çok izlenen kanalında çalışan kadın gazeteci Marina Ovsyannikova’nın sunucunun arkasında belirdiğinden ve elinde tuttuğu afişi gösterdiğinden bahsetti. İnsel afişte, savaşa son verilmesinin ve izleyicilerin kendilerine söylenen yalanlara inanmaması gerektiğinin, bunların bir propaganda makinesi haline geldiğinin yazdığını ve Marina Ovsyannikova’nın sonrasında hemen gözaltına alındığını belirtti. Marina Ovsyannikova tarafından gönderilen ve babasının Ukraynalı annesinin Rus olduğunu söylediği, kendisinin yıllardan beri Rus kanalında yalan makinesine alet olmaktan utanç duyduğunu belirttiği videonun insan hakları örgütü tarafından yayınlandığını aktaran İnsel bu eylemi, “Rus halkına bu yoğunlukta bir mesajın ulaştırıldığı ilk mesaj, muhalif basın kapanmış durumda, sadece devlet televizyonunu izleyen geniş Rus halkına belki çok kısa ama önemli bir uyarı işaretiydi.” şeklinde değerlendirdi. 

İnsel, “Putin’in tasarladığı yıldırım harekatı başarısız. Yıldırım harekatı derken 48-72 saat içinde bu işin bitmesini hedefleyen yıldırım harekatı başarısız. Beklenmedik bir direniş ve Putin’in ve kurmaylarının öngörü eksikliği var. Beklenmedik hız ve çapta batı desteklerinin ortaya çıkması da öngörülmeyen bir boyut.” şeklinde değerlendirmelerde bulundu. Rusya’dan kaçan bir orta sınıf olduğunu belirten İnsel, bu kişiler arasında askerlikten kaçmak isteyenlerin, muhalif olduğu için kaçanların, geleceğini Rusya’da göremeyenlerin olduğunu ve bu kaçışların ciddi bir şekilde Finlandiya, Tiflis ve İstanbul yönünde olduğunu aktardı. Sınır Tanımayan Gazeteciler’in başkanının bir metninin yayınlandığını ve metinde bu kaçışın Almanya’da 1930’larda Hitler rejiminden kaçan entelektüellerin, sanatçıların kaçışına benzetildiği İnsel tarafından belirtildi.  

İnsel tarafından, Rus – Ukrayna görüşmelerinin 4. turuna teknik bir ara verildiğini, Putin ve Zelensky tarafından gelen yorumlardan biraz ilerleme olduğunun görüldüğünü fakat bu ilerlemenin taraflarca istenen şeylerin netleşmesine ilişkin mi yoksa ateşkes açısından mı olduğunun bilinmediği aktarıldı. İnsel’e göre şimdilik ateşkes ile ilgili ciddi bir gelişme yok, sadece yine Ukrayna içinde “güvenli bölgeye” doğru bir güvenli çıkış koridoru açıldı ve çıkanların arasında çocuklar, kadınlar, yaşlılar var. Rusya’nın Çin’den bir askeri yardım talep ettiği iddiasının ortaya atıldığına değinen İnsel, Rusya tarafından bunun yalanlandığını, Çin’in tavrının ise “Egemenlik ve toprak bütünlüğüne saygılıyız, Ukrayna sorununu tarihi çerçevesi içerisinde dikkate almak ve sorunun kaynağına gitmek, bütün tarafların meşru endişelerini dikkate almak gerekir.” şeklinde olduğunu belirtti. Gayriresmi kaynaklar tarafından Çin’in herhangi bir askeri yardım yapmasının söz konusu olmadığının belirtildiğini aktaran İnsel, Çin’in Rusya’ya yardım konusunda Amerika ile Tayvan pazarlığı yaptığının ve ABD’nin Tayvan’daki tavrının değişmesi karşılığında Rusya’ya karşı nötr kalma tavrını masaya getirdiğinin söylendiğini aktardı.

(Program özetini hazırlayan gönüllümüz Eda Kılıç’a teşekkür ederiz.)