Feda edilen bölgeler

-
Aa
+
a
a
a

Haftanın Haber Hasatı'nın bu bölümünde iklim ve ekolojik kriz öncelikli bir anayasa hazırlığında olan Şili'nin lityum madenciliği ve suyun tanımı gibi kritik sorulara nasıl yanıt vereceğini ele alıyoruz. Hasat'ın diğer haberlerinde Brezilya'nın kömüre devam kararı, karsız kışların orman yangınlarına ve su tedariğine etkisi, Fransa'nın otomobil reklamlarına getirmeyi planladığı yeşil uyarılar ve daha fazlası var.

Şili'de lityum havzası
Feda edilen bölgeler
 

Feda edilen bölgeler

podcast servisi: iTunes / RSS

‘‘Bir ülke, nadiren, bir ulus olarak ideallerini ortaya koyma ve kendisi için yeni bir anayasa yazma şansı bulur. İklim ve ekolojik kriz ise bu süreçte neredeyse hiçbir zaman merkezi bir rol oynamaz.’’

Bu genelleme ise yeni bir anayasa hazırlığında olan Şili için geçerli değil. Sosyal ve çevresel sorunlar nedeniyle aylarca süren protestoların ardından, Şili’den “iklim ve ekolojik acil durum” ilan edildi ve 155 kişilik bir konvansiyon yeni bir anayasa yazmak üzere seçildi.

‘‘Onların çalışmaları sadece 19 milyonluk bu ülkenin nasıl yönetileceğini şekillendirmekle kalmayacak. And Dağları'nın yanındaki bu uçsuz bucaksız çölün altındaki tuzlu sularda gizlenen yumuşak, parlak bir metal olan lityumun geleceğini de belirleyecek.’’

The New York Times’ın Şili’nin yeni anayasasını konu alan haber hikayesinde ülkenin nasıl yanıt vereceği merak konusu olan potansiyel çatışma alanalarından ilki lityum. Elektrikli cihaz ve otomobillerin bataryaları için kilit bir maden olan lityum üretimi açısından Şili, dünyanın en büyük ikinci ülkesi konumunda.

Şili’yi Latin Amerika’nın en zengin uluslarından biri haline getiren madencilik faaliyetlerinin yapıldığı bölgeler çevresel açıdan o kadar yıprandı ki bu bölgelere ‘‘feda edilen bölgeler’’ deniyor.

Dünyadaki lityumun beşte birini tek başına üreten SQM şirketi Şili’nin volkanik dağlarının kıyısındaki Atacama çölünde lityum çıkarıyor. SQM bunun için yeraltındaki tuzlu suyu çekip, büyük havuzlarda topluyor. Dünyadaki en çok güneş alan bölgelerinden biri olan Atacama’da, güneş bu havuzlardaki suyu buharlaştırıyor ve tuzlu sudan lityumu ayrıştırıyor.
Şili'de maden havzası(Kaynak: The New York Times)

Bu tesisin hemen yakınında flamingoların da konaklama alanı olan lagünlarda, yapılan araştırmalar, artan gündüz sıcaklıkları ile birlikte lityum madenciliğinin genişlemesi ile toprak neminin azalması ve bölgenin kuruması arasında güçlü bir ilişki olduğuna dair kanıtlar buldu.

Hükümet sayımlarına göre 1997'den beri Atacama'daki flamingo popülasyonunda hafif bir düşüş kaydedildi. İklim değişikliğinin, bu kırılgan bölgede kuraklığı artırdığı ve yağmurları daha şiddetlendirdiğinden şüpheleniyor. Bölgede mısır rekoltesinde düşüş yaşandığı da belirtiliyor.

Şili’nin iklim krizini merkeze alan yeni anayasasının suyun ve belki daha önemlisi tuzlu suyun kime ait olduğu, hatta suyun nasıl tanımlanacağı gibi hayati sorulara yanıt vermesi gerekiyor.

Hikaye şu notla sona eriyor:

Anayasasının karşı karşıya olduğu sorular yalnızca Şili'nin sorunu değil. Dünya, artan sosyal eşitsizliklerin ortasında iklim değişikliği ve biyolojik çeşitlilik kaybıyla yüzleşirken aynı hesapla karşı karşıya: İklim düzeltmeleri arayışı, insanlığın doğayla olan ilişkisini yeniden incelemeyi gerektiriyor mu?

Şili Üniversitesi'nde iklim bilimcisi olan Maisa Rojas, “21. yüzyılın çok karmaşık sorunlarıyla yüzleşmek zorundayız” diyor. "Kurumlarımız buna pek çok açıdan hazır değil."

Hasat’ın diğer haberleri

  • Brezilya’da Perşembe günü yayımlanan “adil enerji geçişi” yasasına göre, en az 2040 yılına kadar kömürü bir enerji kaynağı olarak kullanmaya ve sübvanse etmeye devam edecek. Brezilya'nın güneyindeki Santa Catarina bölgesinde kömürle çalışan termik santrallere yönelik sübvansiyonlarının 2027'ye kadar kesilmesi ve üç büyük santralin faaliyet izninin 2025'te sona ermesi gerekiyordu. Yeni yasa ise bunu tersine çeviriyor, hükümetin Santa Catarina'daki bir grup termik santral tarafından üretilen enerjinin %80'inin kömür madeninden elde edilmesini zorunlu kılıyor.
  • ‘Enerji fiyatlarının 2022'de veya sonrasında düşmesi, büyük enerji ithalatçıları yeşil geçiş konusunda yeterince ciddi adımlar atana kadar mümkün değil.’

Sözler Warwick Üniversitesi’nde Küresel Enerji Profesörü Gearge Bradshaw’a ait. ‘Uzun vadede üretimi azaltırken, kısa vadede küresel talebi karşılamak için yeterli miktarda fosil yakıt tedariki nasıl sağlanacak?’ diye soran Bradshaw’a göre, şu anda, fosil yakıt üretiminin gelecekte azalmasının telafi edilmesi için, temiz enerji üretiminin hızla büyümesi ve çok daha fazla yeşil yatırım gerekiyor.

‘Bu taahhüt eksikliği, fosil yakıtlara olan talebin neden fiyatları yeniden yükselttiğini açıklıyor... Mevcut krizin altını çizdiği şey, fosil yakıtları uygun maliyetli ve adil bir şekilde azaltmak en fazla temiz enerji kapasitesi oluşturmak kadar zor.’ diyor Bradshaw.

  • Yeni bir araştırmaya göre önümüzdeki 35 ila 60 yılda ABD’nin batısında kış aylarında kar görülmeyebilir. Çalışma, azalan kar yükünün Batı'da büyüyen başka bir soruna şimdiden katkıda bulunduğuna işaret ediyor: Orman yangınları. Orman yangınlarından sonra kar olmaması, ormanların iyileşmesini çok daha zor hale getiriyor. Araştırmacılar, ‘Yağışların kar yerine yağmur olarak yağması yeniden büyüyen bitki örtüsünün türünü ve ayrıca toprak yapısını kalıcı olarak değiştirebilir ve bu da erozyon gibi sorunlara yol açabilir.’ diyor.

Ancak karsız kışların en büyük etkisi su tedariği üzerinde olacak. Batı ABD'de kullanılan suyun yaklaşık yüzde 75'i karların erimesiyle sağlanıyor. Örneğin Colorado Nehri, dağ karlarıyla besleniyor ve 40 milyondan fazla insana içme suyu sağlıyor. Batı nehirleri ayrıca elektrik üretiyor ve milyonlarca dönümlük tarım arazisinin sulanmasını sağlıyor.

  • "Tüm kentsel alanlar Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nun (hava kalitesi) kılavuz değerlerini karşılamış olsaydı, küresel olarak kentsel alanlarda 1.21 milyondan fazla ölümün 2019'da önlenebileceğini tahmin ettik.’’ diyen yeni bir araştırmaya göre hava kirliliği yalnızca 2019'da 1,8 milyondan fazla insanı öldürdü.

The Lancet Planetary Health’te yayımlanan araştırmaya göre dünya genelinde şehirlerde yaşayanların yaklaşık %86'sı yani 2,5 milyar kişi WHO’nun 2005 hava kalitesi yönergelerini aşan alanlarda yaşıyor.

Şehirlerdeki ince partikül madde konsantrasyonları ve ölüm oranları üzerine yapılan araştırma, PM2.5'in şu anda küresel hastalık yükünde birincil çevresel etken olduğunu belirtiyor.

Çalışma, sağlıksız hava kalitesine uzun süre maruz kalmanın, kardiyovasküler hastalık, solunum yolu hastalığı, akciğer kanseri ve alt solunum yolu enfeksiyonu dahil olmak üzere çeşitli hastalıkların sebep olduğu erken ölümlerle ilişkili olduğunu söylüyor.

  • Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı atıkların toplanması ve tek kullanımlık plastiklerin azaltılmasına yönelik yeni bir yönetmelik yayımladı.

Buna göre kafe ve restoranlarda tek kullanımlık plastik tabak, çatal, bıçak kullanımının tercih edilmemesi sağlanacak. Plastik pipetler ise ıslak mendiller yalnızca tüketiciler talep ettiği takdirde verilecek.

Greenpeace Türkiye konuyla ilgili açıklamasında, plastik kirliliğine dikkat çekilmesi açısından önemli bulduğumuz bu düzenlemeyi, plastik kirliliğine karşı sonuç elde edilmesi açısından yetersiz buluyoruz.’’ diyor.

Yönetmelik aynı zamanda gıda atıklarının kaynağında ayrılmasına yönelik de adımlar içeriyor. Toptancı hallerinde ve pazar yerlerinde oluşan gıda atıklarının kaynağında ayrıştırılmasını sağlamak amacıyla "biyobozunur atıklar" için ayrı biriktirme ekipmanı yerleştirilmesini ön görülüyor. Site, apartman ve villa tipi müstakil konutlarda geri kazanılabilir atıklar için ayrı ekipman bulundurulması zorunluluğu da getirildi.

  • Fransa’da otomobil reklamlarına yeşil uyarılar ekleniyor. Ülkede Mart ayından itibaren yürürlüğe girecek olan yeni bir düzenlemeyle, otomobil reklamlarının, seyircileri araç paylaşımı yapmak, yürümek, bisiklete ya da toplu taşımaya binmek gibi çevre dostu ulaşım seçeneklerine yöneltmesi zorunlu hale geliyor. Her bir mesaja #SeDéplacerMoinsPolluer (Yer değiştir ve daha az kirlet) sloganı eşlik ediyor. Uymayanlara 56 bin dolara kadar cezalar uygulanabilecek.

Söz bitmeden…

Arka Kinari gündüz yerel müzisyenlerin atölyelerine, beceri paylaşımlarına ve küçük konserlerine ev sahipliği yapıyor. Geceleri gemi, iklim değişikliğine dikkat çekmek için için müziği ve karbon ekonomisinden sonraki yaşamı hayal etmek için sinematik görseller kullanarak Filastin & Nova'nın performansı için bir sahneye dönüşüyor.

Gücünü güneşten alan ve halka açık kıyılarda paylaşılan bir gezi prodüksiyonu olan Arka Kınari, hem mesaj hem de yöntem.

Denizcilik ağı, insanları, dilleri ve fikirleri buluşturan orijinal internetti. Arka Kinari, kaybolan ticaret yollarını, insanların kıyılarına geri götüren kargo olarak kültürle yeniden canlandırıyor. Arka Kinari, pandemi sırasında aylarca Pasifik Okyanusu'nda mahsur kalmadan önce Atlantik, Karayipler ve Panama Kanalı'nı geçerek yirmi üç ülkede durdu. Arka Kinari nihayet Eylül 2020'de Endonezya'nın ana sularına girdi ve şimdi takımadaların baharat rotalarını geziyor.’

Arka Kinari teknesi