Orman yangınları emisyon rekorları kırdı

-
Aa
+
a
a
a

İklim Haber’den Barış Doğru ve Bulut Bagatır’ın hazırlayıp sunduğu “İklim Habercileri”nin on ikinci programında Türkiye’de ve dünyada iklim krizine dair son gelişmeler tartışıldı.  

Gece orman yangını
Orman yangınları emisyon rekorları kırdı
 

Orman yangınları emisyon rekorları kırdı

podcast servisi: iTunes / RSS

“2053 Mavi Planımıza odaklandık”

“Barselona Sözleşmesi”, bir diğer adıyla “Akdeniz’in Kirlenmeye Karşı Korunması Sözleşmesi”nin 22. Taraflar Konferansı (COP22), Türkiye’nin ev sahipliğinde Antalya’da 7-10 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirildi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Barselona Sözleşmesi Sekretaryası Büro Başkanlığı görevini İtalya Çevre Bakanı Carlo Zaghi’den devraldı. Barselona Sözleşmesi çerçevesinde Akdeniz deniz çevresinin korunması, sürdürülebilir kullanımının sağlanması ve daha iyi hale getirmek için gerekli tedbirlerin alınması amacıyla kıyıdaş ülkeler arasında iş birliği çalışmaları gerçekleştiriliyor. İki yılda bir düzenlenen toplantıya, sözleşmeye taraf olan 21 ülke ile Avrupa Birliği temsilcileri ve üst düzey yetkilileri, teknik ekipler, konuyla ilgili odak noktalar, uluslararası sivil toplum kuruluşları, basın mensupları ve bilim insanları katılıyor. Toplantılarda söz konusu amaç çerçevesinde mali ve teknik detaylar görüşülerek tarafların onayına sunuluyor. 

Sanayi tesisleri “kirletici salım” miktarını her yıl raporlayacak

Çevre kirliliğiyle mücadele kapsamında, çeşitli sektörlerdeki sanayi tesislerine toprak, su ve havayı kirletme oranlarını yıllık raporlama şartı getirildi. Bu veriler, ilk kez oluşturulacak “Kirletici Salım ve Taşıma Kaydı” sisteminde halka açık olarak da yayımlanacak. Enerji sektörü, madeni yağ ve gaz rafinerileri, termik santrallar ve diğer yakma sistemli tesisler, kömür değirmenleri, kömür ürünleri ve katı dumansız yakıt imal edilen tesisler, metal ürünleri ve işlenmesi, yer altı madenciliği ile ilgili faaliyetler, cam imal edilen tesisler, kimya sanayisinde yer alan tesisler, atık ve atık su yönetimi, kağıt ve ahşap üretimi ile işlenmesi, yoğun hayvancılık ve su ürünleri yetiştiriciliği, günlük 50 ton ve üzeri karkas üretim kapasiteli mezbahalar, çiğ sütün işlenmesi, elyaf ve tekstil ön işlenmesi ve boyanması için kullanılan tesisler, gemi yapımına yönelik tesisler bu yönetmeliğin kapsamında yer aldı. Askeri tesisler, araştırma ve geliştirme faaliyetleri ile yeni ürün ve süreçlerin test edilmesi için kullanılan işletmeler veya işletme bölümleri ile nükleer tesisler ise yönetmelik kapsamı dışında bırakıldı.

Bir grup Biyokütle ve Biyogaz Elektrik Santralı (BES) yatırımcıları, Sabah Gazetesi’ne verdikleri ilanla Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslendi. İlanı veren yatırımcılar kendilerini “Pandemiye rağmen yatırım yapmaya çalışan yerli ve milli yatırımcı” olarak tanımlıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ithafen yazılan mektupta BES’ler için ek süre istenerek şu ifadelere yer verildi: “Pandemiye, tam kapanmaya, emtia ve navlun fiyatların yükselmesine rağmen yatırımlarına ara vermeden mücadele ederek yatırım yapan Biyokütle ve Biyogaz Elektrik Santrali (BES) yatırımcıları, Cumhurbaşkanı’ndan bugünden itibaren ek süre talep etmektedirler. Aksi takdirde yatırımların yarıda kalması ve elektrik santrallerinin iflas etmeleri gündeme gelecektir.

Türkiye’de en zengin yüzde 10 en yoksul yüzde 50’ye göre en az 7 kat daha fazla emisyona neden oluyor

Ekonomist Thomas Piketty’nin kurduğu Paris merkezli Inequality Lab tarafından paylaşılan Dünya Eşitsizlik Raporu’nun 2021 sonuçları açıklandı. Rapora göre Türkiye’de gelir eşitsizliği son 15 yılda artmaya devam etti ve son üç yıldaki ekonomik yavaşlama tüm nüfus gruplarının gelirlerini azalttı. En yoksul %50’nin ortalama geliri yıllık 20.260 TL iken en zengin %10 bunun 23 katı kadar yani 463.020 TL kazanıyor. En zengin %10, tüm gelirin %54,5’ini alırken, en yoksul %50’nin payı sadece %12. Türkiye’de kişi başı karbon salımı ortalama 6 ton karbondioksit eşdeğeri (CO2e/kişi). En yoksul %50’nin salımı 3,1 tondan daha az. Buna karşın en üstteki %10’ın salım miktarı 22.6 CO2e ile bunun yedi katından daha fazla.

Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) Yenilenebilir Enerji Piyasa Raporu’na göre, Türkiye’de geçen yıl devreye giren yenilenebilir enerji kapasitesi 2019’daki kapasitenin iki katına çıktı.

Bu artışta, büyük çaplı hidroelektrik santrallarının devreye girmesi ve Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması’ndan yararlanma tarihine yetiştirilmeye çalışılan yatırımların hızlanması etkili oldu. Türkiye’de 2021-2026 döneminde devreye giren yenilenebilir enerji kapasitesinin ise bugünkü seviyesine göre 26 gigavat artışla %53 büyüme göstereceği öngörülüyor. Bu kapasitenin yaklaşık %80’inin güneş ve rüzgar enerjisinden sağlanması beklenirken, hidroelektrik yatırımlarındaki büyümenin ise yavaşlayacağı tahmin ediliyor. Rüzgar enerjisinde ise 2022-2024 döneminde beklenen yavaşlamanın ardından yeniden toparlanma öngörülüyor. Türkiye’nin toplam elektrik kurulu gücü ise ekim sonu itibarıyla 99 bin 50 megavata ulaştı. Bu kapasitenin %53’üne karşılık gelen 52 bin 555 megavatını yenilenebilir kaynaklar oluşturdu.

Türkiye’deki ders kitaplarında iklim krizine yer verilmiyor

Ekosfer Derneği, bu yıl ilkokul, ortaokul ve lisede okutulan ders kitaplarında iklim krizinin nasıl anlatıldığını inceledi. Derneğe göre, ders kitaplarının çoğunda iklim değişikliğinden bahsedilmiyor. İklim değişikliğinden bahsedilen yerlerde de sorunun kaynağının petrol, kömür ve doğalgaz olduğu anlatılmıyor. Bazı kitaplarda ise Türkiye’nin iklim konusundaki çabaları övülüyor.

Dünyanın en büyük petrol üreticisi Suudi Aramco ve ABD petrol devleri ExxonMobil ve Chevron da dahil olmak üzere petrol şirketlerinin yöneticileri, temiz enerji alternatiflerine geçişi kamuoyu önünde “çok kusurlu” olarak nitelendirdi. Fosil yakıtların önümüzdeki yıllarda enerji karışımının bir parçası olarak kalması çağrısında bulundular. Suudi Aramco’nun CEO’su Amin Nasser, Houston’daki Dünya Petrol Kongresi’ndeki delegelere, daha temiz yakıtlara “bir gecede” uyum sağlamanın enflasyonu kontrolsüzce tetikleyebileceğini söyledi.

ABD’den Türkiye’ye orman yangınları bu yıl emisyon rekorları kırdı

Avrupa Birliği’ne (AB) bağlı Copernicus Atmosfer İzleme Servisi Pazartesi günü yaptığı açıklamada, orman yangınlarının 2021’de küresel olarak 1,76 milyar ton karbon saldığını söyledi. Bu, Almanya’nın yıllık CO2 emisyonlarının iki katından fazlasına eşdeğer. Kurum, iklim değişikliğinin alışılmadık derecede yoğun yangınları körüklediğini de bildirdi. Copernicus’un veri setinin 2003’te yayımlanmaya başlamasından bu yana, Sibirya’nın Yakutya bölgesi, Türkiye, Tunus ve Amerika Birleşik Devletleri’nin batıdaki bazı bölümleri de dahil olmak üzere sıcaklıklardan en kötü etkilenen noktalardan bazıları Ocak-Kasım dönemi için en yüksek orman yangını emisyonlarını kaydetti.

İngiltere İklim Değişikliği Komitesi (CCC), hükümetin resmi iklim danışma organı, İngiltere’nin 2030 karbon azaltma hedefinin halihazırda Paris Anlaşması ile uyumlu olduğunu söyledi. İngiltere’nin COP26 vaatlerini sağlayabilmek için yurtiçinde ve uluslararası alanda ne yapması gerektiğine dair 33 sayfalık bir değerlendirmede, hükümetin yeni taahhütlere  odaklanmasındansa diğer ülkeleri hedeflerini artırma konusunda desteklemek için diplomatik çabalarını “canlandırması” gerektiğini söyledi. Glasgow Anlaşması, ülkelerden, bu 10 yılda hedeflere ulaşmak amacıyla 2022’nin sonuna kadar emisyon azaltım planlarını güçlendirmelerini talep ediyor. CCC tespitlerinde, İngiltere’nin çabalarının net sıfır stratejisini sağlamaya odaklanması gerektiğini sundu.

Çin Sanayi Bakanlığı, sektörlerin yeşil kalkınmasını amaçlayan beş yıllık bir planı açıkladı. 

Karbon emisyonlarını ve kirleticileri azaltırken gelişmekte olan endüstrileri 2030’a kadar teşvik etme sözü verdi. Dünyanın en büyük sera gazı salımını yapan ülke, karbon emisyonlarını 2030 yılına kadar zirveye çıkarmayı ve 2060 yılına kadar “karbon nötr” olmayı hedefliyor. Sanayi ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı (MIIT), 2021-2025 dönemini kapsayan plana göre 2025 yılına kadar karbondioksit salımını %18 oranında, enerji yoğunluğunu ise %13,5 oranında azaltma hedeflerini yineledi.

Barbados Başbakanı: “iklim krizine uyum için finansman ihtiyacımız var”

Barbados Başbakanı Mia Mottley, IMF gibi çok taraflı borç verenlerden gelen finansmanın, küçük ada ülkelerinin geleceği için ciddi tehdit oluşturan iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için kritik olacağını ifade etti. Geçen ay, Glasgow’daki BM İklim Zirvesi’nde Mottley, yenilenebilir enerjiye geçişi finanse etmek ve küresel sıcaklıklardaki artışı sınırlamak için bir IMF’den destek talep etmişti. “Ahlaki konum her zaman kirletenin ödemesi gerektiği olmuştur. Şimdi gerçek ne? G20 ülkeleri seragazlarının %80’ine katkıda bulundular ve azaltım çabalarını finanse etmek için neredeyse hiçbir katkıda bulunmadılar” dedi. Mottley son aylarda, küresel ısınma kaynaklı en büyük risklerle karşı karşıya olan ada uluslarının sesi olarak ön plana çıktı.

Norveç’in 1.3 trilyon dolarlık varlık fonu, portföyündeki birçok şirketten iklim krizi konusunda daha spesifik eylemlerde bulunmalarını talep ediyor.Varlık Fonunun yöneticisi Carine Smith Ihenacho, “Daha güçlü eylemlere odaklanmış durumdayız. Artık şirketlerin beklentileri karşılamak için attığı somut adımlara ihtiyacımız var” dedi. Dünyanın en büyük yatırımcılarından biri olan fon, dünya çapında yaklaşık 9100 şirkette hisseye ve borsada işlem gören tüm hisse senetlerinin %1.4’üne sahip. Portföyünün karbon ayakizinin 2019’da 107,6 milyon ton CO2 eşdeğeri olduğunu tahmin ediliyor ki bu Norveç’in o yıl yaydığı miktarın kabaca iki katı.

Kaliforniya, siklonlar veya kasırgalar gibi sıcak hava dalgalarını kategorize edecek ve adlandıracak bir sistemi hayata geçirmeyi amaçlıyor. Önerilen sistem, ısı dalgalarını adlandırıyor ve onları siklonlara benzer şekilde sınıflandırıyor, ancak sıcaklığa göre kodlamak yerine, insan sağlığına ve özellikle ölüm riskine göre sınıflandırmayı hedefliyor. Kategori 3 sıcak hava dalgası ilan edildiğinde, yüzme havuzlarının ve klimalı sığınakların halka açılmasına, yaşlılar için check-in hizmetlerinin etkinleştirilmesine karar verilebilir. Isı dalgası süresince klimaya erişim sağlanmasını garantilemek adına kamuya ait şirketler tarafından elektrik kesintisi uygulamasının yasaklanmasına yol açabilir.