Tekirdağ sahilinde plankton çoğalması görüldü

-
Aa
+
a
a
a

Tekirdağ sahilinde deniz, mikroskopla görülebilen 'plankton' adı verilen tek hücreli canlı çoğalması nedeniyle turuncu renk aldı.

Gezegenin Geleceği: 05 Mart 2024
 

Gezegenin Geleceği: 05 Mart 2024

podcast servisi: iTunes / RSS

Tekirdağ sahilinde deniz, mikroskopla görülebilen 'plankton' adı verilen tek hücreli canlı çoğalması nedeniyle turuncu renk aldı. Marmara Denizi'nin Tekirdağ sahilinde daha önceki yıllarda Nisan ve Mayıs aylarında deniz suyu sıcaklığının yükselmesiyle meydana gelen plankton çoğalması bugün de görülmeye başladı. Süleymanpaşa Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı İbrahim Pehlivanoğlu, "Uzun zamandır senenin bu ayları yani Mart ve Nisan aylarında kıyılar turuncu renge bürünüyor. Biz buna plankton deriz. Denizde ve balıklarda herhangi bir sıkıntı oluşturmazlar. Allah izin verirse birkaç gün sonra yağmurun yağması ve karayel esmesi ile kıyıları terk edecekler. Bu durumda vatandaşlarımızın tedirgin olmalarına gerek yok," dedi.

Fosil yakıtların yakılmasından kaynaklanan CO2 salımlarında ciddi kesintilere ihtiyaç duyulacak

Bilim insanları, küresel sıcaklıklardaki artışı sınırlandırma ve kontrolden çıkan iklim değişikliğini önleme hedeflerine ulaşılacak ise önümüzdeki yıllarda özellikle fosil yakıtların yakılmasından kaynaklanan CO2 salımlarında ciddi kesintilere ihtiyaç duyulacağının üzerinde ısrarla duruyor. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) ise yeni raporunda, ‘CO2 emisyonları, Paris Anlaşması’nda belirlenen küresel iklim hedeflerine ulaşmak için gerektiği gibi hızlı bir şekilde düşmek yerine yeni bir rekor seviyeye ulaştı’ dendi. IEA analizi, enerjiden kaynaklanan küresel emisyonların 2023’te 410 milyon ton veya %1,1 artarak 37,4 milyar tona yükseldiğini gösterdi. Rüzgar, güneş ve elektrikli araçlar gibi temiz teknolojilerdeki küresel genişleme, 2022’de %1,3 olan emisyon artışının sınırlanmasına yardımcı oldu. Ancak IEA raporunda, Çin ekonomisinin yeniden canlanması, hidroelektrik üretimi düşük ülkelerde fosil yakıt kullanımının artması ve havacılık sektöründeki toparlanmanın genel bir artışa yol açtığı belirtildi. Aşırı kuraklık nedeniyle kaybedilen hidroelektrik üretimi yerine atılan adımların, emisyon artışının yaklaşık %40’ından veya 170 milyon ton CO2’den sorumlu olduğu belirtildi. IEA’ya göre bu etki olmasaydı, küresel elektrik sektörünün emisyonları 2023’te düşecekti. Rapora göre, ABD’de enerjiyle ilgili emisyonlar %4,1 oranında azaldı ve azalmanın büyük kısmı elektrik sektöründen geldi. Avrupa Birliği’nde enerjiden kaynaklanan emisyonlar, yenilenebilir enerji üretimindeki artış ve hem kömür, hem de gazdan enerji üretimindeki düşüş nedeniyle geçen yıl neredeyse %9 oranında azaldı.

İklim krizinin yükünü taşıyan ülkeler için daha güçlü hedefler ve daha adil finansman yapılmalı

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, emisyonları azaltmanın ‘esasen’ en büyük kirleticiler olan G20 ülkelerinin sorumluluğunda olduğunu söylerken, iklim krizinin yükünü taşıyan ülkeler için daha güçlü hedefler ve daha adil finansman çağrısında bulundu. Saint Vincent ve Grenadinler’de düzenlenen Latin Amerika ve Karayip Devletleri Topluluğu (CELAC) zirvesi öncesinde konuşan Guterres, gelişmekte olan ülkelerin kendilerini iklim değişikliğinden korumaları için makul finansman maliyetleri de dahil olmak üzere ‘daha fazla iklim adaletine’ ihtiyaç duyduğunu söyledi. “Emisyonların azaltılması konusunda çok daha büyük bir hedefin olmasının yanında eyleme de ihtiyacımız var ve bu, esasen emisyonların %80’ini temsil eden G20 ülkelerinin sorumluluğuna,” açıklamasında bulunan Guterres, daha fazla iklim adaletinin gelişmekte olan ülkeler ve küçük ada devletleri için uyum ve azaltımda makul maliyet ve çok daha fazla finansmanın akışı ile sağlanabileceğini de sözlerine ekledi.

Avdan Köyü dayanışmaya çağırıyor

Denizli’nin Tavas ilçesindeki Avdan Köyü’nde, 14 Ocak 2022’de Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile tarım arazilerine kömür madeni için acele kamulaştırma yapılmıştı. Bununla birlikte Avdan köylüleri, ‘Madene verecek bir karış toprağımız, bir dal zeytinimiz, bir tane ağacımız yok’ demişti. Kömür değil, yaşama ve üretme isteklerini dile getiren köylüler, acele kamulaştırma kararına karşı dava açmış ve yürütmeyi durdurma kararı alınmıştı. Şirket ise yürütmeyi durdurma kararına rağmen çalışmalarına devam ediyor. Avdan Köyü’ndeki 75 yaşındaki Hatice Kocabaş, madene karşı çıkan kişilerin başında geliyor. Madenin yapılmak istediği ilk andan bu yana ailesi ve diğer köylülerle madene karşı direnen Kocabaş, Tavas Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyor. Davanın ilk duruşması Tavas Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülüyor. İkizköy Direnişi’nin öne çıkan isimlerinden Esra Işık ise yaptığı açıklamada, “Defalarca kez kepçelerini Hatice Teyze ve ailesi üzerine süren şirket, toprağını savunduğu için bu insanları yıldırmak ve cezalandırmak için dava açıyor,” derken, burada yargılanın yalnızca Kocabaş olmadığını; havasını, suyunu, toprağını savunanlar olduğunu vurguladı. Anayasa’nın 56. maddesinde ‘Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevi’ ifadesi yer alıyor. Yapılan açıklamada Işık, ‘Toprağını savunmak haktır, yargılanamaz’ ifadesinde bulunurken, Hatice Kocabaş’ın gittiği yoldan asla şaşmayacağını, ölse de bu haklı davasından dönmeyeceğini söylediğini belirtti ve ekledi, “Hatice Teyze, ‘Ne yaparlarsa yapsınlar toprağımı korumaya, köyümü savunmaya, ömrüm yettiği kadar üretmeye devam edeceğim’ diyor. Şirketin baskısına, yaşadıkları hukuksuzluğa karşı Avdan Köylüleri mücadeleye devam edeceklerini söylüyorlar. Avdan Köylüleri, havasını, suyunu, toprağını, ağacını seven, savunan ve koruyan herkesi dayanışmaya çağırıyor.