Ölüm kaçınılmaz mı?

-
Aa
+
a
a
a

Her canlıda yaşlılık sonunda gelen ölüm, biyolojik olarak kaçınılmaz mı? Hücrelerimiz nasıl ve niçin ölüyor? Sonsuza kadar yaşamak teorik olarak mümkün mü? Prof. Ekin Atilla Gökçümen anlattı.

Hücrelerimiz nasıl ve niçin ölüyor?
 

Hücrelerimiz nasıl ve niçin ölüyor?

podcast servisi: iTunes / RSS

Zamanın geçişi ve yaşlılık üzerine yaptığımız programların son bölümünde, SUNY Buffalo'da hücre ölümü üzerine çalışmalar yapan Prof. Ekin Atilla Gökçümen’i misafir ediyoruz.

Doğup büyüdükten bir süre sonra yaşlanma sürecine giriyoruz. Bunun altında yatan mekanizmalar neler, bu değişebilir mi? Yaşlanma, giderek daha iyi anlıyoruz ki her canlıda büyüme/gelişme gibi biyolojik olarak "programlanmış" bir süreç. Bu genetik programı değiştirerek, örneğin telomerlerimizin kısalmamasını sağlayarak sonsuza kadar yaşayabilmek mümkün mü? Hücrelerimiz sonsuza dek yenilenebilir mi? Bu konudaki sınırlar ve riskler neler?

Sonsuza dek yaşayabilme ihtimalinin tarih boyunca çok tartışıldığını biliyoruz. Bu biyolojinin yanı sıra ilahiyat ve din felsefesinin de temel sorularından birisi. Uzun yıllar simyacıların hedeflerinden biri, (her ne kadar gerçekleşmemiş olsa da) insanın sonsuza dek yaşamasını sağlayacak sihirli yaşam iksirini bulmaktı.

Geçmiş bir programda, genetik müdahalelerle E. Coli bakterisinin yaşam süresinin uzatıldığını ve Google gibi dev bir şirketlerin bu alanda büyük yatırımlar yaptığını konuşmuştuk.

Hücre bölünmesinin, dışsal etkenlere bağlı olmayan, genetik olarak "programlanmış" durumu da arızalar gösterebiliyor. Bunun en ciddi sonuçlarından biri ise kanser. Dolayısıyla hücre yaşlanmasını ve ölümü, doğadaki dengeyi koruyan evrimsel bir unsur olarak görmek belki de daha doğru.

Sonsuza dek yaşamayı gerçekten ister miyiz? Biraz düşünürsek, bu sorunun cevabı olumlu olmayabilir. Ama yaşamın uzatılabilmesinin, pek çok hastalığın daha iyi anlaşılması ve yeni tedaviler geliştirilmesi açısından da faydalı yönleri var.