‘Dağlarımız kokmaya başladı’

-
Aa
+
a
a
a

Everest Dağı'na tırmananlar, artık kendi dışkılarını temizlemek zorunda.

Gezegenin Geleceği: 12 Şubat 2024
 

Gezegenin Geleceği: 12 Şubat 2024

podcast servisi: iTunes / RSS

BBC’den Navin Singh Khadka’nın haberine göre, Nepalli yetkililer, Everest Dağı'na tırmananların artık kendi dışkılarını temizlemek ve bertaraf edilmek üzere ana kampa geri getirmek zorunda kalacaklarını söyledi. Pasang Lhamu bölgesi belediye başkanı Mingma Sherpa, BBC'ye yaptığı açıklamada, “Dağlarımız kokmaya başladı,” dedi. Everest bölgesinin büyük bölümünü kapsayan belediye, uygulanmakta olan daha geniş önlemlerin bir parçası olarak bu yeni kuralı uygulamaya koydu. Aşırı soğuklar nedeniyle Everest'e bırakılan dışkı tam olarak bozulmuyor. Mingma, “Kayaların üzerinde insan dışkısı görüldüğü ve bazı dağcıların hastalandığı yönünde şikayetler alıyoruz. Bu kabul edilemez ve imajımızı zedeliyor,” dedi. Dünyanın en yüksek zirvesi olan Everest Dağı'na ve yakındaki Lhotse Dağı'na tırmanacak dağcıların, ana kampta ‘dönüşlerinde kontrol edilecek’ dışkı torbaları satın almaları gerekecek. Everest'te ve bölgedeki diğer dağlarda çöp büyük bir sorun olmaya devam etse de Nepal ordusu öncülüğünde her yıl düzenlenen temizlik kampanyalarının sayısı da giderek artıyor. Sivil toplum kuruluşu Sagarmatha Kirlilik Kontrol Komitesi (SPCC) başkanı Chhiring Sherpa, “Atıklar, özellikle de ulaşamadığınız yüksek kamplarda büyük bir sorun olmaya devam ediyor,” diyor. Resmi bir rakam olmamakla birlikte, kuruluşu Everest'in dibindeki birinci kamp ile zirveye doğru dördüncü kamp arasında yaklaşık üç ton insan dışkısı olduğunu tahmin ediyor. Uygulamanın Everest'te bir pilot proje olarak başlatılıp daha sonra diğer dağlarda uygulanmasını önerenler de var. Bunların başında da aynı sorunların yaşandığı Ağrı Dağı gelmeli.

2023’ün en kirli havası Hatay’daydı

2023’te Türkiye’de havası en kirli il Hatay oldu. Hava kirliliğinde her ne kadar fosil yakıtlar daha çok etken olsa da Hatay için en az fosil yakıt kadar tehlikeli olan başka bir faktör daha vardı; asbest. Deprem nedeniye yıkılan binaların enkazı kaldırılırken yönetmeliklere dikkat edilmedi. Uzmanlar ve Türk Tabipler Birliği (TTB), enkaz kaldırılırken ‘asbest’ tehlikesine dikkat çekti ama yetkililer dinlemedi. Bunun sonuçları hava kirliliği raporlarına yansıdı. Greenpeace Akdeniz, hava kalite izleme istasyonlarının verilerini analiz ederek hava kirliliğinin en yoğun olduğu 20 bölgesini belirledi. İlk sırada Hatay’ın merkez ilçesi İskenderun yer alıyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, hava kirliliği dünya genelinde dakikada 13 insanın ölümüne yol açıyor. Türkiye’de ise hava kirliliği nedeniyle ölüm beşinci sırada yer alıyor. Greenpeace Akdeniz, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ulusal hava kalitesi izleme ağında yer alan istasyonlardan 2023 boyunca PM10 verilerini analiz etti. PM10, 10 mikrometre veya daha küçük çaplı partiküller anlamına geliyor. Bu, tüm kirleticiler arasında en zararlı ve tehlikeli olanı. PM10 kirleticisine solunum sistemi direnç gösteremez, bu nedenle akciğerin derinliklerine kadar nüfuz eder. Greenpeace İklim ve Enerji Uzmanı Gökhan Ersoy, raporla ilgili şunları dedi, “Fosil yakıt merkezinde şekil alan ısınma, ulaşım ve sanayi politikalarımız kentlerimizi birer kirlilik kapanına çeviriyor ve temiz hava hakkımızı gasp etmeye devam ediyor. Son üç yıldaki bölge sıralamalarına baktığımızda, kentlerin kirlilik oranında radikal bir değişim olmazken sadece birkaç basamak ile yerlerinin değiştiğini ve hala yönetmelikte belirtilen yıllık ortalama limit değerin aşıldığını görüyoruz. Bu da kronik bir sorun halini alan hava kirliliğinin getirdiği sağlık riskini yükseltiyor. Deprem bölgesinden üç farklı kentin de bu yıl listede olması ve Hatay ile Osmaniye’nin ilk kez en kirli 10 bölge arasında yer alması ise enkaz kaldırma çalışmalarının neden olduğu ek kirlilik yükünün halk sağlığı açısında tolere edilemeyeceğini gösteriyor. Çünkü bu üç kentteki bütün istasyonlar yıllık limit değeri aştı.”

Kayıtlara geçen en sıcak Ocak ayı

Avrupa Birliği'ne bağlı İklim Değişikliği Servisi Copernicus (C3S) tarafından yapılan ölçüm, Ocak 2024’ün küresel ölçekte kayıtlara geçen en sıcak Ocak ayı olduğunu ortaya koydu. Copernicus'un uydu izleme sistemiyle yaptığı küresel yüzey hava ve deniz sıcaklıkları ve deniz buzu örtüsü ile hidrolojik değişkenlerde gözlemlenen değişikliklere ilişkin aylık iklim güncellemesi yayımlandı. Buna göre, Ocak 2024'te ortalama yüzey hava sıcaklığı 13, 14 derece olarak ölçüldü. Söz konusu ölçümün Ocak için 1991 - 2020 ortalamasının 0,70 derece, 2020'de kaydedilen bir önceki en sıcak Ocak ayının da 0,12 derece üzerinde olduğu kaydedildi. Açıklamada son sekiz ayın üst üste kaydedilen en sıcak aylar olduğu belirtilerek, son 12 aydaki - Şubat 2023 - Ocak 2024 - küresel ortalama sıcaklığın 1991 - 2020 ortalamasının 0,64 derece üzerinde ölçüldüğü belirtildi. Copernicus'un açıklamasında, bilim insanlarının ‘insanlık için bir uyarı’ nitelemesine atıfla, dünyanın son 12 ay boyunca sanayi öncesi dönemden 1,5 derece daha sıcak olduğu dile getirildi. İklim bilimcilerine göre 2024, 1850 - 1900 dönemi için tahmin edilen Ocak ayı ortalama sıcaklığına göre 1,66 derece daha sıcak bir başlangıç yaptı.