5 Kasım 2007Sabah Gazetesi
ANKARA: Cumartesi Ankara'da "BaşkabirTürkiye" de vardı. Kimse meydandaki binlerce insanla aynı fikirde olmak zorunda değil. Onların da başka meydanlarla hemfikir olmaması gibi.Ancak, "çoksesli" medyada, "savaşakarşı" toplandıklarını söyleyen binlerce insana pek yer yoktu.Sanki tamamen "öteki" idiler, sanki tamamen yoktular.Oysa, mitingi düzenleyenler de, belki çoğu çoğumuzdan da fazla, "kamusalduyarlılıkvesorumluluk" la mimarlık, mühendislik, doktorluk, memurluk yapan, ilerlemiş yaşlarını yahut gençliklerini, bu toprakların insanları için, ama öyle ama böyle, akıl ve yürekle idrak edenler. "Savaş,kin,nefret,terör,düşmanlık,tezkere,operasyon" seferberliklerimiz arasında belki bu farklı seslere de ihtiyacımız var.Beğense de beğenmese de, bu sesi, topluca çıktığında dahi duymazdan, görmezden gelen bir "kitlegazeteciliği","demokratik,çoksesli,çokrenklimedya" olabilir mi!
BEŞİKTAŞ: Beşiktaşlıyım. Babamı, 6 yaşımda, Beşiktaş bayrağına sarılı, kulüp önünden yolcu etmiştik. 10 yılı aşkın şampiyonluksuz çocuk yaşlarımda, üstelik hep çok sevdiğim Galatasaray Lisesi'nde ilk mektepten Beşiktaşlıydım.Beşiktaş, gösterişli iki büyüğün üçüncüsüdür ve gocunulacak bir şey değildir.Başkasını bilmem ama, bunu tevazu ile, sokak ile, mertlik ile de birleştirirdik.Ama son yıllar "illüzyon" un da içine etti. Yönetim, tek tek kişileri tenzih ederim ama, simgesel olarak öyle değerleri temsil etmiyor.Yönetimin tepesi, 100'üncü yıl şampiyonluğundan sonra koptuğu yöneticilerin ayağı dolansın diye, aynı federasyon başkanı ile birlikte Beşiktaş'ın hem vurulmasını, hem kendini vurmasını keyifle izlemişti. Koskoca kulübü, federasyonun, diğer kulüplerle eşit ortağı değil, medet uman yalakası yaptılar.Yönetim, Beşiktaş'a bulaşmış "yeraltı" lekelerini, temizlemek bir yana, "siyahlabeyaz" a karıştırdı.Başkasına yapılan hiçbir haksızlıkta "Beşiktaşlıtavrı" almadılar.Şimdi mumla dürüstlük arıyorlar. (Tabii, "büyükler" çok farklı değil! "Yıldırım" zaten bir değil. Adnan' lar da.) Eciş bücüş, yığma transfer politikaları, kovdukları hocalara tazminatla belini büktükleri kulübü, üç beş futbolcu ile "müthiştaraftar" ın koşturmasını, bir de "amatörruhluLiverpoolzaferleri" bekliyorlar.Tamam; Ankara, Galatasaray, Trabzon, Fenerbahçe maçlarında büyük haksızlık yapıldı. Görünmeyen ellerle, bariz goller verilmedi, goller yaratıldı, kaleci atıldı. Belki 6 puan gitti.Ama, Trabzon hariç, üç maçı da Beşiktaş oyun olarak hak etmemişti.Fenerbahçe'den de daha iyi değildi. Belki gol kaçırdı ama şansızlıktan değil; pas kabiliyeti yoktu zaten. Rakibi yarısı isabetli 25 orta yaptığında, Beşiktaş rakamı 8'de sıfırdı. Kanattan içeri gömülen iki genç, Burak ile Serdar, çimlere top kaptırmakla meşguldü.Başkan, "menecer" ve tedirginlik gölgesinde, iyi insan ErtuğrulSağlam da Kayseri'deki "iyiteknikadam" olamıyor. Yoksa, iştahlı Higuain' i tutup dağınık iki çocuğa tahammül etmezdi. Beşiktaş'ınteksorunuİsmetArzumandeğildi.Acayiptebessümüvetitrekdüdüğüyleosadecetüydikti! Yönetimin, hem de SinanEngin ağzıyla, takımı çekme, maça "PAF'laçıkma", seyirciye "Sivasmaçınagelmeyin" deme hakkı yok.Babası, YıldırımBey' e kulübü oyuncak diye hediye etmedi. Beşiktaş babasının malı değil.Tarihiyle, Şeref' iyle, Hakkı' yla bir de kendileri oynamasın.Ne PAF'taki gençleri, ne ilk rakip Sivas'ı aşağılasınlar.Yiğitlik istiyorlarsa, maçlara hiç çıkmayıp küme düşürülmeyi göze alsınlar!Yapabiliyorsanız, bunu yapın hadi! Ama hiçbirine hakkınız yok! Beşiktaş'ı bir asır önce sahaya siz çıkarmadınız, siz çekemezsiniz. Ancak kendiniz çekilebilirsiniz sahadan!
BABIALİ: Pek kimse kalmadı ama Cemiyet yine simge olarak orada. Bugünkü yönetim toplantısında, TGC'den dünkü çağrıma dair tavır bekliyorum.Bir de, "Acababizlerkötüinsanlarmıyız?" diye dertlenen "meslektaş" a, "Kendinizekötülüketmeyin,sizdeiyiolabilirsiniz" demekten kendimi alamıyorum.Lakin, yazısında haklı olarak şikayet ettiği, "Hakaret,aşağılamak,ilkeltatminduygusu,alay,insanlarıküçültücüifadeler" meselesini, başkasına "hasta,hastalıklı,takıntılı,gazetecilikyapmayahakkıyok,vicdansız,düşman,kötü,iftiracı,meslekayıplı" diye mektup yazabilen hukuk bürosuna, vekillere, müvekkillere de anlatması lazım.Çünkü, şöyle bir şey oluyor: Mektup yayınlanınca, bir de "Yayınyoluylahakaretsuçu" işlemiş oluyorlar. Bu da ne vekile, ne müvekkile yakışır! Dün gelen onlarca onlarca, içlerindeki duygu ve akıl yüküyle tonlarca mesaj için teşekkürlerimle.