Deva Partisi Kömürden Aşamalı Çıkışı Duyurdu Ancak Tam bir Tarih Belirtmedi

-
Aa
+
a
a
a

İklim Habercileri'nin yeni bölümünde DEVA Partisi’nin Çevre ve İklim Değişikliği Eylem Planı ele alındı.

güneş panelleri arkasında termik santral bacaları
Deva Partisi kömürden aşamalı çıkışı duyurdu, ancak...
 

Deva Partisi kömürden aşamalı çıkışı duyurdu, ancak...

podcast servisi: iTunes / RSS

Yeni Rapor: Türkiye’nin Orman Varlığı Artmıyor, Aksine Azalıyor

DEVA Partisi’nin açıkladığı Çevre ve İklim Değişikliği Eylem Planı’nda 2050 net sıfır emisyon hedefine uygun kömürden kademeli çıkış planı, karbon fiyatlama sisteminin kurulması, yenilenebilir enerji yatırımlarının desteklenmesi gibi hedefler yer alıyor. Planda kömürden ne zaman çıkılacağına dair tam bir tarih yer almazken, karbon yakalama teknolojisi gibi teknolojilere yatırım yapan ve bu teknolojileri kullanan firmalara teşvik verileceği belirtildi.

Türkiye Ormancılar Derneği (TOD), 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde “Türkiye Ormancılığı 2022: Türkiye’de Ormansızlaşma ve Orman Bozulması Raporu”nu tanıttı. Raporda, Türkiye’deki ormansızlaşmanın hızla arttığına dikkat çekildi ve şu noktalara dikkat çekilde: “2020 yılı sonu itibarıyla 748 bin hektar orman alanı madencilikten enerjiye, turizmden ulaştırmaya uzanan geniş bir yelpazedeki uygulamalara tahsis edilmiş durumdadır. Fiilen orman olmayan ve ülke toplam ormanlar yüzde 3,2’sine karşılık gelen bu alanlar orman varlığı envanterinde halen orman olarak görünmeye devam etmekte ve bu nedenle ormanların azalmadığı aksine arttığı yönünde yanıltıcı bir algı oluşturmaktadır. Türkiye’de ormanların karşı karşıya olduğu bir diğer önemli sorun da ormanların giderek daha küçük parçalara bölünmesidir. 2008-2019 yılları arasında 180 hektardan küçük orman alanlarının sayısı yüzde 118 artmıştır.”

Orman Yangınları için Kırmızı Alarm

Dünya Çevre Günü, İsveç’in Stockholm kentinde 1972 yılında düzenlenen Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı’ndan bu yana çevrenin korunması konusunda dünya çapında farkındalık yaratılması ve eylemde bulunulması amacıyla her yıl 5 Haziran’da kutlanıyor. Bu Çevre Günü’nde ise genç iklim aktivisti Baran Örnek, Change.org Türkiye’de başlattığı “Orman Yangınları İçin Kırmızı Alarm” kampanyasıyla orman yangını sezonunun başladığını ve ormanları korumak için acil eylem planlarının yapılması gerektiğine dikkat çekiyor.

Karbondioksit Seviyeleri Sanayi Öncesi Döneme Göre Yüzde 50 Daha Yüksek

ABD hükümetinin verilerine göre, atmosferdeki karbondioksit seviyesi, sanayi öncesi döneme göre %50’den yüksek. Bu da gezegeni insanların ortaya çıkmasından çok önce, milyonlarca yıldır yaşanmayan koşullara doğru itiyor. Karbondioksitin amansız yükselişini gösteren en son ölçümler, dünyanın feci bir iklim değişikliğine gittiği yönündeki bilim insanlarının uyarısını haklı çıkarıyor. Hawaii’deki Scripps Oşinografi Enstitüsü için karbondioksit ölçümleri yapan Ralph Keeling, “Karbondioksitteki amansız artışı yavaşlatacak kolektif irade gücünden yoksun olmamız iç karartıcı. Fosil yakıt kullanımı artık hızlanmıyor olabilir, ancak hâlâ küresel bir felakete doğru en yüksek hızda yol alıyoruz” dedi. Mayıs ayında Hawaii’deki Mauna Loa Gözlemevi’ne göre, atmosferdeki karbondioksit seviyesi 421 ppm’e ulaştı Bu, fosil yakıtların yanması ve ormansızlaşma nedeniyle karbondioksit seviyesindeki önlenemez son bir artışı yansıtıyor. Sanayi Devrimi’nden önce, dünyanın karbondioksit seviyeleri 6 bin yıl boyunca yaklaşık 280 ppm’di ve insan uygarlığının ilerlemesi için istikrarlı bir temel sağladı. Ancak o zamandan beri insanlar, gezegeni yüzlerce veya binlerce yıl ısıtmaya yetecek kadar miktarda, yaklaşık 1.5 trilyon ton karbondioksit saldı.

İngiltere merkezli uluslararası insani yardım kuruluşu Oxfam, son 20 yılda küresel ısınmanın getirdiği sonuçlar nedeniyle iklim felaketleri için gerekli fon miktarının %800 seviyesinden daha fazla bir oranda arttığını açıkladı. Oxfam’in raporunda, bu miktarın sadece yarısının donör ülkeler tarafından karşılandığı belirtildi. Buna göre, yoksul ülkeler, son beş sene içinde 63-75 milyar dolar tutarında acil insani yardım talebinde bulundu, ancak 35-42 milyar dolar tutarında yardım alabildi. Oxfam, bu durumu kınayarak, söz konusu miktarın “acı verecek derecede yetersiz olduğunu” belirtti. Oxfam’in raporuna göre, Birleşmiş Milletler (BM) ilk defa 2017 senesinde insani yardım taleplerinin nedenlerinin arasında iklim değişikliğini “ana faktörden” biri olarak açıkladı. 2000 senesinde bu taleplerin %35.7’si iklim kaynaklı olarak belirtilirken, 2021 senesinde gelindiğinde bu rakam %78’e çıktı. Birleşmiş Milletler’in (BM) tahminlerine göre, önümüzdeki sekiz sene içinde iklim felaketlerinin sayısı %40 oranında artış gösterecek.