Bu hafta Cengiz Aktar’la Nereye Doğru? programında Selanik’te başlayan isyanlar, ABD’deki senato seçimi, Libya’daki son gelişmeler ve Rusya’ya yönelik yaptırımlar konuşuldu.
Özdeş Özbay: Merhabalar Cengiz Bey. Günaydın.
Cengiz Aktar: Günaydın Özdeş.
İki tane sıcak gelişme var. Birincisi, Selanik karıştı. Romalı 16 yaşında bir genç arabasına benzin koymuş, parayı vermemiş ve polis tarafından vurulmuş. Yunanistan’da polisin yetkileri yeni hükümetin seçilmesiyle Türkiye'de olduğu gibi çok arttı. Gergin bir ortam var. Tabii bu tip hadiseler başka birikmiş sıkıntıları da ortaya çıkarıyor. Hiç konuşulmayan bir mesele var: Yunanistan’da yaşayan Romalıların sayısı 265 bin civarında. Yani Yunanistan’da yaşayan Müslümanlardan fazla. Her yerde olduğu gibi toplumun marjında yaşayan bir topluluk. Genelde vasıfsız denilen, diğer insanların yapmak istemediği işleri yapan insanlar ve özellikle Kuzey Yunanistan’da çok kalabalıklar. Çünkü orada Bulgaristan-Yunanistan sınırında gidip geliyorlar. Orada köylüleri de var. Bu konuyu takipteyiz.
İkinci gelişme, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Georgia seçimi. Senato sandalyesini Demokratların adayı kazandı ve Senato’da durum 51-49 oldu. Bu demokratlar açısından çok önemli bir seçim çünkü senatodaki her komitede çoğunluğa sahip olacaklar. Dolayısıyla kanunlar ve farklı kurumlara gösterilen adaylarla ilgili işlemler çok daha hızlı gerçekleşecek. Kadroları ve bütçeleri artıyor. Halbuki komiteler şu sırada eşit olarak bölünmüş durumda. Şimdi bu değişiyor.
Ö.Ö.: Common Dreams önemli bir ayrıntıya vurgu yapmış: “Joe Manchin ve Kyrsten Sinema gibi sağ Demokrat senatörlerin bloklama şansı artık kalmadı. Joe Manchin’e kömür baronu da deniyor.”
C.A.: Evet, onun artık hiçbir kıymet-i harbiyesi kalmadı. Demokratların son iki yıllık, yani Biden başkanlığı esnasındaki icraatları açısından belki en önemli sonuçlardan biri de bu. Çünkü Joe Manchin'nin demokratlıkla falan bir alakası yok. Bir de artık başkan yardımcısı Kamala Harris 50 oyu tutturmak için senatoda kalmak durumunda değil. 26 kez gelmiş Senato’ya. Senato’ya başkan olarak gelip oy vermek durumundaydı. Şimdi ihtiyaç kalmadı. Dolayısıyla işini yapacak.
Libya bölünüyor mu?
Libya’yla ilgili önemli bir gelişme var. Geçen hafta bir Akdeniz Forumu vardı. İtalyan Dışişleri Bakanlığı’nın tertip ettiği bir toplantı bu. Antalya Forumu gibi. Orada Mevlüt Çavuşoğlu konuştu. Ve Libya’yla ilgili, ağzından mı kaçırdı yoksa böyle göğsünü gere gere mi söyledi bilmiyoruz ama, Tobruk’taki meclisin tayin ettiği yeni Başbakan Fethi Başağa hakkında bir söz söyledi. Başağa, ülkeyi seçime götürmek üzere ve kendisi de aday olmayacağını taahhüt ederek başbakan olmuştu. O bir ara Trablus’a gitmeye karar vermişti. Çavuşoğlu şimdi herkese açık bir toplantıda “Başağa, Trablus’a girmeye çalıştı. Biz onu durdurduk. Kabul edilebilir şey değildi” dedi. Bütün gözlemciler ve o ülkeyi yakından takip edenler, artık Libya’nın ikiye bölüneceğini söylüyorlar. Yalnız bölündüğü zaman Trablus eski Trablus olmaz. Çünkü bütün fosil yakıt kaynakları Doğu’da.
Rusya’nın Ukrayna savaşı
Ukrayna'yla ilgili de pek çok gelişme var. Avrupa Komisyonu Başkanı, 30 Kasım’da çok önemli bir açıklama yaptı ve Rusya’nın Ukrayna’ya verdiği zararı geri ödemesi ve Ukrayna’nın yeniden inşası için bir tazminat vermesi gerektiğini söyledi. G7 zirvesinde de bu konuşulacak:, dondurulmuş olan Rus varlıklarına el konulması ihtimali. Bu varlıklar Batı ülkeleri bankalarında dondurulmuş, bloke edilmiş vaziyette. 19 milyar dolar değerinde oligark varlığı var. Bu kaynakların Ukrayna’nın yeniden inşasına yönlendirileceği söylendi. Bir Ukrayna Kurtarma Fonu kurulması düşünülüyor.
Ayrıca özel bir mahkeme kurulması konuşuluyor. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen onu da dile getirdi.
Ö.Ö.: Hafta sonu bu bahsettiğiniz haber The Guardian’da yer almıştı. Orada şöyle söylemişler: “New York’taki Birleşmiş Milletler’de Nürnberg tarzı bir mahkeme çağrısıyla Ukrayna’nın bir taslağı dolaşıma sokuldu.”
C.A.: O Birleşmiş Milletler'den geçmez ama özel bir mahkeme kurulacak gibi duruyor. Bunun adı Rusya Mahkemesi olacak. Var olan uluslararası mahkemelerden bir tanesi Birleşmiş Milletler Lahey Adalet Divanı. Diğeri de Uluslararası Ceza Mahkemesi. Bu Ruanda soykırımı ve Yugoslavya Savaşı sonrasında davalara bakmıştı. Bazen ceberrut devlet başkanları o kurumun imzacısı olmasa dahi imzacı başka ülkelerin girişimiyle yargılamıştı. Ama bu, çok karmaşık, çok zor ve uzun süren bir süreç. O yüzden bu özel mahkeme, 1945 sonrası Almanya'yı yenen ülkelerin kurduğu gibi bir mahkeme düşünülüyor. Ülke olarak ilk defa Fransa hükümeti ve Macron buna sahip çıktı. Fransız Dışişleri Bakanlığı geçen Çarşamba bir açıklama yaptı ve diğer Avrupa Birliği ortaklarıyla birlikte bir karar çıkarılması için çalıştıklarını söyledi. Buna bir de mali boyut eklemek gerekiyor. Macaristan’ın bloğuna takılmış olan 18 milyar euroluk destek fonu var. Gelecek hafta yapılacak Avrupa Birliği Konsey Toplantısı’nda bu mesele konuşulacak. Macaristan 18 milyarlık Ukrayna destek fonunu veto ediyor ve karşılık olarak Macaristan'a verilecek yapısal fonların serbest bırakılmasını talep ediyor. Bu hibelerin 7,5 milyarlık bir bölümü bir de 3,5 milyarlık bir başka bölümü vardı. Ancak bunlar dondurulmuştu. Macaristan “Siz onu serbest bırakın ben de Ukrayna fonunu” diyor. Ama Ukrayna'da da bir aciliyet var. Macaristan’da savaş falan yok. Açlıktan, soğuktan ölen insanlar var. Ama Macaristan’ın umurunda değil.
Bir de NATO’nun Ukrayna askerlerinin Polonya’da eğitilmesine dair tasarısının konuşulduğu toplantı vardı. Türkiye davet edilmediği için “Bizi dışladınız” dedi.
Ö.Ö.: Cengiz Bey belki görmüşsünüzdür, Novaya Gazete’de ilginç bir yorum yer aldı. Ama bunun yanlış, bilinçli olarak Rusya tarafından yayılmış bir istihbarat olmasından söz ediliyor. Rus ordusunun Belarus üzerinden Ukrayna’nın Güneyine bir saldırı yapabileceği söyleniyor. Böylece Batı’yla olan sınırını tamamen kapatıp oradan ikmal gelmesini ve eğitilecek askerlerin de buradan Ukrayna’ya girmesini engellemeye çalışabilirmiş.
C.A.: Bana biraz ihtimal dışı geldi. Çünkü Belarus çok sıkışmış vaziyette. Uzmanlar orada bir şey olacağı kanaatinde değil. Ben bu işin uzmanı değilim. Olabilir diyen de var.
Fransa, Rusya’nın yargılanması için özel mahkeme istiyor
Özel Rusya Mahkemesi’i konusunda Macron diğer Avrupa Birliği üyelerini de işin içine dahil ederek bir an evvel gerçekleşmesi için adım atmak üzere olduğuna dair açıklamalar yaptı. Macron, Amerika Birleşik Devletleri’ne yaptığı ziyarette ise “Rusya’ya güvenlik garantisi vermemiz lazım” dedi. Ondan sonra kıyamet koptu. Herkes “Güvenlik garantisi ihtiyacı olan Rusya değil, Ukrayna’dır” demeye başladı. Rusya konusunda özellikle eski Avrupa’da, yani Batı Avrupa’da kafaların son derece karışık olduğu görülüyor. Ankara da arabuluculuk yapmaya çalışıyor.