Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu'nda plastik atıklara son verilmesi için kampanya başlatıldı.
22 Nisan Dünya Günü'nün bu yılki teması, ‘Gezegen Plastiklere Karşı’ oldu. İklim krizi ve çevre kirliliği gibi konulara dikkat çekmek amacıyla etkinliklerin düzenlediği Dünya Günü’nde, Kredi ve Yurtlar Kurumu’nda plastik atıklara son verilmesiyle talebiyle Merve Gündoğdu, change.org/PlastiksizKYK adresinde karar vericilere seslenmeye devam etti. “Türkiye'de onlarca devlet yurdu ve bunlarda kullanılan binlerce plastik atık var. Alternatifi varken, tek kullanımlık plastik ürünlere bir son verilmeli. Yurtlara tek kullanımlık plastik şişe yerine su sebili yahut damacana getirilebilir; yemekhanelerde tek kullanımlık plastik tabak yerine seramik tabaklarla devam edilebilir; kahvaltıda plastik çatal bıçak yerine yine akşam yemeğinde olduğu gibi metal çatallar kullanılabilir. Alternatif bir dünya mümkündür; sadece biraz çaba ve emek göstermemiz gerekiyor,” diyen Merve Gündoğdu, tek kullanımlık plastiklerin iklim krizini derinleştiren petrol bazlı hammaddelerden yani fosil yakıtlardan üretilmesi nedeniyle hem plastik kirliliğini hem de iklim krizini derinleştirdiğini belirtti. Şu anki durumda KYK’ların plastik atıkla dolduğunu ve bu durumun yıllar önce başlatılan Sıfır Atık Projesi’ne de uygun olmadığını açıklayan kampanyacı, şu ifadelerde bulundu, “Kısa bir süreliğine kullanılıp atılan pet şişeler, plastik tabaklar, plastik çatal - bıçaklar doğaya ve çevremize zarar veriyor, plastik atık krizine yol açıyor. Üstelik plastik, sağlığımız için de uygun değil yani ne ekolojik, ne ucuz ne de sağlıklı… Binlerce öğrencinin yaşadığı, su içtiği, yemek yediği KYK yurtlarında tek kullanımlık plastikler artık yer almamalı.” Kampanya, change.org/PlastiksizKYK adresinde.
‘Kimse sanmasın ki Akbelen'de mücadele bitti’
‘Kimse sanmasın ki Akbelen'de mücadele bitti’ diyen İkizköy Çevre Komitesi, change.org/ikizkoydireniyor adresinde sürdürdükleri kampanyaya devam ediyor. Bölge halkı, kömür madeninde 20’den fazla patlatma yapıldığını aktarırken çıkan tozdan dolayı insan ve çevre sağlığının risk altında olduğunu ifade etti. Bölgedeki bir vatandaş ise yaşanan durumu şu sözlerle aktardı, "Şu anda yoğun bir toz kütlesinin bütün İkizköy'ü tamamen kapladığını, hatta bu toz kütlesinin yoğunluğundan dolayı çalışmaların bile yapılmadığını söyleyebilirim. Göz gözü görmüyor. Bu toz yoğunluğu, Akbelen şantiyesinde çıkan toz yoğunluğu. Bunu yaratan şirketin kendisi bile çalışamıyor artık. Bu durum, maalesef buradaki insan sağlığını ciddi şekilde olumsuz etkileyen bir durum. Şu anda nefes alamıyoruz. Görüş mesafesi yaklaşık bir kilometre yok. Tozdan dolayı görülemiyor." Konuyla ilgili tüm mercilere şikayet dilekçelerini ileten İkizköy Çevre Komitesi ise şu açıklamalarda bulundu, “Bizler kendi topraklarımızda, köyümüzde yaşamaya devam etmek için her türlü mücadeleyi vermeye devam ediyoruz. Maden çalışmaları nedeniyle oluşan tozlardan dolayı köylerimizde zaman zaman görüş mesafesi dahi düşüyor. Yaklaşık iki aydır, özellikle de sabah saatlerinde oluşan tozdan dolayı göz gözü görmez hale geliyor. KOAH ve astım hastası olan köylüler nefes almakta zorlanıyor. Bu konuda yetkililerin sesimizi duyarak acilen çözüm bulmasını istiyoruz. Biz mücadeleye devam ediyoruz, sizler de bize destek olmaya devam edin.” Kampanya, change.org/ikizkoydireniyor adresinde.
‘Her yıl daha çok yanıyoruz’
Meteoroloji Genel Müdürlüğü, yurt genelinde hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin 4 ila 10 derece üstünde seyretmesini beklediklerini belirtirken, yangın riskine karşı uyarıda bulundu. “Her yıl daha çok yanıyoruz. Artık önlemler eksiksiz alınsın,” diyen Baran Örnek, change.org/YineYanmayalim adresinde başlattığı kampanyaya devam ediyor. “30 yıl önce bin 300 civarı yangın çıkarken, 2023 yılında 2 bin 579 adet yangın çıktı; bir önceki seneye göre 400’den fazla yangın yaşandı. Marmaris yangını felaketi nedeniyle Türkiye, 2021 yılında Avrupa'da yangınların yaşandığı 39 ülke arasında en çok orman alanı yanan ülke oldu. Geçen sene Çanakkale’de çıkan yangında 4 bin 80 hektarlık alan kül oldu. Orman yangınları artık yerleşim yerlerine kadar ulaşmaya başladı,” açıklamasında bulunan kampanyacı, havaların aşırı ısınmasına dikkat çekerek yangın riskinin arttığını ve bu yangınların yarısının çıkış nedenlerinin bilinmediğini belirtti. Yangınlar çıkmadan önce tedbirlerin alınmasını talep eden Baran Örnek, kampanyasında şu ifadelere yer verdi, “Aşırı hava olaylarına karşı Avrupa’nın en hassas ülkesi olan Türkiye’de toplam ormanlık alanın %60’ını birinci ve ikinci derece yangına hassas alanlar oluşturuyor ve ne yazık ki raporlar, iklim krizinin orman yangınlarının süresini, şiddetini ve hızını artırdığını vurguluyor. Bu nedenle sıcaklık rekorlarının yaşandığı bugünlerde yangını daha çıkmadan önlemek oldukça elzem. İklim kriziyle mücadele oldukça önemli olan karbon yutağı ormanlar, gezegenimizin akciğerleri kül olmasın, yangınlar için kırmızı alarm verilsin.” Orman Genel Müdürlüğü ve Tarım ve Orman Bakanlığı’na seslenen kampanya, change.org/YineYanmayalim adresinde.