İlk 'akıllı' güzellik kitabı

-
Aa
+
a
a
a

Hiç güzellik kitabı okudunuz mu? Peki arada sırada da olsa hiç kadın dergisi aldınız mı? Bu iki sorunun muhatabı kadın okuyucuların çoğunluğu, ilkine büyük olasılıkla hayır diyecektir. İkinci soruya yanıtları; “her ay”, “ara sıra” ya da “arkadaşımda vardı okudum” olabilir. Bu tür yayımları, dergileri “kepazelik, kadının bir obje gibi algılanmasını meşru kılmaya çalışan saçmalıklar” olarak gören kadın okuyucu sayısının da göz ardı edilemeyecek kadar çok olduğunu biliyoruz. Ama bildiğimiz başka bir şey de, tüm kadınlar, hayatları boyunca en az bir kere bir kadın dergisini eline almıştır. En azından kuaförde, göz ucuyla şöyle bir bakmıştır. Ve bunu ‘iş’i haline getirmese de nasıl göründüğü ile ilgilenir. İşte bu kadınlar için yani ‘cosmo’ kızı olmayanlar, ‘düşünen’ kadınlar için bir güzellik rehberi, bir güzellik kitabı yayımlanıyor İngiltere’de kasım ayında.
Kitabın adı “How to Be Beautiful” (Nasıl Güzel Olunur). Yazarı, yıllarını bu işe, güzelliğe vermiş bir isim, Tatler’ın sağlık ve güzellik editörü, eski bir model olan Kathleen Baird – Murray.

Sektörün kirli çamaşırları

”Prezentabl görünmek istiyoruz hepimiz, şık, bakımlı ama bunun için çok zaman harcamış gibi görünmek de istemiyoruz. Çünkü düşünmemiz gereken, zaman ayırmamız gereken daha önemli şeyler var hayatta. Nasıl göründüğümüzü düşünerek geçirdiğimiz zaman yüzünden vicdan azabı çekiyoruz. Temiz olalım yeter diyoruz, bu kadarı yeter. Eninde sonunda güzellikle ilgilenmek yapacak başka birşeyi olmayan kızların işi” diyen Baird–Murray, Vermilion tarafından yayımlanacak 224 sayfalık kitabında güzellik sektörünün, kozmetik endüstrisinin sırlarını açıklıyor, kirli çamaşırlarını ortaya döküyor bir anlamda.

Botokstan, kırışık kremlerinden, makyajda seçilecek doğru renkten, yüzünüze giden saç modeline, yüz gerdirmelere kadar kısacası güzellik deyince günümüzde ilk akla gelen herşeyden bahsediyor. Kitabı yazarken, Hindistan’daki bir Ayurveda kliniğindeki güzellik uzmanlarından, ünlü kozmetik firmalarının Avrupa’nın ve Amerika’nın farklı bölgelerindeki güzellik enstitülerindeki uzmanlarına varıncaya kadar, bu sektörde söz sahibi herkesin görüşünü almış. Onlarla röportajlar yapmış. Çok kullanılan, daha doğrusu yerde, gökte, her yerde kullanılması önerilen bazı ürünlerin, yöntemlerin ne gibi riskler taşıdıklarını uzman görüşleriyle okuyucuya aktarmış. Daha güzel olmak için ipuçları vermiş.

Neden bu kitabı yazmaya karar verdiniz sorusunu, “Güzellik editörü olmak, doktor olmak gibi bir şey. Kime ne iş yaptığımı söylesem, herkes daha ‘nasılsın’ demeden, ‘selülit kremleri işe yarıyor mu gerçekten’ diyerek başlıyordu söze. Ben de bildiklerimi, öğrendiklerimi ve bu işin asıl uzmanlarının görüşlerini bir araya getirerek böyle bir kitap yazmaya karar verdim. Sorulan tüm sorulara toptan yanıt vermek için” diye yanıtlayan Kathleen Baird–Murray, genel kanının aksine güzellik uzmanlarının, dermatoloji uzmanlarının sadece ellerindeki stokları eritmeye çalışan firmaların pazarlamacıları olmadığını, bu insanların bilimsel çalışmalara imza attıklarının unutulmaması gerektiğini de ekliyor sözlerine.

“Reklam tabii”

Peki nasıl oluyor da bu firmaların stokları çarçabuk eriyor? Nasıl bir anda tüm dünyada kadınlar söz birliği etmişcesine, o yıl sadece bir firmanın ‘mucizevi‘ ürünlerini tüketmeyi seçiyor, mucizevi etkisinin olduğu ‘bilimsel’ olarak kanıtlanmamış olsa bile? Bu soruya da bir cevabı var Baird–Murray’nin. “Reklam tabii” diyor yazar, “reklam, biz güzellik editörlerinin yazdıkları ve, ünlüler. Mucizevi olsa da olmasa da onların kullandığı ürünler bir anda her kadının banyo dolabında yerini alıyor.”

Ne yani kadınlar reklamla kandırılıyor mu? Bu ürünler mucizeler yaratmıyor mu gerçekten diye soracak olursanız, işin bu kısmı derin mevzuu. Bir güzellik editöründen bu soruların cevabını beklemek haksızlık olur.

Ama en sık sorulan soruların bazılarının cevaplarını bulabilirsiniz kitapta; selülit kremleri sadece geçici çözüm sağlıyormuş, kırışık kremleri, anti-aging kremleri de öyle. Bileşeninde anti-oksidanlar olmayan güneş koruyucuları da pek bir işe yaramazmış.

Bu satırların yazarı, bu ‘akıllı’ kitabı merak etti. Ama satın almaktansa, bir arkadaşından ödünç almayı planlıyor. Sizi bilmem.