Gazze Şeridi‘nde aşırı sıcak dalgası

-
Aa
+
a
a
a

Gazze Şeridi‘ndeki aşırı sıcak dalgası, ciddi sağlık risklerine yol açıyor.

Gezegenin Geleceği: 30 Nisan 2024
 

Gezegenin Geleceği: 30 Nisan 2024

podcast servisi: iTunes / RSS

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA), Gazze Şeridi’nde aşırı sıcak dalgasının yol açtığı ciddi sağlık risklerine ve ölümlere dikkat çekiyor. Genel Komiser Philippe Lazzarini, bölgede yaşanan trajik ölümler ve insani kriz hakkında uyarılarda bulundu. AA’nın aktardığına göre, Gazze’deki son duruma ışık tutan Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın açıklamasında, sıcak hava koşullarının özellikle çocuklar üzerinde ölümcül etkiler yarattığı belirtiliyor. Bölgede yerinden edilmiş halkın, günlük ortalama bir litre suyla yetinmek zorunda kalması, Sphere Standards tarafından belirlenen günlük asgari 15 litre su ihtiyacının çok altında kalmasına neden oluyor. İklim değişikliği, Gazze gibi bölgelerde yaşayan topluluklar için ek risk faktörleri oluşturuyor. Uzmanlar, bölgede artan sıcaklık trendlerinin ve suya erişimdeki sıkıntıların, özellikle çocukların sıcak dalgalarından etkilenmesine yol açabileceğini belirtiyor. Yıkılan yapıların ve savaşın getirdiği yıkımın ardından, insanlar sıcaktan korunacak altyapı ve kaynaklardan mahrum bırakılmış durumda. İklim değişikliğinin etkileri, artan sıcak dalgaları ve dünya genelindeki ortalama sıcaklık artış hızının %20 daha hızlı olması gibi faktörlerle Gazze’yi sert bir şekilde etkiliyor. Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC), çevresel ve iklimsel değişikliklerin çatışma durumlarının etkilerini şiddetlendirdiği konusunda uyarılarda bulunuyor. Gazze, Akdeniz Havzası içinde yer almasıyla, İklim Değişikliği Hükümetlerarası Paneli (IPCC) tarafından yüksek oranda iklim değişikliğine hassas bir bölge olarak tanımlanıyor. İklim krizi ve savaşın etkileri, Gazze’de su ve gıda güvenliği üzerindeki baskıyı artırırken, savaşın getirdiği çevresel hasar ve iklim değişikliğinin birleşik etkileri bölgenin geleceği üzerinde büyük tehditler yaratıyor. Gazze Şeridi ve Batı Şeria‘da iklim değişikliği nedeniyle su ve gıda güvenliğinin üzerindeki tehlikeler artarken, olumlu diplomatik işbirliği olmadan bu durumun devam edeceği uyarısında bulunuluyor.

Çamlı Barajı projesi yeniden hayata geçirildi

Cumhuriyet’ten Yusuf Körükmez’in haberine göre, Devlet Su İşleri (DSİ) su sorunuyla karşı karşıya kalan ve taahhüt ettikleri suyu da veremediği İzmir’e 1984 yılında yapım fikri ortaya atılan ancak Efemçukuru Altın Madeni nedeniyle askıya alınan Çamlı Barajı projesini yeniden hayata geçirdi. Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Nihai Raporu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu (İDK) tarafından kabul edilen proje, yaklaşık 300 bin kişinin ihtiyacını karşılaması öngörülürken, hemen yanı başında kapasitesini artırarak faaliyetine devam eden altın madeninin suyu kirletme riski uzmanları endişelendiriyor. İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Yüce Ayhan, Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa’nın bilgi notlarında, “Efemçukuru Altın Madeni işletmesinin bulunduğu alanın jeolojik yapısı jeolog arkadaşlarımıza göre ‘sülfitli mineral’ olarak değerlendiriliyor. Yine onların açıklaması ile bu bölgede yapılacak her türlü madencilik girişimi ‘asit kaya drenajı’ adı verilen bir sürece neden olmakta. Yani bileşik yapıdaki ağır metal ve metaloidlerin (arsenik, antimon, kurşun, cıva, demir, krom, kobalt vb.) bileşik yapıları bozularak elementel forma dönüşmekte ve doğal döngülere karışarak başta insan sağlığı olmak üzere tüm canlıları olumsuz etkilemekte,” bilgisi yer aldı. Bu ağır metallerin, halk sağlığı açısından tehlikelerinin yer aldığı bilgi notlarında, “İnsan sağlığı üzerindeki etkilerini başta farklı organ ve dokularda kanserler olmak üzere, karaciğer, böbrek ve akciğerlerde işlev bozukluklarına, sinir sistemi, kalp-dolaşım sistemi, üreme sistemi, bağışıklık sistemi hastalıkları olarak özetleyebiliriz. Maden işletmesi alanında büyük miktarda pasa (ekonomik olarak değerlendirilebilecek nitelikte olmayan toprak vb.) da bulunmakta olup, pasa içinde de asit maden drenajı işlemi olmakta. Ayrıca işletmede yapılan cevher zenginleştirme sürecine ait katı ve sıvı atıklar da bulunmakta olup bunların da çevre kirliliğine neden olarak yukarıda bahsedilen sağlık etkilerine yol açabilmektedirler. Özetlenen bu gerekçelerle maden işletmesi izin verilen barajın su toplama havzasında bulunduğundan, toplanan suda kimyasal kirleticilerin bulunma olasılığı çok yüksek,” denildi.

Siyanürlü havuzlara ‘olur’ kararı

Bir maden şirketi, Giresun’daki yeni bir maden tesisi için onay aldı. Kürtün ilçesinde bulunan Gölönü Yaylası’na açılacak olan madenden çıkarılan cevher, yine aynı il sınırlarında bulunan Mastra Altın Madeni’ne götürülerek siyanürle ayrıştırılacak. Öte yandan çevresi yaylalarla çevrili maden sahası, dere ve göllere de yakın bir mesafede bulunuyor. İzmir, Gümüşhane, Kayseri ve birçok noktada altın madeni işleten ve siyanürlü havuzlarda cevher zenginleştirme işlemi yapan şirkete bir maden için daha ‘olur’ verildi. Gümüşhane Kürtün ilçesi Yaylalı Köyü’nde açılmak istenen kompleks cevher (gümüş, altın, bakır, demir, çinko) madeni için, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından ÇED gerekli değil kararı verildi. Şirket tarafından 1923,26 hektarlık alan için maden işletme ruhsatı alınırken, ilk etapta 22,04 hektarlık alan için izin alındı. Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre, açık ocak olarak işletilecek olan sahaya beş yıllık bir ömür biçilirken, yıllık 472 bin 500 ton cevher çıkarılması planlanıyor. Alandan çıkarılacak olan madenler, yine aynı şirket tarafından Gümüşhane’de işletilen Mastra Altın Madeni’ne nakledilecek ve burada işlenecek.